Araştırmayı yürüten Federal Minas Gerais Üniversitesi’nden uzmanlar, hayvanat bahçelerinin insan ve hayvan etkileşimleri açısından benzersiz bir ortam sunduğunu belirtti. Bakıcılar ve ziyaretçilerin hayvanlarla yakın teması, virüsün bulaşmasında etkili bir yol olabilir.
Virüs, batı ova gorilleri, kızıl geyik, pampas kedisi ve maned kurtlar gibi çeşitli türlerde tespit edildi. Test edilen hayvanlardan bazıları Alpha ve Omicron varyantlarını taşıyordu. Araştırmacılar, hayvanlardan alınan RNA örneklerinin, aynı bölgedeki insan vakalarıyla genetik benzerlikler taşıdığını ifade etti.
ZİYARETÇİ ETKİSİ Mİ?
Araştırma, 2021’in sonlarında ve 2022’nin başlarında, hayvanlara bulaşın çoğunlukla bakıcılar yoluyla gerçekleştiğini öne sürüyor. Ancak, hayvanat bahçesinin Şubat 2022’de yeniden halka açılmasından sonra, ziyaretçilerin bulaş riskini artırmış olabileceği düşünülüyor.
Özellikle batı ova gorilleri gibi kritik tehlike altındaki türlerin virüse karşı yüksek hassasiyeti, bu türlerin korunmasında acil önlemler alınması gerektiğini gösteriyor. Hayvanat bahçesi ortamındaki dar yaşam alanları ve türler arası yakınlık, virüsün yayılmasını kolaylaştırabilir.
VİRÜSÜN EVRİMİ VE YENİ RİSKLER
Araştırmacılar, farklı SARS-CoV-2 varyantlarının hayvanlarda tespit edilmesinin, virüsün yeni konaklara adapte olduğunu ve evrim geçirdiğini gösterdiğini belirtti. Bu, gelecekteki salgınlar için potansiyel riskler taşıyor.
Araştırma ekibi, vahşi yaşamı izlemeyi içeren entegre halk sağlığı stratejilerinin gerekliliğine dikkat çekti. Hayvanlarda erken tespit, virüsün yayılmasını önlemek ve yaban hayatını korumak için kritik önem taşıyor.
Araştırmanın sonuçları, COVID-19’un hayvanlar üzerindeki etkisini anlamak ve gelecekteki bulaş risklerini azaltmak için önemli bir kaynak olarak Virology Journal dergisinde yayımlandı.