Kasım ayı sonunda kuzeybatıdan harekete geçen HTŞ liderliğindeki militanlar, Halep'i ele geçirdi. Bu sırada Esad, Moskova'da büyük oğlu Hafız Esad’ın doktora tez savunmasına katılıyordu.
Ancak oğlu orduyu 'kahraman' olarak tasvir ederken, Suriye ordusu muhaliflerin ilerleyişi karşısında çökmekteydi. Esad, Halep'in düşmesi üzerine apar topar Şam’a döndü.
Militanların ilerleyişi karşısında Esad, destek arayışıyla Tahran’a yöneldi. Ancak İran, Hizbullah’ın İsrail ile olan savaşta ağır kayıplar vermesinin ardından Suriye’ye yardım edemeyecek durumdaydı.
İranlı yetkililer, Esad’ın durumun ciddiyetini kavrayamadığını belirtti. Rusya da Esad’ın yardım çağrılarına kayıtsız kaldı.
APAR TOPAR KAÇTI
7 Aralık sabahı Şam’da panik hakimdi. Muhalifler kuzeydeki Humus’a ulaşmış, halk gıda stoklamak için marketlere akın etmişti. Saraydaki personel, Esad’ın halka sesleneceği konuşmayı bekliyordu.
Esad’ın kardeşi Mahir Esad komutasındaki 4. Zırhlı Tümen de kentin savunmasında rol aldığı ekibe söylenmişti. Ancak bu düpedüz bir yalandı.
Akşam karanlığında, Esad gizlice Şam'dan ayrılarak kuzeydeki bir Rus askeri üssüne, oradan da Moskova'ya uçtu. Aynı gece, Mahir Esad ve üst düzey komutanlar Irak sınırını geçerek komşu ülkeye kaçtı.
Esad o kadar sessizce ayrılmıştı ki bazı yardımcıları, sabaha kadar Saray'da Esad'ın konuşma yapmasını bekledi.
Başkanın kaçtığı haberi medya ekibine ulaştığında, ekip panik içinde sarayı terk etti ve birkaç saat sonra HTŞ liderliğindeki milislerin Saray'a kolayca girebilmesi için kapıları açık bıraktılar.
Ancak başkan çoktan ülkeyi terk etmişti. “Esad bizi kandırdı,” diyen saray görevlisi, liderlerinin kendilerini yüzüstü bırakmasının yarattığı hayal kırıklığını dile getirdi.