Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Keçiören'deki Atatürk Cumhuriyet Kulesi açılış törenine katıldı. Erdoğan özetle şöyle konuştu:
"Malumunuz Ankara'nın Çankaya tarafında yapıldığı tarihten itibaren şehrin simgelerinden biri haline gelen bir Atakule'si vardır. Aynı mimarımızın tasarladığı Atatürk Cumhuriyet Kulesi ile şehrimize yeni bir sembol daha kazandırıyoruz. Tabii temelinin atılmasının üzerinden 20 yılı aşkın süre geçtikten sonra açılışını yaptığımız bu kulenin serencamı da ayrı bir hikayedir.
"ÇİFTLERİMİZİN DE YENİ HAYATLARINA BULUTLARIN ÜZERİNDE GİRECEKLERİ ANLAŞILIYOR"
Nikahlarını 152 metre yüksekliğindeki salonda kıyacak çiftlerimizin de yeni hayatlarına bulutların üzerinde girecekleri anlaşılıyor. Nasıl? Yani, bundan sonra herkes herhalde nikahını Keçiören'de kıymaya gelir.
"CUMHURBAŞKANI OLARAK BEN YANINDAYIM"
İnşallah bu kule Ankara'ya hizmet ettiği müddetçe Turgut Altınok kardeşimize edilen hayır dualar da sürüp gidecektir. Turgut kardeşimiz, çok değil 30-40 yıl önce imarıyla, altyapısıyla, çevre düzeniyle başkentin en sorunlu ilçelerinden birini en gözde yerleşim yeri haline getirmiştir. Kendisi inşallah bu birikimini, bu üretkenliğini, bu vizyonunu, bu çalışkanlığını 31 Mart'tan sonra Ankara'nın tamamı için kullanacak. 31 Mart'a kadar gece-gündüz demeden çalışmaya var mıyız? Kap kapı dolaşmaya var mıyız?
Şu CHP zihniyetinin fetret devrinden Ankaramızı kurtarmaya var mıyız? Bunlardan bir şey olmaz. Bunların Ankaramıza, başkentimize verecekleri hiçbir hizmet yoktur, bundan sonra da olmayacaktır. Şehrin kaybolan son 5 yılını telafi etmenin ötesinde Ankara'yı Türkiye Yüzyılı'na hazırlayacak yeni bir dönemin kapılarını Turgut kardeşimizin açacağına ben inanıyorum. Cumhurbaşkanı olarak ben yanındayım. Cumhur İttifakı olarak biz yanındayız. Vereceğimiz desteklerle sadece Keçiören değil inşallah Ankaramız yeniden ayağa kalkacak. Yeniden Ankara'ya var mıyız?
Düşünebiliyor musunuz, yol yapmayan, hizmet üretmeyen, verdiği sözlerin arkasında durmayan siyasetçi profilleri arzı endam etmeye başlıyor. Ya, havalimanından şehir merkezine kadar şu yollarda en ufak bir adım atıldı mı? Yani, sadece Melih Bey’in döneminde atılmış adımlar var ama gel gör ki bu beyefendi geldi geleli yollarda ne asfalt ne şu ne bu hiçbir şey yok. E ben Ankaralıyım. Havalimanından şehir merkezine kadar ne yapıyorsak biz yapıyoruz. Metro filan bir şey yok. Derdi de yok. Hatta yaptığı hiçbir şey olmamakla övünen, bundan sonra da hiçbir şey yapmayacağını göğsünü gererek söyleyebilen siyasetçiler, belediye başkan adayları türedi Ankaramızda.
"BU ZİHNİYETİ 31 MART'TA SİYASETTEN TASFİYE ETMELİYİZ"
Nerede CHP belediyesi varsa her taraf dökülüyor, rezalet. Çünkü Rabbimiz bizlere ancak çalıştığımız kadarının karşılığını alacağımızı buyuruyor. Biz eser ve hizmet siyaseti diyerek gecemizi gündüzümüze katarken meydanı tembel siyasetiyle gençlerimize kötü örnek olanlara bırakamayız. Ankara başta olmak üzere ülkemizin en büyük şehirlerine tebelleş olan bu zihniyeti mutlaka ama mutlaka 31 Mart'ta siyasetten tasfiye etmeliyiz.
"BUNUN DA AKIBETİ AYNI, BU DA GİDECEK"
Desteleri gördünüz, değil mi? Dolarları gördünüz, değil mi? Hayırdır ya, ne iş bu? Bu durum başka bir dönemde başka bir partinin mensuplarının başına gelse yer gök yıkılırdı. Bir dönem ağızlarını her açtıklarında ne diyorlardı, 'Ben hesap uzmanıyım.' Şimdi hesap uzmanı nerede? Ankara'da bir apartman dairesinde. Emekliye ayrıldı. Bunun da akıbeti aynı, bu da gidecek. Ama belediye başkanı çok daha önceden gidecek. Onun için 31 Mart çok önemli. Ankara'da da İstanbul'da da İzmir'de de Allah'ın izniyle, bunları 31 Mart'ta emekli edeceğiz.
"PAÇAMIZDA NE İŞİNİZ VAR"
Başımıza bir de tüm bunları gördüğü, bildiği, yakinen şahit olduğu halde kazanmak değil sadece bize kaybettirmek için paçamıza yapışanlar çıktı. Kimler olduğunu biliyorsunuz, değil mi? Ya sizin bizim paçamızda ne işiniz var ya? Peki, biz kaybedince kazanacak olanlar kim? Tabii ki tek parti faşisti CHP ve artık onun tescilli ortağı haline dönüşen DEM. Çaydaki dem değil ha.
Küresel krizlerin tetiklediği hayat pahalılığı ve asrın afeti depremin getirdiği 104 milyar dolarlık ilave yük bizi hedeflerimizden uzaklaştırmadı. Fakat hiç arzu etmediğimiz sorunlara yol açtı. Bilhassa, çalışanlarımızın ve küçük esnafımızın yaşadığı refah kaybının farkındayız. Bunun üstesinden gelmenin yolu afaki söylemler değil, daha çok çalışarak, daha çok üreterek, daha çok kazanarak devletimizin imkanlarını arttırmaktır.
ENFLASYON AÇIKLAMASI
Hem piyasaların hem vatandaşımızın gönlü rahat olsun. Cumhurbaşkanı Yardımcımızla, Hazine ve Maliye Bakanımızla, diğer Bakanlarımızla, bürokratlarımızla ekonomi programımızın başarısı için yoğun mesai sarf ediyoruz. Milli gelirden istihdama, ihracattan kamu mali dengesine kadar tüm göstergeler hamdolsun doğru istikamette gittiğimizi gösteriyor. En büyük sorunumuz olan enflasyonun yılın ikinci yarısından itibaren geçeceği hızlı düşüşü beraberce izleyeceğiz."