Tarihçi yazar İlber Ortaylı, Yomra Belediyesinin organizasyonuyla Yomra Kültür Merkezi'nde yapılan söyleşide, belediyelerin önemine dikkati çekti. Karadeniz Bölgesi'ni ilk kez 1966'da gördüğünü belirten Ortaylı, yaşadığı anıları anlattı.
Ortaylı, bölgedeki insanların okuduğunu belirterek, "Buranın hem talihi hem talihsizliği. Karadeniz'de okumuş insan oturmuyor. Yani mektepten diplomayı aldığı gün ayağı dışarıda." dedi.
"SIKINTIYLA YAŞADIK"
Türkiye'nin gelişen bir ülke olduğunu vurgulayan Ortaylı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ankara ve İstanbul'da yaşadım. Zengin aile katiyen değiliz. Hatta gelir olarak orta sınıfın altındayız. Sıkıntıyla memur maaşıyla yaşadık ama bilgimiz yüzünden daha verimli yaşadık. Bir evde kadın bilgiliyse okumuşsa tecrübesi varsa her zaman 5 kuruş 10 kuruş olur. Becerikli bir anne varsa 15 kuruş 35 kuruş olur. Bu çok açıktır. Baba da eğer serserilik yapmıyorsa mazbut bir hayat yaşıyorsa katlanır. Eski Türkiye böyleydi, kendi pantolonunda yama vardır ama başkalarını düşünebilirdi."
"ÜMİTSİZLİĞE GEREK YOK"
Ortaylı, bunun bir ahlak ve çok önemli bir şey olduğunu ifade ederek, "İnsanlar böyle yaşardı ve ben bu Türkiye'de yüksek sınıfın insanlarını da cahili de okumuşu da fakiri de görebildim. Size bunları söylüyorum. Türkiye her şeye rağmen çok büyük değişiklikler geçiren bir cemiyettir. Ümitsizliğe hiçbir gerek yoktur." diye konuştu.