Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe köyünde 21 Ağustos’ta kaybolan ve cesedi 8 Eylül’de köye 2 kilometre uzaklıktaki bir dere yatağında bulunan Narin Güran soruşturması devam ediyor. Soruşturma kapsamında, ağabeyi Enes Güran’ın kolundaki diş izlerinin annesine ait olabileceği şüphesi üzerine, geçen hafta anne Yüksel Güran cezaevinden çıkarılarak Ağız ve Diş Hastalıkları Hastanesi’ne götürülmüş ve ağız, diş yapısıyla ilgili kalıplar alınarak Adli Tıp Kurumu’na gönderilmişti.
Rapordan çıkacak sonuç merakla bekleniyordu, çünkü bu izlerin anneye ait olduğunun belirlenmesi durumunda, Narin’i ağabeyi Enes’in öldürmüş olabileceği düşünülüyordu. Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan rapor, soruşturma dosyasına gönderildi.
RAPORDAKİ ÇELİŞKİLER KAFA KARIŞTIRDI
Ancak raporda yer alan çelişkili ifadeler soru işaretlerine yol açtı. Raporda, anne Yüksel, ağabey Enes ve Narin’e ait adli ve tıbbi belgeler, ağız ve diş modelleri, fotoğraflar, videolar ve grafiler incelendiğinde net bir sonuca ulaşılamadığı belirtildi. Enes’in sağ ön kolundaki yumuşak doku lezyonları incelendiğinde, bu izlerin yarım daire şeklinde ve mor renkte olduğu, oluşma zamanının 21-24 Ağustos tarihleriyle uyumlu olduğu kaydedildi. Ancak, bu izlerin tipik bir diş izi kesici kenar ve derinlik gibi belirgin özellikler taşımadığı da vurgulandı. Lezyonların insan ısırık iziyle uyumlu olduğu belirtilse de, net bir tespit yapılamadı.
KESİN SONUÇ YOK
Raporda, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve Narin Güran’a ait diş ve çene bulgularının bir bütün olarak değerlendirildiği ancak Enes’in kolundaki lezyonların kime ait olduğunun kesin olarak belirlenemediği ifade edildi. Raporda şu ifadelere yer verildi: “Cumhuriyet Başsavcılığınızca sorulduğu üzere, söz konusu lezyonlar ABFO (American Board of Forensic Odontology) kriterlerine göre sonuçsuz kategoride yer almaktadır. Bu nedenle diş izinden kimlik tespitine yönelik bir tanı yapılamamaktadır. Tüm veriler değerlendirildiğinde, Enes Güran’ın kolundaki izi Yüksel Güran, Narin Güran ya da Enes Güran’ın kendisinin mi oluşturduğu adli tıbbi açıdan kesin olarak ayrıştırılamamıştır.”