Dünya'nın en yüksek ve büyük platolarından biri, Tibet Platosu genellikle "Dünya'nın Çatısı" olarak anılır. Bu bölge, deniz seviyesinden yaklaşık 4.500 metre yükseklikte yer alıyor. Bu yükseklik ise burada yaşayan insanların yaşam süreleri ve sağlıkları üzerinde önemli bir etkiye sahip olurken Tibetliler, bu zorlu coğrafyada uzun yaşamlarıyla bilinir. Peki, bu insanlar neden uzun yaşıyor? 

Tibet Platosu’nun yüksek rakımı nedeniyle düşük oksijen düzeyleri bakımından dikkat çeker. Tibetlilerin genetik olarak bu zorlu çevreye adapte oldukları belirtilirken özellikle araştırmalar Tibetlilerde yüksek hemoglobin seviyeleri ve genişlemiş damar yapıları gibi özelliklerin, oksijenin vücutta daha verimli taşınmasını sağladığını ortaya koymuştur. Bu genetik adaptasyonlar, kalp ve damar sağlığını koruyarak uzun ömürlerine katkıda bulunur. 

BİTKİSEL İLAÇLAR VE DOĞA TEDAVİ YÖNTEMİYLE BİLİNİR

Tibetlilerin beslenme alışkanlıkları, uzun yaşamlarının önemli bir parçasıdır ve geleneksel Tibet mutfağı, taze sebzeler, tam tahıllar ve az yağlı süt ürünlerinden oluşan bir diyetle dikkat çeker. Aynı zamanda Tibet tıbbı, bitkisel ilaçlar ve doğal tedavi yöntemleriyle bilinir. Bu geleneksel tıbbi uygulamalar, bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıkların önlenmesine yardımcı olur.

Tibet Platosu’nda yaşayan insanlar, gündelik yaşamlarında yüksek derecede fiziksel aktiviteye sahip. Çobanlık, tarım ve el sanatları gibi işlerle uğraşırlar bu durum oradaki insanların hem fiziksel sağlıklarını korur hem de zihinsel sağlığı destekler. Öte yandan Tibet kültüründe meditasyon ve yoga gibi ruhsal pratikler, stres yönetimi ve zihinsel denge için önemli bir rol oynar.

TOPLUMSAL BAĞLARI VE MANEVİ İNAÇLARI UZUN YAŞAM SIRRI 

Tibetlilerin uzun yaşamlarının bir diğer nedeni de güçlü toplumsal bağlar ve manevi inançlardır. Tibet toplumundaki dayanışma, bireylerin ruhsal sağlıklarını olumlu yönde etkilerken bölgedeki yaygın Budist inanışları, manevi pratikler ve meditasyon gibi uygulamalar, zihinsel huzuru ve genel yaşam kalitesini artırır. Ayrıca Harvard Üniversitesi’nden Dr. Cynthia Beall, Tibetlilerin genetik adaptasyonlarının, düşük oksijen seviyelerine karşı olağanüstü bir direnç sağladığını ve bu durumun uzun yaşamlarını desteklediğini belirtmiştir.