Amatör branşlara yaptığı yatırımlarla Olimpiyat Oyunları’na en çok sporcu gönderen ekip olan Fenerbahçe Spor Kulübü, kürek branşında da elde ettiği başarılarla dikkat çekiyor.
Fenerbahçe altyapısından yetişen ve kariyerine sarı-lacivertli kulüpte devam eden Elis Özbay, elde ettiği 2 Dünya ve 2 Avrupa şampiyonluğunun ardından Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları için de kota almayı başardı. Bu başarı ile bir ilki yaşatan Özbay, Türkiye’yi Olimpiyat Oyunları'nda temsil edecek ilk kadın kürek sporcusu oldu.
Fenerbahçeli milli sporcu Elis Özbay, kürek sporuna başlangıcı, adaptasyon süreci, elde ettiği başarılar, Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları dahil birçok konuda özel açıklamalarda bulundu.
Spora ilk olarak voleybol ile başladığını ancak daha sonra öğretmeninin verdiği tavsiye ile kürek sporuna geçiş yaptığını belirten Özbay, yaşadığı geçiş süreciyle ilgili olarak, "Başta tabii çok zorlandım, antrenmanlar çok zordu. Voleyboldan sonra kürek sporuyla ilgilenmek ilk başlarda zor geldi. Direkt olarak anne babama, ‘Ben 6 yıldır voleybol oynuyormuşum ama spor yapmıyormuşum’ dedim. Geçişim başta zordu. Takım arkadaşlarımı yakalama konusunda zorlandım ama onların ne kadar iyi olduğunu görmek bende hırs yarattı ve kısa sürede onları da yakaladım" diye konuştu.
"ANNEME ‘BEN BİR DAHA BURAYA GELMİYORUM’ DEMİŞTİM"
Kürek sporuna başladığı ilk günü anlatan Özbay, "O zamanlar Fenerbahçe Tesisleri, Maltepe’deydi. Oradan suya iniyorduk. Normalde biz kürek çekerken sol elimiz üstteyken takım arkadaşım bana bunu söylememişti ve ben sağ elimi üste çekmiştim. Bu yüzden elim yara olmuştu ayar da farklı olduğu için. Daha sonra sudan çıkınca arkadaşlarım da bana ‘Niye geldin, neden kürek, voleybola gitsene’ demişti. Bunun nedenini de anlamamıştım. Ellerim de yara olunca anneme, ‘Ben bir daha buraya gelmiyorum’ demiştim. Üzerinden zaman geçince ertesi gün sabah annemi kaldırıp ‘Hadi gidiyoruz anne’ demiştim. Kızların orada öyle konuşmalar yapması beni hırslandırdı. İyi ki de öyle yapmışlar” ifadelerini kullandı.
Kariyerinin başlangıcında karşılaştığı zorluklarla dönem dönem küreği bırakmayı düşündüğünü aktaran milli sporcu, "Çok küçük yaşlardan itibaren ben sporla iç içeydim. O yüzden pek yorulmak nedir bilmiyordum. Kürek de en başlarda tam bana göreydi. Sürekli bir tempo halindeydik. Yeri geldiği zaman ‘Neden buradayım’ dediğim dönemler oldu. Özellikle kamp dönemleri çok uzun sürdüğü için ailemizden uzak kalıyorduk. İkinci neden ise üniversite sınavı zamanında, ‘Değer mi bu kadar çalışmaya’ diye düşünmüştüm ama değdiğini de gördüm" şeklinde konuştu.
"PARİS BENİM ÇOCUKLUK HAYALİM"
Tokyo 2020 Yaz Olimpiyat Oyunları’nda kota almayı 3 saniye ile kaçırdıklarını ve bu durumun Paris 2024 için çok daha fazla motive ettiğini belirten Özbay, evdeki odasında Paris’e dair birçok detay bulunduğunu söyleyerek şöyle konuştu:
"2020 Tokyo Olimpiyatları’na hazırlanırken takım arkadaşımla biz sadece 1 aylık bir ekiptik ve sadece 3 saniye ile kotayı kaçırmıştık. O bile bizi çok motive etmişti. 2024’e hazırlanırken takım arkadaşım küreği bıraktı ve ben tek başıma devam ettim. Başta çok zorlu bir süreçti çünkü iki kişi kürek çekmek daha rahat ama tek başınıza çok zor. Bunun altından da kalktığımı düşünüyorum. Paris benim çocukluk hayalim. Ratatouille (film) ile başladı aslında. Evdeki birçok objenin Paris ile alakalı olması, perdemdeki Paris detayları, telefon kilit ekranımın Eyfel Kulesi olması… Kendime sürekli bunu hatırlattım. Tesadüfen Paris ile alakalı şeyler gördüğümde ‘Tamam bu sefer olacak’ diyordum ve nitekim de oldu."
Paris 2024 Olimpiyatları’na kota alma hakkı kazandığı yarışta yaşadıklarını anlatan Özbay, "Oradaki heyecanım çok farklıydı ama yarış başladığında ‘Hadi olacak’ diye düşünerek üzerimde bir baskı kurmak istemedim. Herhangi bir dünya şampiyonasındaymışım gibi düşünmeye çalıştım. Yarış başından sonuna kadar kendimden emin bir şekilde daha iyi kürek çektiğimi düşünüyorum. Başta tabii ki sıkıntılı bir süreçti. Çünkü kota ülke sıralamasına göre bana haber verildi. İki haftada gerçekten biraz çöküş yaşadım çünkü oraya alacağım gözüyle gitmiştim. Daha sonra sıralamadan dolayı kota bana verilmiş oldu” dedi.
"HİÇBİR ŞEKİLDE DÜNYA VE AVRUPA ŞAMPİYONU OLACAĞIMI TAHMİN ETMİYORDUM"
Kürek sporuna başladığı ilk zamanlarda bu günlere geleceğini düşünmediğini ancak zaman geçtikçe şampiyonluklar kazanmaya başladığı belirten genç sporcu, “Bu kulübe girdiğimde duvarlarda madalya alan kürekçilerin fotoğrafları asılıydı. İlk olarak benim dikkatimi çekmişti ve ‘Ben de burada olacağım’ demiştim. Kısa sürede de bunu başardım. Hiçbir şekilde dünya ve Avrupa şampiyonu olacağımı tahmin etmiyordum. Olimpiyat bile konuşulduğunda ‘Evet olabilir’ diyordum. Bu yolda gerçekten benim ne kadar emeğim olsa da Fenerbahçe’nin de çok büyük katkısı var. Sadece futbol değil, tüm branşlara destek veriyor. Her zaman söylüyoruz, Dünyanın en büyük spor kulübü Fenerbahçe. Onların ve federasyonun desteği sayesinde aldığım tüm madalyalar daha ulaşılabilir oldu" diye konuştu.