Son dönemde bizzat Erdoğan'ın isim vermeden hedef aldığı Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, iktidara yüklenmeyi sürdürüyor.

Ordu'nun Ünye, Fatsa ve Çamaş ilçelerinde Seçim Koordinasyon Merkezlerinin açılışına katılan Erbakan, günfdr 2 bin 500 üy kaydı yaptıklarını, üye sayılarının 470 bini aştığını anlattı.

Partisinin yüzde 20'nin üzerinde oy alacağını savunan Erbakan, ekonomi üzerinden iktidara yüklendi:

- Sözün bittiği yerdeyiz. Hiçbir anlatılan hikaye karın doyurmuyor, derde derman olmuyor. Sadece oyalama, sadece zaman kaybı. 'Bir seçimi daha atlatabilir miyiz' kaygısı ile anlatılan hikayeler. Peki, gerçekler ne Türkiye'de? Halkın yüzde 85'i yoksul, yüzde 45'i açlık sınırının altında gelire sahip. Açlık sınırı 20 bine dayanmış. Bu ne demek; 10 milyon asgari ücretli ve milyonlarca emekli, açlık sınırının altında.

"FAKİRLİK 4.5 KAT ARTTI"

- 10 bin TL alan emekli açlık sınırının yarısı kadar maaş alıyor demek. Yoksulluk sınırı, bu ülkede aylık 53 bin TL'ye gelmiş. Bu fiyatlarla, bu enflasyonla 4 kişilik ailenin aylık 53 bin TL geliri yoksa; o aile bu ülkede fakir konumunda. İşte bu matematikle baktığınızda halkın yüzde 85'i yoksul, yüzde 45'i aç. Zaten sosyal yardımlar, dağıtılan erzaklar, gıda yardımları, çok övünerek söyledikleri aslında Türkiye'nin nasıl fakirleştiğinin bir ispatı.

- 2002'de 1 milyon haneye sosyal yardım yapılırken, bugün 4,5 milyon haneye sosyal yardım yapılıyor. Nüfusumuz 2002’den bu yana 4,5 kat mı arttı? Hayır. Ama fakirlik 4,5 kat arttı. 1 milyon hane sosyal yardıma muhtaçken, bugün 4,5 milyon hane yardıma muhtaç hale gelmiş. 20 sene önce vatandaşın bankalara borcu 6 milyar TL iken; bugün 2,5 trilyon TL'ye fırlamış. Bir insan, bankaya, kredi kartına keyfinden borçlanır mı?

"85 MİLYONUN BANKAYA BORCU 400 KAT ARTTI"

- Gelir seviyesi, maaşı yeterli olsa, imkanı olsa gidip de kredi çeker mi, kredi kartı kullanmak zorunda kalır mı? 85 milyon vatandaşın bankaya borcu, son 20 senede 400 misli artmış. Çiftçinin, köylünün borçları 20 senede 2,5 milyar TL'den 530 milyar TL'ye geldi. 220 misli artmış. Dar gelirli milyonlar, işçi, memur, esnaf, emekli, köylü, boğazına kadar borca batıyor. Neden? Çünkü gelir seviyesi yeterli değil. Çünkü açlık ve yoksulluk sınırının altında gelir ile hayatta kalmak mecburiyetinde kalıyor.

"KENDİSİ 'DOLAR 45 TL OLACAK' DİYOR"

Doların iki seçim arasında 19 liradan 34 liraya çıktığını ifade eden Erbakan, şöyle devam etti:

- Nisan ayında, geçen seçimden önce dolar 19 TL'ydi. Bu hafta 34 TL'ye dayandı. Şimdi 33 TL seviyesinde. 'Düşüreceğiz' diye ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Bu gidişle seçime kadar 38 TL olursa hiç şaşırmayın. Orta vadeli programda; devlet, kendi ekonomi programında yazmış. '2024 sonu döviz kuru 45 TL olacak' diyor. 45 TL olacak diye kendisi söylüyor.

Sonra çıkıyor 'Enflasyon düşecek' diyorlar. Kendileri ile çelişiyorlar. Doların 45 TL olacağı ülkede enflasyon düşer mi, düşmez. Hikaye bunlar. Enflasyonun düşmesi için denk bütçe lazım. İsrafın önlenmesi lazım. Milli kaynak paketlerinin hayata geçirilmesi lazım. Üretim ve ihracatla dış ticaret açığının önlenmesi lazım. Dış borçlanmadan kurtulması lazım. Bütün bunları olması için de Milli Görüş ruhu lazım.