Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Karabük'te Albay Karaoğlanoğlu Caddesi'ndeki mitinge katıldı. Erdoğan mitingde yaptığı konuşmada, "Ekmeğini demirden çıkaran insanların şehri olan Karabük, Türkiye sanayisinin de can damarları arasında yer alıyor. Şehrimiz fabrikalar yapan fabrikasıyla ekonomimize eşsiz katkılar sunuyor. Karabük'e hizmet etmek, Gazi Mustafa Kemal'in mirası olan bu şehri Türkiye Yüzyılı'nda daha da ileri götürmek bizim için aynı zamanda bir vefa meselesidir." ifadelerini kullandı.
"SIRTLARINDA YUMURTA KÜFESİ OLMAYANLAR DİLEDİKLERİ GİBİ ATIP TUTABİLİR"
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
* "Cumhurbaşkanı olarak ekibimle çok çalışacağım ve yerel yönetimlerle el ele vereceğiz, Allah'ın izniyle Karabük'ü çok daha farklı bir yere taşıyacağız. İşçisiyle, esnafıyla, üreticisiyle, emeklisiyle, öğrencisiyle bu şehirde yaşayan her bir kardeşimin üzerimizde hakkı var. Bunları ödemekle mükellefiz. Bilhassa, çalışanlarımızın ve emeklilerimizin yaşadığı sıkıntıların çözümü boynumuzun borcudur. Sırtlarında yumurta küfesi olmayanlar diledikleri gibi atıp tutabilirler. Bunlar meydanlarda söz verip göreve gelince unutmayı iyi bilirler. Biz ise bir şeyi söylediğimiz zaman yapmakla mesulüz.
* Önümüzdeki en büyük problem olan enflasyon Allah'ın izniyle yılın ikinci yarısından itibaren düşmeye başladığında, bunların hepsi için daha geniş bir hareket alanına sahip olacağız. İşte o zaman ülkenin imkânlarını milletimizin tüm kesimlerine yansıtarak son dönemde yaşanan refah kayıplarını fazlasıyla telafi edeceğiz. Tüm suçu Bay Kemal'in sırtına yükleyip hepsi de şimdi kendi keyfine bakıyor. Altılı masa dediler, 16'lı masa dediler, birileri de masanın altına girdi, şimdi bizim Karadeniz'in çayını demliyorlar. Bu ucube ittifaktan geriye kala kala masanın gizli ortağı DEM ile bir türlü adını koyamadıkları millete çıkıp ne olduklarını anlatamadıkları tuhaf bir ilişki kaldı.
* DEM'in hiçbir söz hakkı olmayan tabanının iradesini tek parti faşizminin günümüzdeki temsilcisi CHP ile pazarlık masasına sürdüler. Bedeli hâlâ bilinmeyen bu kirli pazarlıkların gerisinden hangi pis kokular, hangi menfaat paylaşımları, hangi hain taktikler çıkacak inşallah hep birlikte bunları göreceğiz. Şu anda yargı bunları takip ediyor. Şimdiden bazı emareleri ortaya çıkmaya başladı. Ülkenin gündemi deprem, bunların umurunda değil. Ülkenin gündemi sınırlarımızın terörden arındırılması ama bunların umurunda değil. Hatta ortaklarına yaranmak için utanmasalar terör örgütüne militan yazılıp ideolojik eğitime girecekler. Ülkenin gündemi çalışanların refah kaybının telafisi ama bunların umurunda değil. Hatta istismar kabilinden ettikleri üç beş lafı saymazsak, buradan kendilerine çıkacak siyasi rantı düşünüp el ovuşturuyorlar."
"İSTANBUL'UN KARIŞINI BİLİRİM"
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili eleştirilerde bulunan Erdoğan, "İstanbul'da en ufak bir şey var mı? İstanbul'un karışını bilirim, karışını. İstanbul'da doğdum, orada büyüdüm, orada belediye başkanlığı yaptım ve ondan sonra İstanbullu aldı beni Başbakanlığa gönderdi, sonra da Cumhurbaşkanı oldum. Tam tersi, kendilerini hiçbir iş yapmamakla, hiçbir proje sahibi olmamakla övünecek kadar sefil bir duruma düşürmüş hâldeler" diye konuştu.