Daily Mail'in haberine göre; 40 yıllık tecrübesiyle konuşan Hutchison, uçağın gövdesini “bir tahterevalliye” benzetti. Uçağın burnunun ne yukarıya ne de aşağıya eğilmemesi için, yolcuların, kargoların ve bagajın önceden hesaplanmış bir denge içinde yerleştirildiğini belirtti. “Koltukların, özellikle çok sayıda yolcunun planlanmamış bir şekilde yer değiştirmesi, uçağın dengesini önemli ölçüde etkileyebilir” dedi.
Havayolları, uçağın maksimum kalkış ağırlığını ve ağırlık merkezini hesaplayarak dengeyi sağlıyor. Bu hesaplamalarda yolcuların ve el bagajlarının ortalama ağırlıkları kullanılıyor. Eğer ağırlık dağılımı güvenli limitlerin dışına çıkarsa, mürettebat dengeyi yeniden sağlamak için yolcuların yerini değiştirebiliyor veya kargoyu yeniden düzenleyebiliyor.
Dengesiz yükleme ya da yolcuların tek bir bölgede toplanması, uçağın performansını ve kontrolünü doğrudan etkileyebiliyor. Hutchison, “Kabindeki belirli koltuğunuz, uçağın trim hesaplamasında önemli bir değişkendir. Uçuş sırasında hareket edebilirsiniz ama kalkış ve inişlerde mutlaka size ayrılan koltukta oturmalısınız” uyarısında bulundu.
Bazı havayollarında “ilk gelen oturur” sisteminin uygulandığını hatırlatan Hutchison, koltuk değişiminin ciddi bir güvenlik sorunu oluşturmasının genellikle uçağın yüzde 80 doluluk oranının altına düştüğü durumlarda görüldüğünü belirtti. Bu gibi seferlerde mürettebat, uçağın ağırlık merkezini korumak için yolcuları özel olarak yerleştiriyor.