3 Mart 1876 günü Kentucky'nin Bath County kasabasında insanlar her zamanki günlük işlerini yaparken gökyüzünde tek bir bulut bile yoktu. Güneş ise pırıl pırıl parlıyordu. Her şey olağan akışında ilerlerken bir anda gökten et parçaları yağmaya başladı. Bazıları kar tanesi kadar küçük, bazıları ise 7–8 santimetre büyüklüğündeydi. Yağmur gibi yağan etler sona erdiğinde 100 metreye 50 metrelik geniş bir alan, irili ufaklı et parçalarıyla kaplanmıştı. Bu esrarengiz olay kısa sürede tüm kasabaya yayıldı. Kasabanın rahibi ise bu olayı "Tanrı’nın bir lütfu ya da bir uyarısı olabilir" diyerek, tüm ihtimalleri kapsayan son derece genelgeçer bir yorumda bulundu.
Kasaba halkı gökten et yağması değil de etin ne eti olduğunu merak etmeye başladı. İlk etapta etlerin sığır eti olduğu konusunda hemfikir oldular. Fakat bölgede avcı olan biri bu etlerin ayı eti olabileceğini iddia etti. Kasabadan birkaç kişi ise etleri pişirip tadına baktıktan sonra koyun ya da geyik etine benzetti.

KASABININ KASABI DA DEVREYE GİRDİ
Çelişen görüşler artınca kasabanın et konusunda tek yetkili ismi olan bir yerel kasap devreye girdi. Etleri tadan kasap, bunun ne sığır ne balık ne de kümes hayvanı eti olduğunu belirtti. Böylelikle tartışmaya pek de açıklık getirmeyen bir değerlendirme yaptı.
İşin işinden çıkamayan kasaba halkı, etlerden örnekler alıp Kentucky çevresindeki kimyacılara ve üniversitelere gönderdi. Louisville Üniversitesi'nden bir kimyacı etlerin koyun eti olduğunu açıkladı. Ancak başka bir kimyacı bu sonuca itiraz edip etlerin koyun eti olduğunu savundu.
HAFTALARCA ETİN KİME AİT OLABİLECEĞİ ARAŞTIRILDI
Kasabalarının üzerine gökten et yağmıştı ama insanlar bunun nasıl gerçekleştiğini düşünmek yerine, haftalar boyunca etin hangi hayvana ait olduğunu tartıştı. Neyse ki bir noktadan sonra bu kafa karışıklığı sona erdi ve bilim insanları etin cinsinden çok, gökten nasıl düştüğüne araştırmalar yapı. Bir bilim insanı, etlerin bir meteor yağmuru sonucu düşmüş olabileceğini öne sürdü fakat bu iddiayı destekleyecek herhangi bir açıklama sunmadı.
Daha yaratıcı bir teori ise etlerin, Kentucky'de meydana gelen bir hortum nedeniyle havaya savrulan ve hayatını kaybeden insanların kalıntıları olabileceği yönündeydi. Bu ihtimal, kasaba halkını pek memnun etmedi. Potansiyel olarak insan eti yemiş olabilecekleri düşüncesi araştırmaların sürmesine neden oldu.
SON TEORİYİ KABUL ETTİLER
Sonunda Louisville Üniversitesi’nden başka bir kimyacı, günümüzde de en mantıklı açıklama olarak kabul edilen teoriyi ortaya attı. Buna göre, kasabanın üzerinden geçen kalabalık bir akbaba sürüsü, aynı anda kusmuştu. Akbabaların, kapasitelerinden fazla yediklerinde midelerini rahatlatmak için kustukları biliniyordu. Üstelik bir akbaba kusmaya başladığında, diğerlerinin de midesi bulanarak aynı şeyi yapması mümkündü.
Bu teori, etlerin neden farklı hayvanlara ait gibi göründüğünü de açıklıyordu. Çünkü etler, farklı leşlerle beslenen farklı akbabalardan geliyordu. Ve kasaba halkı bu açıklamayı kabul ettiler. Fakat yaşanılanın gerçek nedeni hala sırrını koruyor.