Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Ankara'daki genel merkezinde bu yıl 15. defa düzenlenen Geleneksel Büyükelçiler İftarı'nda konuştu.

Konuşmasına, davete icabet ederek iftar sofrasını paylaşan büyükelçiler ve partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyelerine teşekkür ederek başlayan Erdoğan, Ramazan-ı Şerif'in tüm insanlığa barış, huzur ve esenlik getirmesini diledi.

Barış, dayanışma ve rahmet ayı olan ramazanı, Gazze başta olmak üzere Türkiye'nin yakın çevresinde yaşanan hadiseler sebebiyle bu sene buruk karşıladıklarını belirten Erdoğan, mübarek günlere rağmen gönül coğrafyasında acıların, gözyaşlarının, gönül yaralarının devam etmesi nedeniyle üzüntü içinde olduklarını söyledi.

Erdoğan, Gazze ve işgal edilmiş Filistin topraklarında 5 aydır süren İsrail saldırılarında 32 bin kişinin şehit olduğunu, sivilleri ve sivil yerleşim yerlerini hedef alan ağır bombardımanlarda da 73 bin Filistinlinin yaralandığını anlattı.

"ÖRNEKLERİNE İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NDA ŞAHİT OLDUK"

İsrail'in 7 Ekim öncesinde 17 sene boyunca uyguladığı ablukayla Gazze'yi bir açık hava hapishanesine çevirdiğine dikkati çeken Erdoğan, "Son 5 aydır ise Gazze'yi örneklerine ancak İkinci Dünya Savaşı'nda şahit olduğumuz büyük bir imha kampı haline getirdi" diye konuştu.

"NETANYAHU BİZİ SUSTURABİLECEĞİNİ ZANNEDİYOR"

İsrail'in vahşi saldırıları sonucu Gazze'nin, dünyanın en büyük çocuk ve kadın mezarlığına dönüştüğünü vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunu sadece biz değil, bölgeyi ziyaret eden, Gazze'de yaşayan, Gazze'yi gören vicdan sahibi herkes söylüyor ama biz böyle konuştuğumuzda Netanyahu ve cinayet şebekesi rahatsız oluyor, hemen antisemitizm yaftası vurarak, bizi susturabileceğini zannediyor. Bu amaçla şimdiye kadar gizli açık her yolu denediler ama Tayyip Erdoğan'ın hakkı ve hakikati haykırmasına asla engel olamadılar. Bugün de katile katil, zalime zalim demekten bizi alıkoyamazlar. İsrailli yöneticiler bize saldırarak soykırım gerçeğini saklamaya çalışmak yerine Gazze'de susuzluktan ve açlıktan ölen bebeklerin hesabını versin."

Erdoğan, "İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve suç ortaklarının, kimsenin itibar etmediği yalanlara sarılmadan önce Gazze'deki 35 hastaneden 31'inin niçin devre dışı bırakıldığını, doktoru ve hemşiresiyle niye 400'e yakın sağlık personelini öldürdüklerini, aralarında tarihi camilerin de olduğu 220 ibadethaneyi neden yıktıklarını ve eğitim kurumlarının yüzde 90'ını niçin enkaza döndürdüklerini" açıklamalarını istedi.

"KATİL, ZALİM, HIRSIZ, YALANCI, FAŞİST"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir miktar un, bir miktar makarna, belki bir adet kuru ekmek alabilmek için sıra bekleyen masum sivilleri katledenlerin bize söyleyecek sözü olamaz. İsrail yönetimi ne yaparsa yapsın katil, zalim, hırsız, yalancı ve faşist olduğu gerçeğini artık gizleyemez." ifadelerini kullandı.

"İSRAİL, SAVAŞ SUÇLARINI PERVASIZCA SÜRDÜRÜYOR"

Meselenin çok daha vahim tarafının, Uluslararası Adalet Divanı'nın ihtiyati tedbir kararına rağmen İsrail'in hiçbir şey olmamış gibi katliamlarına devam etmesi olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kimseyi dinlemeyen İsrail, savaş suçlarını pervasızca sürdürüyor, hatta acil ateşkes çağrısı yapan ülkeleri dahi tehdit edecek kadar küstahlaşıyor. İsrail yaklaşık bir asırdır şımartılmanın, katliamları, toprak gaspları, hırsızlıkları karşısında sessiz kalınmasının faturasını sadece Filistin halkına ödetmiyor, bu fatura aynı zamanda uluslararası kurumlara da ödetiliyor. Uluslararası kurumlara yönelik güven kaybının bedeli önümüzdeki yıllarda daha fazla terör, daha fazla istikrarsızlık olarak hepimizin önüne gelecektir. Netanyahu ve suç ortaklarına bu cesareti veren, üzülerek ifade ediyorum, İsrail'e koşulsuz askeri ve diplomatik destek sağlayanların ikircikli politikalarıdır."

Erdoğan, kargo uçakları Batı başkentlerinden Tel Aviv'e sürekli silah ve mühimmat taşırken yasak savma kabilinden kurulan cümlelerin hiçbir anlamı olmadığının altını çizdi.

"40 TONDAN FAZLA İNSANİ YARDIM ULAŞTIRDIK"

Gazze'ye yönelik saldırılar ve abluka devam ederken mevcut yardım miktarının yeterli olmadığının çok iyi bilindiğini belirten Erdoğan, Refah Sınır Kapısı'ndan tır geçişlerinin olması gereken düzeye çıkarılmasının en acil ihtiyaç olduğunu bildirdi.

Bunun için İsrail'in üzerinde daha fazla baskı kurulması gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, "Türkiye olarak şimdiye kadar 40 bin tondan fazla insani yardım malzemesini Mısır üzerinden Gazze'ye ulaştırdık, ulaştırmaya da devam ediyoruz. Son olarak önceki gün Kızılay'ımıza ve sivil toplum kuruluşlarımıza ait bir gemi Mısır'ın El Ariş limanına vardı" bilgisini verdi.

GARANTÖRLÜK TEKLİFİ

Ramazan ayı boyunca resmi kurumlar, belediyeler, vakıf ve dernekler vasıtasıyla yardımları artırarak sürdüreceklerini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gazze'deki katliamların tekrar etmemesi ve bölgenin ihyası için garantör olarak sorumluluk üstlenmeye de hazırız. Şu gerçeğin artık herkes farkındadır, Filistin meselesi adil bir çözüme kavuşturulmadan ne bölgemizde ne dünyada kalıcı barış ve istikrar mümkündür. Bunun tek yolu ise 1967 sınırları temelinde Doğu Kudüs'ün başkent olduğu, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin devletinin kurulmasıdır. Hepimizin katledilen Filistinli çocuklara borcu vardır. Bu borç da ancak bağımsız Filistin devletinin tesis edilmesiyle ödenebilir. Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Filistinli kardeşlerine sahip çıkacak, hakkı ve hakikati haykırmaya devam edecek, zalimler karşısında da kesinlikle geri adım atmayacaktır."

PUTİN'İN TÜRKİYE ZİYARETİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki yılı aşkın süredir Ukrayna'da devam eden savaşta da Türkiye'nin vicdanlı ve ilkeli yaklaşımıyla barışın sağlanmasına dönük her türlü çabayı sergilediğini anımsatarak, "Ukrayna'nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne desteğimizi ortaya koyarken, Rusya'yı dışlayan barış planlarının sonuç getirmeyeceğini de ifade ettik" dedi.

Karadeniz'de komşu olan her iki ülkeyle de diyaloğun sürdürüldüğünü anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Cuma günü Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenskiy'i İstanbul'da misafir ettik. Seçimler sonrasında da Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin'i ağırlayacağız. Karadeniz'de seyrüsefer güvenliğini yeniden tesis etmek ve tahıl ticaretinin güvenli şekilde yapılmasını temin etmek amacıyla çalışıyoruz. Bölgede çatışmaları kızıştıracak, NATO'ya da sirayet etmesine sebep olacak her türlü adımdan uzak durulması gerektiği inancındayız. Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacağı düsturuyla Rusya-Ukrayna arasında barışın tesisi için gayretlerimizi devam ettiriyoruz."

“TERÖRİSTAN KURULMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Gazze ve Ukrayna'nın yanı sıra Suriye, Irak, Libya, Yemen ve Afganistan'da barış ve istikrara yönelik çabalara Türkiye'nin aktif katkı sağladığını vurgulayan Erdoğan; PKK, PYD, FETÖ ve IŞİD başta olmak üzere, terörün her çeşidine karşı mücadele yürütüldüğünü ifade etti.

"TÜRKİYE İLE DAYANIŞMA BEKLİYORUZ"

Güney sınırları ötesinde bir "teröristan" kurulmasına hiçbir şart altında müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Bu konuda artık müttefiklerimiz başta olmak üzere, dost ülkelerden en azından DEAŞ bahanesiyle bölücü terör örgütüne verilen desteği keserek Türkiye ile dayanışma sergilemelerini bekliyoruz" diye konuştu.

Son 10 yıldaki tüm gelişmelerin şu gerçeği çok net gösterdiğini dile getiren Erdoğan, "Terör örgütleri vasıtasıyla çıkarların korunması mümkün değildir. Bu tür hesaplar tıpkı kumdan kale misali sonuçsuz kalmaya mahkumdur. Bölgemizde kalıcı istikrar ve huzurun tesisi, yılanla aynı çuvala girmekten değil, meşru aktörlerle ortak bir zeminde buluşmaktan geçiyor. İnşallah önümüzdeki dönemde bu ortak zeminin bulunacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı.

AZERBAYCAN VE ERMENİSTAN GÖRÜŞMELERİ

Güney Kafkasya'da istikrarın korunmasının Türkiye'nin öncelikleri arasında yer aldığını belirten Erdoğan, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış anlaşmasının imzalanmasıyla bölgede yeni bir dönemin başlamasını arzu ettiklerini dile getirdi.

Erdoğan, Doğu Akdeniz ve Ege'de Yunanistan ile son dönemde hakim olan olumsuz atmosferin somut sonuçlar vermesini ümit ettiklerini söyledi. Burada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve çıkarlarıyla egemen eşitliği göz ardı edilerek bir çözüme ulaşılmasının mümkün olmadığının altını çizen Erdoğan, Balkanlar'ın istikrar ve huzuruna katkı sağlayan adımların her zaman destekçisi olduklarını ifade etti.

NATO MESAJI

Kosova'daki NATO gücünün komutasını geçen yıl ekim ayından bu yana Türkiye'nin yürüttüğünü hatırlatan Erdoğan, Türkiye'nin 70 yıldan fazla süredir etkin ve güçlü üyesi olduğu NATO'nun, güvenliğin temel taşlarından biri olduğunu vurguladı.

Erdoğan, Türkiye'nin NATO müttefiki Amerika Birleşik Devletleri'yle Washington'da düzenlenen son stratejik mekanizma toplantısında, işbirliğini geliştirmeyi kararlaştırdıklarını, Avrupa Birliği üyeliğinin de stratejik hedef olmaya devam ettiğini belirtti.

Yeniden Asya Girişimi'ni güçlendirirken Latin Amerika ve Afrika açılım politikalarının müspet sonuçlarının alındığını dile getiren Erdoğan, 4. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'ni bu yıl içinde gerçekleştirmek üzere çalışmalara başladıklarını ifade etti.

Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu'nun üçüncüsünün 1-3 Mart tarihlerinde 148 ülkeden 4 bin 700 katılımcıyla başarıyla düzenlendiğini söyledi.

"BU EYLEMLERE FIRSAT VERİLMEMESİNİ BEKLİYORUZ"

Her 15 Mart'ın İslamofobi'yle Mücadele Uluslararası Günü olarak idrak edildiğini hatırlatan Erdoğan, "bu yıl ramazana tekabül eden 15 Mart vesilesiyle giderek artan İslam düşmanlığıyla mücadelenin önemini" bir kez daha vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kutsal kitabımızın yakılmasına kadar varan alçakça saldırılara fikir hürriyeti denilerek müsamaha gösterilmesini hiçbir şekilde kabul edemeyiz. Yaklaşık 2 milyar Müslüman'ın inancına ve mukaddesatına yönelik apaçık bir saldırı olan bu eylemlere fırsat verilmemesini bekliyoruz" dedi.

Erdoğan, 30 Mart'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak ilan edildiğini anımsatarak eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde yürütülen "Sıfır Atık Projesi" ile çevre ve atık bilincini yaygınlaştırmaya çalıştıklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek kuşakların emaneti olan çevrenin korunması hususunda büyükelçilerden gerekli desteği beklediklerini söyledi.

31 Mart'taki yerel seçimlere dair de mesajlar veren Erdoğan, konuşmasını "Ülkelerinize, halklarınıza Türkiye'nin ve milletimizin en kalbi selamlarını iletmenizi sizlerden rica ediyorum. Ramazan soframıza misafir olduğunuz için teşekkür ediyor, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum" sözleriyle tamamladı.