EURO 2008’in ardından ilk kez Avrupa Şampiyonası’nda gruptan çıkmayı başardık. Turnuva öncesi hesap yaparken ikinci olduğumuz senaryoda D Grubu lideri ile oynayacağımızı yani Fransa ile eşleşmektense grubu lider bitirmek için her şeyi yapmamız gerektiğini konuştuk. Ve futbol bize büyük bir ders verdi: Her şey sahada belli olur. Evet; doğal olarak Fransa grubun favorisiydi ancak liderlik Avusturya’ya gitti. Viyanalılar, tek yenilgisini Fransızlardan aldı ancak o maçta da en az 1 puanı hak etmişlerdi. Peki Türkiye, birkaç ay önce 6-1 yenildiği rakibine karşı nelere dikkat etmeli, neler yapmalı?
TURNUVANIN SÜRPRİZ EKİBİ
- Fransa gibi yıldızları yok Avusturya’nın. Bu açıdan şanlıyız ancak turnuvanın en iyi takım oyununa sahip iki-üç ekibinden biri. Bir kere başlarında Ralf Rangnick gibi bir hoca var. Lakabının ‘Profesör’ olması boşa değil.
- Zaman zaman üçlü savunmaya dönüyorlar ancak ‘profesör’ün tercihi 4-2-2-2... Topu mümkün olduğu kadar hızlı ve hatasız şekilde hücum hattına aktarmaya çalışıyorlar. Bunu da başarıyorlar. Hızlı, basit ve efektif oynuyorlar.
SABİTZER'E DİKKAT
- Sabitzer sistemin kilit isimlerinden. Çok koşuyor. Her yere basıyor. Ona karşı özel önlem alabiliriz.
- Avusturya’nın zayıf karnı, orta sahada hızlı çoğalmalarına rağmen kanatlarda zaman zaman açık vermeleri. Her iki kanadı da etkili kullanmalıyız. Özellikle Ferdi ve Mert’e büyük iş düşecek. Viyana doğumlu olması, Mert Müldür’e ekstra motivasyon sağlayabilir.
GEÇİŞ OYUNU ÖNEMLİ
- Turnuvada ilk yarılarda çok gol oluyor. Türkiye de yediği beş golün üçünü 35. dakikalar dolmadan yedi. Avusturya’nın makine düzenindeki baskısını kırmamız gerekecek; özellikle ilk yarım saatte. Erken yenecek gol bizi bozabilir.
- Kontrataklarımız belirleyici olacak. Turnuva genelinde hem defansta hem ofansta geçiş oyunlarında sorun yaşadık. Pas hızımızı artırmalıyız.