Sevgili okurlarım, bazen kendi kendime düşünürken aklıma bazı fikirler üşüşüyor, halimize şükrediyorum!.. Ve yine kendimden yola çıkıp şöyle diyorum:
“Haftada 5 gün hiç aksatmadan yazı yazıyorum. Adam gibi yazı yazmak, her gün iyi konular bulmak normalde çok zor iş. Gerçi bizim memlekette konu bol ama ya ben örneğin İsveç, Norveç gibi uygar bir ülkede gazetecilik yapıyor olsaydım ne yazardım, nasıl konu bulurdum!..”
Evet, haftada 5 gün yazmak normal koşullarda zordur ama işinizi ciddiye almazsanız, okurlara saygınızı yitirmişseniz her gün 20 yazı bile yazıp okurlara yutturmanız kolaydır.
Türkiye’de konular bizim önümüze adeta yığılır! Yani bugün ne yazayım endişesi pek yoktur. Bazen zorlanarak bile olsa yazıya ilk vuruşu yaparsınız, arkası su gibi akar.
★★★
Neyse, biz gelelim bugünkü konularımıza...
Dün bizim gazetede arkadaşımız Başak Kaya’ın ilginç bir haberi vardı. AKP Sakarya milletvekili Lütfi Bayraktar hem milletvekili maaşı alıyormuş, hem de Fiskobirlik’ten maaş.
Demek ki milletvekili maaşı kendisine yetmiyormuş. Bu durum ortaya çıkınca beyefendi Meclis’te kendisini şöyle savunmuş:
“Fiskobirlik yönetim kurulu başkanı olarak o göreve bileğimin hakkıyla geldim. Hak etmeme rağmen oradan tam maaş da almıyorum.”
Öyleyse kaç para alıyorsun?
Başak şöyle diyor:
“229 bin liralık milletvekili aylığı yetmemiş olacak ki Fiskobirlik’ten de maaşa bağlanmış. Çift maaşlı.”
Bunun gibi daha nice milletvekilleri var.
Haberi okuyunca kendi kendime ‘Helal olsun milletin bu vekiline’ dedim, başka ne diyeyim.
★★★
Gazete Pencere’de yer alan bir başka haber... İstanbul Büyükşehir Belediyesi operasyonlarında tutuklanıp sonra itirafçı olan zengin iş adamı Sarp Yalçınkaya savcılığa başvuruda bulunmuş:
“Kendisini avukat olarak tanıtan bazı kimseler 10 milyon dolar karşılığında beni tahliye ettireceklerini söylediler. Ç.S. ve K.S. isimli bu şahıslarla 8 milyon dolara anlaştık. Parayı kendilerine ödedim ama tahliyem gerçekleşmedi. Beni dolandıranlardan şikayetçiyim. Bunlar aynı vaatlerle başkalarını da dolandırdılar. Şikayetçiyim, haklarında işlem yapılmasını arz ederim!”
Gerçekten Türkiye’ye özgü bir olaydır bu.
Piyasada öyle dolandırıcılar var ki emekli hakimleri, üniversite hocalarını ve hatta bizim çok uyanık geçinen bazı gazetecileri bile dolandırdılar.
O yetenekli arkadaşlara da helal olsun diyorum!
★★★
Manisa’nın hemen yanındaki Şehzadeler ilçesinin CHP’li bir kadın belediye başkanı vardı.
Gülşah Durbay bütün halkın saygısını ve sevgisini kazanmıştı. Sonra kötü bir hastalığın pençesine düştü, birkaç gün önce vefat etti.
Cenaze töreninin fotoğraflarını görmüşsünüzdür. Camideki törene yaklaşık 10 bin kişi katıldı, Özgür Özel ağladı..
Şehzadeler Belediye Meclisi bugün toplanıp yeni başkanı seçecek. Toplam 31 üyesi olan Belediye Meclisinde dağılım şöyle:
CHP 18, AKP 5, MHP 4, İyi Parti 3, bağımsız 1.
Yeni başkanın CHP’li olacağı kesin.
Ancak burada ince bir ayrıntı var.
AKP ve MHP açıklama yaptılar:
“Şehzadeler Belediyesi Başkanlığı için aday çıkarmayacağız!”
AKP şöyle dedi:
“Siyasi ahlak anlayışımız nedeniyle Şehzadeler’de aday çıkarmama kararı aldık. Bu kararımız siyasi rekabetten öte, Manisa’nın birlik ve beraberliğini önceleyen bir duruşun ifadesidir!”
Al sana kocaman bir yalan daha!..
Sevsinler sizin ahlak anlayışınızı...
Çünkü Belediye Meclisi çoğunluğu hiç tartışmasız CHP’de. Başkanın başka bir partiden seçilmesi asla mümkün değil.
Peki ama şimdi bunları söyleyen AKP, benzer konularda bugüne kadar ne yaptı? Türkiye’nin dört bir yanında ve özellikle İstanbul merkez ilçelerinde CHP’li başkanları tutuklattı, yerlerine ya yandaş kayyımlar atandı ya da AKP’liler seçildi.
Böylece, halkın oylarıyla seçilen CHP’li başkanlar devre dışı bırakıldı ve oy dümeniyle yerlerine AKP’li başkanlar getirildi.
Sevgili okurlarım, yazımın başında da vurgulamıştım. İşini ciddiye alan herhangi bir gazetecinin Türkiye’de ‘konusuz kalması’ asla söz konusu olamaz.
Bizde olduğu gibi her yerden konular fışkırır, rezillikler birbirini izler, pislikler ortaya saçılır durur.
Yeter ki gazeteci “satılık” olmasın, kişisel avanta ve iktidarlara yalakalık peşinde koşmasın.
