İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beşiktaş Nispetiye Caddesi’nde, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ile bir araya geldi, seçim otobüsüyle ilçe turu yaptı. Beşiktaş’tan Bayrampaşa’ya geçen İmamoğlu, CHP Bayrampaşa Belediye Başkan Adayı Hasan Mutlu ile buluşup vatandaşlarla buluştu. Bayrampaşa’daki ilçe turu, Yıldırım Mahallesi’ndeki halk buluşmasıyla noktalandı. 

İmamoğlu, coşkulu kalabalığa yaptığı konuşmada, “Vallahi bu tam istediğimiz şey. Burası ne biliyor musunuz? Bu ittifak, İstanbul ittifakı. Bu ittifak, halkın ittifakı. Partiler ötesi bir ittifak. İstanbul'un hakkını savunan bir ittifak. Onun için sizi yürekten kutluyorum. Bu yolculuğa beraber çıktık. Gerçekten aklın yolunu, hep beraber bulacağız ve İstanbul'un muhafızlığına devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. 

"SEÇİMDE İKİ SEÇENEK VAR”

“Bu seçimde, iki seçenek var” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: 

* "Bir tanesi, ya ‘tam gaz geri’ diyenler kazanacak ya da ‘tam yol ileri’ diyenler kazanacak. Çünkü ‘Tam gaz geri’ diyenler, İstanbul’u 2019 öncesine geri döndürmek istiyorlar. Başarabilecekler mi? İstanbul, hızını almış gidiyor, gidiyor. Hizmette, icraatta, yatırımda rekor üstüne rekor kırıyor. Öyle değil mi? Ama onlar, İstanbul’u yine ‘sıfır noktasına’ döndürmek istiyorlar. Onların İstanbul için yaptıklarını toplayıp çıkarınca, elde ne kalıyor biliyor musunuz? Vallahi sıfır. Elde var sıfır, sıfıra sıfır. Çünkü bunların yöneticilikten anladıkları vatandaşa kaşıkla ver, kepçeyle al.  Mesela, biz göreve başladığımızda, İstanbul’da, kaç metro inşaatında çalışma vardı biliyor musunuz? Sıfır. Koskoca bir sıfır. 10 metro inşaatının 10’u da durdurulmuştu. Paraları yoktu, finansmanını bulmamışlardı. Bazılarını hiç başlamamışlardı. Benden önceki belediye başkanı, bir de yazı yazıp, yazıyla durdurmuştu. Sonra, ‘başlayalım’ demişlerdi, başlayamamışlardı. Başlayanlar, bir süre sonra yine durmuştu.

“UTANMADAN…”

* Bunların iş bilmezliği, israfçılığı, rantçılığı yüzünden, İstanbul’un bütçesi iflas etmişti. Metro inşaatlarını yapan şirketlere tam 70 milyon Euro borçları vardı. Artık, TL de konuşamıyoruz. Paramızı pul ettiler. Biz ne yaptık biliyor musunuz? O borçların hepsini ödedik. Bütün sorunları çözdük ve 5 yılda tam 65 kilometre metro bitirdik. 62 tane metro durağı açtık. Daha yeni, Eyüpsultan-Bayrampaşa metrosunun ihalesini yaptık ve başladık. Şimdi utanmadan, bizim yaptığımız 65 kilometre metroya sahip çıkmaya kalkıyorlar. ‘Yapmadın’ diyorlar, rakamlarla oynuyorlar. Az önce fıstığın dediği gibi, ‘3 aylık kardeşim var. O bile 8 kilometrenin 8 adım etmediğini biliyor’ diyor. Adım atarak, sözüm ona bizim işimizi hafife almaya kalkıyor. Ama Allah konuşturuyor. Daha yeni, TV programında, ’65 kilometre metro yaptı’ demiş; çıkarmış, toplamış, mecburen. Allah konuşturuyor.

“METRO KONUSUNDA AĞZINI AÇMAYA HAKKIN YOK”

* Yahu sen, 10 metro inşaatını aylarca, yıllarca durdurmuşsun. Bize 70 milyon Euro borç bırakmışsın. Senin metro konusunda gerçekten ağzını açmaya hakkın yok. Ayıp. Yazık etmişsin. ‘10 metro inşaatının 10’unu da durdurmuştuk, İstanbullulardan özür dileriz’ demiyorsunuz; Ekrem İmamoğlu’nun ekibiyle, halkıyla yaptığı bu güzel işleri reddetmeye çalışıyorsunuz. Biz, 5 yıldır metro yapıyoruz. 5 yıldır yerin altında gün geldi 10 binin üzerinde insanımız çalıştı. Bir tek gün metro yapım çalışmalarını durdurmadık. 

* En zor zamanda bile, pandemide bile, ekonomik krizin tavan yaptığı günlerde bile, dövizin tavan yaptığı zaman diliminde bile metro inşaatlarını paydos etmedik. Firmalar orada, yükleniciler orada. Hepsi şahit. Bakın; edilmez.  Bir saatlik gecikmenin bile, İstanbullulara eziyeti var, maliyeti var.  İstanbul’un bütçesine yük olarak döner. 10 metro inşaatını plansızlıktan, parasızlıktan durduran, bu kendini ve haddini bilmezlere 31 Mart’ta bence siz, bir puan vereceksiniz, öyle değil mi? Anladınız mı o puanı? Kaç vereceksiniz? (Kalabalıktan ‘sıfır’ sesleri.) Vallahi biliyorlar. Bu halkımız, kime kaç puan vereceğini biliyor. Bakın; bunların belediyeciliğinin notu bu.

“ONLARIN TEK DERDİ VAR: BİR AVUÇ İNSAN NE OLACAK?”

* 2019 öncesinde İBB’nin kaç kreşi vardı biliyor musunuz? (Sıfır.) Vallahi biliyor işte. En kolay zaten onların notunu bilmek. Şimdi 100 kreşimiz var.  Önümüzdeki dönem 200 olacak, 200. İstanbul’un ilçelerinde de bizi göreve getirin, biz bu şehirde 500 tane kreş açarız, 500 tane. Onların derdi, o değil. 

* 2019 öncesinde İBB’nin kaç yurdu vardı? Sıfır. Bizden önce bunların her şeyi, sıfır. İBB, bizden önce kaç üniversite öğrencisine, kaç matan evladına burs veriyordu? Arada, 1-2 diyen oldu. Doğru. Ama ben, ‘milletin evlatları’ dedim, ‘bir avuç insanın evlatlarına’ demedim. Biz, tam 300 bin milletin evlatlarına, sevgili gençlerimize burs verdik. Helali hoş olsun. 

* Önümüzdeki dönemde iki katına çıkartıyoruz burs miktarını. 7.500 lira verdik, şimdi 15 bin lira vereceğiz. Tabii ki onlar, 1-2 kişiye torpilli burs verdiler, yurt dışına yolladılar. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Ama onları bu millet hiç affetmeyecek. Biz, millete ait olanı kime veririz? Millete veririz. Onların öyle bir derdi yok. Onların tek derdi var: Bir avuç insan ne olacak? Onu düşünürler, başka bir şey düşünmezler. Bunun gibi daha birçok konuda sıfır verebiliriz.”

“BUNLARIN BELEDİYECİLİĞİ: SIFIR, SIFIR, SIFIR”

Daha önce sıfır olan Anne Kart’tan Halk Süt’e, Evlilik Destek Paketi’nden Bölgesel İstihdam Ofisleri gibi yeni İBB uygulamalarından örnekler veren İmamoğlu, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

* "Sıfır, sıfır, sıfır. Bunların belediyeciliği bu.  Şimdi yine vatandaşa kaşıkla verip, kepçeyle geri almak istiyorlar. Bu fırsatı onlara verecek misiniz? İstanbul’un kaynaklarına göz diktiler. Bu fırsatı onlara verecek misiniz? Buldukları her boş arsaya ya da tanıdıkları bir avuç insanın arsalarına torpilli imar çıkartacaklar. Bu fırsatı onlara verecek misiniz? O günler geçti geçti. Bu millet, size bu hakkı vermez. Onlara ne diyeceğiz biliyor musunuz? ‘Bay bay, güle güle’ diyeceğiz onlara. 

* İstanbullu; icraatçı, halkçı belediyeciliğin farkını gördü. İnsanın içinde, insanının arasında, yaptığını paylaşan, her anını konuşan, anlatan belediyeciliğin tadını aldı. Millettin parasını millete veren bir belediye başkanının neler başarabileceğini, milletini nasıl memnun edebileceğini gördü. Öyle değil mi? İstanbullu artık israfçıları seçer mi? İcraatçıları seçer, öyle değil mi? Rantçıları seçer mi? Halkçıları seçer, öyle değil mi?

“O BİR AVUÇ İNSANA, BU MİLLET OY, MOY VERMEZ”

* İstanbul’u rotasından çıkarıp, israf ve ihanet dönemine geri döndürmeye heves eden o bir avuç insana, bu millet oy, moy vermez. Bu millet, kapıyı gösterir, kapıyı. Biz 31 Mart’ta ne yapacağız biliyor musunuz? İsrafı, ihaneti, kumpası, yalanı, bütün bu işlerini, hepsini, Allah’ın izniyle, milletin gücüyle tarihe gömeceğiz, tarihe. Onlara oy vermemek yetmez.  Oylarınızı, güçlerinizi tek bir odakta birleştirin. Zaman, particilik yapma zamanı değil. Zaman, pireye kızıp yorgan yakma zamanı asla değil. Şimdi hep birlikte, az önce anlattığım, o güçlü İstanbul ittifakı, vicdan ittifakını, memleketin geleceğinin en güçlü birlikteliği olan halkçı ittifakını birleştirip, büyütme zamanı. Kumpaslarla, kurgularla, kışkırtmalarla milletin iradesini etkilemeye kalkanlara ders verme zamanı.

“UNUTMAYIN; ONLAR HİÇ DEĞİŞMEDİ”

* Unutmayın; onlar hiç değişmedi. 2019’da ne kadar ahlaklı, ne kadar demokrat, ne kadar adaletli iseler, bugün de o kadar adaletliler. 2019’da vatandaşın halinden ne kadar anlıyorlarsa, bugün de o kadar anlıyorlar. Bunların süreci, büyük bir tehdit süreci artık. İstanbul’u kazanırlarsa, daha da kötüleşecekler. İstanbul seçimini, kendilerine verilmiş bir onay kabul edecekler. Yaptıklarının doğru olduğunu düşünecekler. İşçileri yine umursamayacaklar. Bizim canım abilerimizi, ablalarımızı, amcalarımızı, teyzelerimizi, milletine emek verip çalışmış emeklilere nasıl bir muamele yaptıklarını görüyorsunuz değil mi? 

* 1000 liralık artışı bile devletin bütçesine yük kabul ediyorlar mı? Peki, Kanal İstanbul gibi beton ihanetini yapmaktan geri duruyorlar mı? Durmuyorlar. Onun için, bunlara bu seçimde fırsat verirsek, daha da kötüleşecekler. Kendilerinden olmayanları daha da fazla dışlamaya, yok saymaya devam edecekler. Emeklilerin, işçilerin durumu daha da perişan olacak. Söz verdikleri mülakatı yine kaldırmayacaklar. Yine 3600 ek göstergeyi vermeyecekler.

"MİLLET, ONLARA HADDİNİ BİLDİRECEK”

* Onlar, hiçbir zaman değişmediler, değişmeyecekler. Bugün de dürüst ve adil değiller. Bugün yaptıkları o kumpaslara aldanmayan bu millet, onlara haddini bildirecek. 
Yine siyaseti yürekli yapmıyorlar, mertçe yapmıyorlar. Ben onları mertçe, er meydanına çağırıyorum, onlar yol kıyılarında otobüs yakarak, film çekiyorlar. Bir kumpasla, 4,5 sene önce il başkanlığı binasının alım esnasındaki sürecin filminin kaseti üzerinden bizi lekelemeye çalışıyorlar. Bunlar kumpasçı değil mi? Bunlar, hiç değişmediler. Şu anda sokak sokak bakanları geziyor biliyor musunuz? Eskiden bir türkü vardı, ‘Ankara’dan abim geldi’ diye, şimdi Ankara’dan 17 tane bakan geldi. İstanbul’da sokak sokak, mahalle mahalle geziyorlar, çalışıyorlar. Yahu anlamadıkları bir şey var. 17 bakan, aday, o, bu, şu; hepsi bir avuç insan. Onların arkasında bir kişi var. Benim arkamda 16 milyon var. Bunu anlayamıyorlar, bunu kavrayamıyorlar.

“BİRLİKTELİK KAZANACAK, AYRIŞTIRMA KAYBEDECEK”

* Dolayısıyla, onlar hiç değişmediler. Bizi değiştirmeye, birliğimizi, bütünlüğümüzü bozmaya çalışıyorlar. Başaramayacaklar. 16 milyon vicdanlı, mert İstanbullu, sandıkta bu ülkenin en büyük buluşmasını 31 Mart’ta gerçekleştirecek. 31 Mart’ta vicdan kazanacak, mertlik kazanacak. Particilik değil, belediyecilik kazanacak. Halkını düşünenler kazanacak. O partinin, bu partinin değil, İstanbul’un ve İstanbulluların zaferi için hep birlikte olacağız. Birliktelik kazanacak, ayrıştırma kaybedecek. Dışlama kaybedecek, buluşturma kazanacak.”