Altın ve gümüş fiyatlarının rekor tazelediği, bugün açıklanacak Merkez Bankası faiz kararının piyasalarda merakla beklendiği süreçte, ekonomist Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, asgari ücret beklentisini, memur ile emekli maaşlarını, Merkez Bankası’nın faiz kararını ve altın tahminini değerlendirdi. Son iki üç toplantıda “orta yolcu” bir yaklaşım izleyen Merkez Bankası’nın, şahin ve güvercin kanatlar arasındaki çekişme nedeniyle bu toplantıda nasıl bir patika izleyeceği sorusu da gündemdeki yerini koruyor.

MERKEZ BANKASI FAİZ KARARI NE OLACAK?

Eryılmaz, Merkez Bankası içinde bir tarafta 100 baz puanlık indirim isteyen şahin kanat, diğer tarafta reel pozitif faizin güçlü olduğuna dikkat çekerek indirime alan olduğunu savunan güvercin kanat bulunduğunu belirtti. Enflasyonun manşette iyi görünmesine rağmen alt detaylarda bozulmalar olduğuna dikkat çeken Eryılmaz, Ocak ve Şubat aylarında enflasyonun yeniden yukarı yönlü hareket edeceğini söyledi.

2026 yılı için belirlenen yüzde 16’lık enflasyon hedefinin iddialı olduğuna işaret eden Eryılmaz, tüm bu unsurlar ışığında Merkez Bankası’nın iki tarafı da memnun etmeye çalışan bir tutumla 150 baz puanlık bir faiz indirimi yapabileceğini ifade etti.

Eryılmaz, “100, 150 ya da 200 baz puan indirimin makroekonomik etkisinin sınırlı olduğunu” ancak tartışmaların “sinyal etkisinden” kaynaklandığını vurguladı. Ona göre 200 baz puanlık bir indirim, Merkez Bankası’nın önümüzdeki dönemde de alan buldukça indirime devam edeceği mesajını verebilir. Buna karşın 100 baz puanlık bir indirim, kurumun enflasyonla mücadelede daha kararlı bir duruş sergilediği şeklinde yorumlanabilir.

ENFLASYON RAKAMLARI VE MAAŞ ZAMLARI

Kasım ayında enflasyonun aylık yüzde 0,87, yıllık yüzde 31,7 geldiğini hatırlatan Eryılmaz, önümüzdeki ay için yüzde 0,7’lik bir artış beklediğini belirtti.

Asgari ücret ve memur–emekli zamlarına ilişkin olarak ise şunları söyledi:

Gelirler politikasının devam edeceğini, ücret artışlarında güçlü bir sosyal refah payı beklemediğini,

Asgari ücrette yüzde 23–25 arası bir artış öngördüğünü,

SGK ve BAĞ-KUR emeklilerinin enflasyon farkı kadar zam alacağını,

Memur emeklilerinde de toplu sözleşme ve enflasyon farkının uygulanacağını ifade etti.

Eryılmaz, “emeklilere bir miktar pozitif ayrımcılık yapılacaksa bile beklentilerin çok yüksek tutulmaması gerektiğini” söyledi.

FAİZ İNDİRİMİ NEDEN KREDİLERE YANSIMIYOR?

ALB Yatırım Başekonomisti Filiz Eryılmaz, politika faizindeki indirimlere rağmen kredi faizlerinde belirgin bir düşüş görülmemesinin nedenini “makro ihtiyati adımların devam etmesi” olarak açıkladı. Mevduat faizlerinin yüksek seyrini koruduğunu, tahvil faizlerinde de kayda değer bir reaksiyon olmadığını belirten Eryılmaz, güçlü indirimler yapılmadığı sürece kredi faizlerinde hızlı bir geri çekilmenin zor olduğunu dile getirdi.

Makro ihtiyati tedbirler gevşetilse bile eski dönemlerdeki gibi hızlı kredi ucuzlamasının kolay görünmediğini belirten Eryılmaz, 2025 yılı sonu için politika faizinde yüzde 28–29 bandı öngördüğünü söyledi. Enflasyon beklentilerindeki katılığın da piyasa faizlerini yukarıda tutan unsurlar arasında olduğunu ifade etti.

FAİZ İNDİRİMİ BORSA İSTANBUL’U NASIL ETKİLER?

Eryılmaz, Borsa İstanbul’da yükselişin bankalar ve holdingler öncülüğünde gerçekleştiğini, piyasaların 150–200 baz puanlık bir indirimi fiyatladığını söyledi. 100 baz puanlık bir indirimin borsaya satış getirebileceğini, endeksin yeniden 11.000 seviyesinin altına sarkabileceğini belirtti.

Buna karşılık 200 baz puanlık bir indirim, BIST 100’ün 10.400 puanın üzerine doğru yeni bir hareketlenme yaratabileceği değerlendirmesinde bulundu. CDS’teki geri çekilmenin bankacılık endeksi üzerindeki pozitif etkisine de dikkat çekti.

ALTIN VE GÜMÜŞ FİYATLARINDA SON DURUM

Eryılmaz, gümüşte özellikle son iki haftada “inanılmaz bir hareket” olduğunu belirtti. FED’in faiz indireceği beklentisi, ABD’de FED başkanlığı için adı geçen güvercin isim Kevin Hassett, altın–gümüş rasyosunun kritik destek altına gerilemesi, gümüşün ABD tarafından “kritik mineral” ilan edilmesi, güçlü talep ve sınırlı arzın yükselişi desteklediğini söyledi.

Büyük fonların pozisyonlanmalarının, ETF’lere rekor girişlerin ve manipülatif hareketlerin piyasada FOMO etkisi yarattığını belirten Eryılmaz, merkez bankalarının bile artık gümüş alımlarına yöneldiğini vurguladı.

Gümüşte pozisyon almak için FED kararını görmenin daha sağlıklı olacağını belirten Eryılmaz, güvercin bir FED durumunda 64–65 dolar seviyelerinin görülebileceğini söyledi. Ancak buraların güçlü dirençler olduğuna dikkat çekti.

Şahin bir FED senaryosunda ise gümüş ve altının satış baskısıyla karşılaşabileceğini, ancak bunun “çöküş” anlamına gelmediğini ifade etti.

Altında yeni rekorların kalıcı olup olmayacağına ilişkin ise 4.381 dolar üzerindeki rallinin çok güçlü görünmediğini belirtti.

2026 BEKLENTİLERİ

Eryılmaz, 2026’da altın tarafında olumlu olduğunu belirterek 4.600 dolar seviyelerinin görülebileceğini söyledi. Jeopolitik riskler, ABD seçimleri, güvenli liman talebi ve merkez bankası alımlarının bu görünümü desteklediğini ifade etti.

Gümüşte ise bu yıl görülen uç seviyelerin tekrar edilmesi için küresel büyümenin çok güçlü olması gerektiğini söyledi. Piyasalarda telaffuz edilen çok yüksek fiyatların “abartılı” olduğunu belirterek “temkinli pozitif” bir duruş ortaya koydu.

GRAM ALTIN NE OLUR?

Eryılmaz, gram altında yılın ilk çeyreği için en az 6.400 TL, mart sonu itibarıyla ise 6.500 TL civarı seviyelerin rahatlıkla görülebileceğini söyledi. 4.600 dolar ons-altın üzerinden yapılacak hesaplamalarla yıllık maksimum seviyelerin daha da yukarı taşınabileceğini belirtti.

YAPAY ZEKA BİR BALON MU?

Eryılmaz, yapay zeka için “balon değil ama fiyatlarda köpük var” değerlendirmesinde bulundu. Bir düşüş yaşanabileceğini, ancak 2026’da endekslerde bir çöküş beklemediğini belirterek ABD ekonomisinin güçlü seyrini koruyacağını, yapay zeka şirketlerinin bilançolarının iyi gelmeye devam edeceğini söyledi.

S&P 500 için 8.100–8.200 seviyelerini öngördüğünü, aşağı yönde ise 7.200–7.500 bandının görülebileceğini ifade etti. 2026 için “ABD endeksleri tarafında olumlu” olduğunu vurguladı.

Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, 2026 yılına ilişkin beklentilerde temkinli iyimser bir görünüm ortaya koyarken, altın ve gümüşte yönün büyük ölçüde FED kararlarına bağlı olacağını, Türkiye’de ise faiz politikasının enflasyon beklentileri ve makro ihtiyati çerçeveyle birlikte okunması gerektiğini ifade etti.