Gezi Parkı Davası'nda tutuklanan Tayfun Kahraman'ın, ağustos ayında MS hastalığıyla ilgili doktor kontrolüne götürülürken altı buçuk saat kelepçeli halde bekletildiğine ilişkin görüntüleri ortaya çıkmıştı.
Üç yıldır cezaevinde tutuklu bulunan bir Tayfun Kahraman, nakil sırasında yaşadığı ağır insan hakları ihlallerini ve kötü muameleyi anlattı.
Yaşadıklarını Sözcü TV'de Uğur Dündar ile Arena'ya anlatan Kahraman, şunları söyledi:
"*Her şey baştan itibaren tuhaf ilerledi. İlk başta yola çıkarken, normalden çok daha sıkı bir şekilde kelepçelediler. Nazikçe görevli personele kelepçenin çok sıkı olduğunu ve bunun sağlığımı olumsuz etkileyebileceğini ilettim.
*MS hastası olduğumu, normal insanlarda görülen kan değerlerine ve kas yapısına sahip olmadığımı, kullandığım ilaçlar sebebiyle kan değerlerimin düşük olduğunu ve darbelere karşı daha hassas olduğumu açıkladım. Görevli, ne yapacağını amiri olan astsubaya sordu. Ben kelepçemi gevşetmesini beklerken, aksine daha da sıktı.
*Yaklaşık 25 dakika boyunca bu şekilde, canım acıyarak yolculuk yaptım. Molada, bileklerimde morarma oluştuğunu görünce ancak o zaman kelepçeyi gevşettiler. Benden “FETÖ’cü” diye bahsettiler ve tutanakta “FETÖ/PDY hükümlüsü” olarak kaydettiler. Oysa ben, FETÖ/PDY tarafından hazırlanan bir iddianame ve uydurulan delillerle yargılandım. Bunu defalarca anlattık. Ömür boyu karşı olduğum, bizi buraya göndermek için kumpas kurmuş ve delil uydurmuş bir yapıyla anılmak büyük bir hakaret. Bu durum, gezinin ne kadar kötü niyetle yapıldığını bir kez daha gösterdi.
*Hastanede muayene sırasında, normalde jandarma dışarıda bekler. Zaten gittiğimiz hastanedeki oda üst kattaydı; kaçacak bir yer yoktu. Kaldı ki daha önce defalarca aynı hastaneye gitmiştim ve hiçbirinde jandarma odada bulunmamıştı. Ancak bu sefer, “muayeneye eşlik edeceğiz” dediler.
*Sanırım doktorları baskı altına alarak tutanak tutulmasını engellemek istediler. Ancak doktor, kollarımdaki izleri görerek tutanak tuttu ve görevini yaptı. Bunun ardından kelepçemi yeniden daha sıkı bir şekilde bağladılar. Hastanenin içinde resmen sürüklenerek götürüldüm.
*Kurallara aykırıydı! Daha sonra başka bir mahkumu başka bir hastaneye götürdüklerinde, cezaevi aracını öğle güneşinde, ağustos sıcağında bıraktılar. Zaten havasız olan aracın içinde dakikalarca güneşin altında bekletildim.
*Bu süre zarfında tansiyonum yükseldi, gözüm karardı ve parmaklarım uyuşmaya başladı. Üç yıla yakın süredir tutukluyum ve o güne kadar sistematik bir eziyete uğramamıştım. Bu olanlar şok ediciydi, onur kırıcıydı. İnsanlığımı sorgulatır bir muameleye maruz kalmak ve özellikle acı çekmem için çaba gösterilmesi, gerçekten şaşırtıcıydı.
*En büyük işkence, suçsuz olduğunu bile bile hapiste tutulmak. Neredeyse üç yıl oldu; üçüncü kez yeni yıla ailemden ve evladımdan uzak giriyorum.
*Yeni yıl, herkes için umut demektir. Benim de umudum, Anayasa Mahkemesi’nde bekleyen dosyamıza bir an önce bakılması ve adil yargılanmadığımız gerçeğinin karara bağlanması. Bu durum, bir hata ya da yanlışlık olmaktan çıktı; zulme dönüştü.
*Umuyorum ki 2025, masumların hapiste olmadığı bir yıl olur. Herkesin yeni yılını kutluyorum ve gösterdikleri destek için teşekkür ediyorum. Emin olun, bu destekler beni yalnız kapatıldığım bu hücrede daha güçlü kılıyor ve onur veriyor. Deniyorum ve en kısa zamanda evime döneceğime inanıyorum."