-TÜİK'e göre 2024'ün 2 ayında cebimize giren ücretin yüzde 11'ini enflasyona kaptırdık. Sanırım enflasyonla mücadele iktidarın beklediği kadar kolay olmayacak.
Enflasyonun belirli bir eşik seviyeyi aştığı ülkelerde ekonomi politikalarını yönetmek ve yönlendirme de zordur. Bir kaç yıldan beri 3 haneyi yakalayan enflasyon oranının en fazla etkilediği ücretler reel olarak hızla erimekte, bu da ulusal geliri hızlı bir şekilde eritmekte.
Harcamalar yöntemiyle ölçülen ulusal gelirin ortalama yüzde 60-70'nin tüketim harcamalarından geldiği gerçeği ile reel ücretlerdeki azalma ulusumuzun varlık birikimini de zayıflatmakta.
Rezervleri hızla yok olan Merkez Bankası'nın döviz kurunu yönetememesi ve iç piyasada sürekli yükselen fiyatlar nedeniyle ücretler reel olarak daha da azalacaktır. Önümüzdeki uzun bir sürede bunun düzelmesinin de zor olduğunu söylemek gerekir.
-Şubat enflasyon verilerinde ilk kez TÜİK, ENAG'dan yüksek veri açıkladı. TÜİK'te bir değişim mi var, ya da bir hazırlık mı?
Artık TÜİK aralıklarla enflasyonu doğru açıklama yerine bunu sürekli hale getirmeli, halkın cebinden veriler vasıtasıyla alınan alın teri karşılığının da yerine konması gerekir. Korkarım önümüzdeki dönemde hem yetkililer hem de siyasi sorumlulara karşı açılacak davalar baş ağrıtacak nitelikte olacaktır. Bunun en son örneğini Arjantin ve Yunanistan'da tecrübe ettik.
-Bu süreç en çok emeklileri etkileyecek gibi sanki. Cumhurbaşkanı bunun en net sinyalini verdi sanırım.
Çünkü para yok, kaynak kalmadı. Ulusal gelir tam anlamıyla birkaç aileye transfer edildi ve hâlâ da ediliyor.
-Yıl ortasında yeni maaş zammı yapılmalı mı?
Hem de birkaç defa yapılması zorunlu. Sonuçta halkında bir dayanma gücü var. Yaşam maliyeti artar, ücretler ona yetişemezse daha da huzursuz bir toplum oluruz.
-Herkesin merak ettiği konu: Seçimlerden sonra ekonomide ne olacak? Siz ne bekliyorsunuz?
Seçimler fiyatlar ve diğer olumsuzlukların baskılandığı dönemleri kapsar. Bu sefer de farklı bir gelişme yok. Swaplarla desteklenen rezervlerdeki açık, döviz kurundaki baskılama ve fiyatların telefon trafiği ile sabitlenmesi çabası yanında demokrasi seviyesindeki erime seçim öncesi değilse de ertesinde döviz kurunu ve fiyatları daha da artıracak, reel ücretleri eritecektir. Bu programsızlık ve siyasi yönetim tarzı ülkeyi daha çok uzun süre sıkıntılar içinde bırakacaktır.
-Halk da seçim sonrası için hazırlıklara başladı sanırım. Dövizdeki hareketliliği bu şekilde yorumlayabilir miyiz?
Ekonomik büyüme oranları enflasyon verilerinin baskılandığı bir ortamda reel olarak yanlış hesaplanır. Diğer ifadeyle olduğunda fazla çıkar. Bunu son dönemde ekonomik büyüme matematiğini, metodunu bilen ekonomistler sıkça vurguladı. Zaten enflasyon ile milli gelir verileri yanlış ise diğer verilerin oynaklığının artacağını belirtmek yanlış olmaz. Bunlardan bir tanesi de döviz kurudur.
Ülke enflasyon oranı ile diğer ülke enflasyon oranlarının farkı, ulusal gelir seviyesi, enflasyon oranı vb. değişkenlere bağlı olan döviz seviyesinin günümüz değerinde durması akıldışı olur. Zaten bunu anlayan halk da döviz büroları ve kuyumculara akın etmeye başladı.