Uzmanlara göre en yaygın ve en zararlı ekmek türü, rafine undan yapılan beyaz ekmek. Neredeyse hiç lif, vitamin ve mineral içermeyen bu ekmek, kan şekerini hızla yükseltip kısa sürede tekrar düşmesine neden oluyor. Bu durum, yorgunluk, sinirlilik ve kısa sürede yeniden açlık hissiyle sonuçlanıyor.

RAFİNE UNDAN YAPILAN BEYAZ EKMEK

Ayrıca beyaz ekmek:

Karın bölgesinde yağ birikimini hızlandırıyor,

Bağırsak florasını olumsuz etkiliyor,

Tokluk süresini kısaltıyor.

Uzmanlar, bunun yerine tam tahıllı veya çavdar ekmeği gibi lif oranı yüksek, mayasız ürünlerin tercih edilmesini öneriyor.

UZUN RAF ÖMRÜNE SAHİP EKMEKLER

Market raflarında haftalarca taze kalabilen ekmekler, görünürde pratik olsa da içeriklerindeki katkı maddeleriyle sağlığı tehdit ediyor. Bu tür ekmeklerde koruyucular, emülgatörler, stabilizatörler ve tat artırıcı kimyasallar bulunuyor.

Bu kimyasal katkılar:

Alerjik reaksiyonlara,

Karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulmaya,

Bağışıklık sisteminde zayıflamaya yol açabiliyor.

Uzmanlara göre en sağlıklı seçenek, “üç günde bayatlayan” katkısız fırın ekmekleri veya ev yapımı ekmeklerdir.

KATKI MADDELİ ‘DİYET’ VE ‘FİTNESS’ EKMEKLERİ

Ambalajında “fit”, “diyet”, “kepekli” ya da “glutensiz” ibaresi bulunan her ekmek sağlıklı değil. Uzmanlar, bu tür ürünlerin birçoğunda gizli şeker, trans yağ, karamel ve aroma vericiler bulunduğunu belirtiyor.

Bu katkılı ürünler:

Kan damarlarında iltihaplanmaya,

Pankreasın aşırı çalışmasına,

Kilo alımına neden olabiliyor.

Uzmanlar, un, su, tuz ve ekşi maya ile yapılan doğal ekmeklerin tercih edilmesinin hem sindirim hem de kalp sağlığı açısından en doğru seçenek olduğunu vurguluyor. Bu tür ekmekler, lif ve canlı enzimler bakımından zengin olup sindirim sistemini destekliyor.