Colorado merkezli enerji şirketi Radia tarafından tasarlanan devasa kargo taşıyıcısının 108 metre uzunluğa, 24 metre yüksekliğe ve 79,5 metre kanat açıklığına sahip olacağı bildirildi. Yani hemen hemen dünyanın en uzun yolcu uçağı olan Boeing 747-8'den 36 metre daha uzun.
Jumbo jetin inişine uyum sağlamak için 1800 metrelik bir pistin inşa edilmesi de gerekecek.
WindRunner'ın amacı ise uzunluğu rüzgar türbinlerinin kanatlarını çeşitli rüzgar santrallerine taşımak. Devasa boyutları ve hantallıkları nedeniyle bu kanatların şu anda özel deniz araçlarıyla açık deniz üzerinden nakledilmesi gerekiyor ve bu da karadaki kullanımlarını sınırlıyor.
Firmayı kuran MIT eğitimli roket bilimcisi Mark Lundstrom, Wall Street Journal'a bu sorunları ilk kez nasıl öğrendiğini anlatırken "Bu, endüstrinin sizinle konuştuğu çok net bir andı" dedi.
Son yedi yılını, WindRunner'ın parçalanmamasını sağlamak için bir mühendislik ekibiyle birlikte tasarımı mükemmelleştirmeye çalışmakla geçirdi.
WindRunner'ın kapasitesi, önceden var olan yel değirmeni pervanelerini taşımanın yanı sıra, daha fazla güç üretebilecek daha büyük karasal türbinlerin geliştirilmesinin de önünü açacak.
Rüzgarın 2022 yılında ABD'deki büyük ölçekli elektrik üretiminin yüzde 10'unu oluşturduğu dikkate alındığında bu önemli bir gelişme.
WindRunner'ı yıllarca sır olarak sakladıktan sonra Radia, planların artık dört yıl içinde gerçeğe dönüşebileceğini iddia ediyor.
Lundstrom, rüzgar enerjisi sektöründe devrim yaratmanın yanı sıra, uçağın kargo kapasitesinin, devasa askeri makinelerin taşınması gibi başka uygulamalarda da kullanılabileceğine inanıyor.