Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.

Genel seçimlerin birinci yıl dönümüne işaret eden Erdoğan "Pazartesi günkü kabine sonrasında hükümetimizin 1 yıllık karnesini kamuoyuyla paylaşacağız, hangi eserleri kazandırdığımızın hesabını milletimize vereceğiz" dedi.

Erdoğan, ardından İsrail'in kanlı saldırılarına değindi. Erdoğan, Birleşmiş Milletler'i eleştirerek şunları söyledi:

-  Bırakın soykırımı durdurmayı, BM kendi personelini, yardım çalışanlarını dahi koruyamadı. Gazze’de sadece insanlık değil BM de ruhuyla birlikte ölmüştür. İsrail Gazze’de insanlığı öldürdü; Avrupa ise kendi değerlerini öldürdü, kendisini var eden bütün değerleri ayaklarının altında çiğnedi.

- Çadırlarında masum sivillerin yakılarak öldürülmesini hiçbir inanç meşru görmez. Dünya, Netanyahu denilen vampirin barbarlığını canlı yayında izliyor. Ey Amerikan devleti, bu kan senin eline de bulaşmıştır. Ey Avrupa’nın devlet ve hükümet başkanları, İsrail’in bu vampirliğine ortak oldunuz çünkü sustunuz.

"TÜRKİYE DE GÜVENDE DEĞİL" 

- BM üyesi 193 ülkenin 4’te 3’ünden fazlası Filistin’i devlet olarak kabul ediyor. 147 ülkenin ortak kararı, 5 ülkenin keyfine bırakılamaz. 147 beşten büyüktür.

- Netanyahu ve cinayet şebekesi tamamen kontrolden çıkmadan bu soykırım, bu vahşet, bu barbarlık insanlığın ittifakıyla artık derhal durdurulmalıdır. Buradan İslam dünyasına da bir çift sözüm var, ortak bir karar almak için daha neyi bekliyorsunuz? Allah bunun hesabını size, hepimize sorar.

- İsrail, uluslararası hukukun kontrolüne girmeden, kendini uluslararası hukuka bağlı görmeden hiçbir devlet güvende değildir. Buna Türkiye de dahildir.

- İsrail, Adalet Divanını ve yargıçları baskı altına almaya çalışıyor. İsrail'in, adaletin tecellisine dair son inanç kırıntısını yok etmesinin önüne geçilmeli. Soykırım suçluları hukuk önünde mahkum edilmeden dünya huzura kavuşmaz.

SOKAK HAYVANLARI AÇIKLAMASI

- Hemen her gün başıboş köpeklerin sebep olduğu ya bir saldırı ya bir yaralanma ya da bir trafik kazası haberi alıyoruz. Gelişmiş hiçbir ülkede olmayan bir başıboş köpek sorunumuz var. Türkiye'de 4 milyon civarında sahipsiz köpek olduğu tahmin ediliyor. Bu sayı asimetrik bir şekilde her yıl katlanarak artıyor. Kuduz tehdidi de bununla beraber büyüyor.

- Canlıya insan olsun hayvan olsun her zaman merhametle yaklaşırız. Bizim siyaset ilkemiz belli: Yaratılanı severiz, Yaradan'dan ötürü. Kimse bize merhamet üzerinden ders vermeye kalkmasın. 2004 yılında Hayvanları Koruma Kanunu'nu biz çıkardık. 2021 yılında bu yasada değişiklik yaptık, hayvanları mal statüsünden çıkarıp can statüsüne aldık. Biz köpeğe zarar gelmesin diye başına nöbetçi diken bir peygamberin ümmetiyiz.

- Yakala-kısırlaştır metodunu denedik, çözüm olmadı. Bizim bu sorunu köklü şekilde bir çözüme kavuşturmamız şart. Örnekleri inceliyoruz. Gerçek şudur. Toplumun büyük bir kesimi bu meselenin bir an önce çözülmesini, sokakların güvenli hale gelmesini istemektedir. Bu çığlığa kayıtsız kalmamız beklenemez.

- Mevzuatta yapacağımız değişikle sahipsiz köpeklerin sahiplenilmesini istiyoruz. Barınak olmayan yerlere barınak yapılacak. Sahipsiz hayvanlar bakım evlerinde tutulacak. Sahiplenenler aşılanacak, kısırlaştırılacak, çip takılıp sahibine verilecek. Belediyelerin sürece olumlu katkı sağlamasını bekliyoruz. İstiyoruz ki barınaklara alınan tüm hayvanlar sahiplenilsin. Bunu başarabilirsek bir sonraki adıma ihtiyaç kalmayacağını düşünüyoruz.