Portsmouth Üniiversitesi'nden Profesör Enrique Gaztañaga ve ekibi tarafından Physical Review D dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmaya göre, evrenimiz bir kara deliğin çökmesiyle başlayan ve ardından gerçekleşen bir sıçrama (bounce) sonucu oluşmuş olabilir. Bu modele “kara delik evreni” adı veriliyor.
Mevcut kozmoloji modeli, Büyük Patlama’nın ardından gelen “kozmik enflasyon” ile evrenin hızla genişlediğini varsayar. Bu model, evrenin büyük ölçekteki yapısını başarılı biçimde açıklasa da, birçok temel soruya yanıt veremez. En önemlisi de başlangıç noktası olarak kabul edilen "tekillik" (sonsuz yoğunlukta bir nokta), fizik yasalarının geçersiz olduğu bir durumdur.
Araştırmacılar, evrenin başlangıcını dışarıdan geriye doğru izlemek yerine, içe doğru çöken yoğun madde bulutlarının davranışını incelediler. Yıldızlar nasıl kara deliklere dönüşüyorsa, bu çöküş süreci de çok tanıdık. Fakat kara deliklerin içi hala bilinmezlerle dolu.
Roger Penrose’un 1965’te ispatladığı gibi, klasik fiziğe göre çöken her yoğun madde tekilliğe ulaşmak zorundadır. Ancak bu teoremler kuantum mekaniği hesaba katılmaz. Yeni çalışmada ise kuantum dünyasının temel kurallarından biri olan “dışlama ilkesi” devreye giriyor: Aynı kuantum durumunda iki aynı parçacık (fermiyon) bulunamaz.

Bu kural, parçacıkların sonsuz yoğunluğa sıkışmasını engelliyor ve çökmenin bir noktada durup tersine dönmesine neden oluyor. Bu tersine dönüş yani sıçrama, evrenin yeni bir genişleme evresine girmesine yol açıyor... Tıpkı bugün gözlemlediğimiz gibi.
Çarpıcı olan şu ki, bu sıçrama süreci, ne egzotik alanlar ne de ek boyutlar gibi varsayımsal bileşenler gerektiriyor. Genel görelilik ve kuantum mekaniği kuralları içinde kalarak açıklanabiliyor. Üstelik bu sıçrama, evrenin hem başlangıçtaki kozmik enflasyonunu hem de günümüzdeki hızlanan genişlemesini doğal olarak ortaya çıkarıyor.
Model aynı zamanda test edilebilir öngörüler de sunuyor. Evrenin tamamen düz değil, hafifçe pozitif eğrilikli olduğunu tahmin ediyor. Bu, çökmenin başlangıcındaki küçük yoğunluk fazlasının bir kalıntısı olabilir. Avrupa Uzay Ajansı'nın Euclid görevi gibi güncel gözlemler bu öngörüleri test edebilir.

Bu yeni yaklaşım, süper kütleli kara deliklerin kökeni, karanlık maddenin doğası ve galaksi evrimindeki hiyerarşik yapı gibi erken evrenle ilgili diğer gizemleri de açıklamaya yardımcı olabilir. Gelecekteki Arrakhis gibi uzay görevleri, bu sorulara ışık tutmayı hedefliyor.
Belki de içinde bulunduğumuz evren, daha büyük bir “ebeveyn evren”deki bir kara deliğin içidir. Bu bakış açısı, evrenin özel ve ayrıcalıklı bir başlangıç noktası olmadığını, evrensel bir döngünün devamı olduğunu öne sürüyor.