İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Sultangazi’deki incelemeleri sırasında gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın mal varlığını açıklamasının ardından kendisinin de mal varlığını açıklayıp açıklamayacağının sorulması üzerine “Beylikdüzü Belediye Başkanı olurken de mal varlığımı açıkladım. 2019’da da mal varlığımı açıkladım. Şimdi açıklayacağım. Her dönem mal varlığımı açıklayan da birisiyim. Bu bizim en rahat olduğumuz saha. Onun için günü geldiğinde zaten arkadaşların onu kamuoyuyla paylaşır” dedi.

KURUM’A: VAH VAH ÇOK ÜZÜLDÜM

Cumhur İttifakı’nın İBB Başkan adayı Murat Kurum’un İstanbul’daki billboardlardaki afişlerinin söküldüğüne ilişkin şikayetlerinin hatırlatılması üzerine İmamoğlu şu yanıtı verdi:

-Vah vah vah…Ne diyeyim yani? Vah vah çok üzüldüm. Kendisine buradan bir mağduriyet yaratmak istiyorsa bu hiç tutmaz. 5 yıldır benim vergilerimle çalışan devletin kurumu TRT'de bir dakika haberim yapılmadı.

-Devletin kurumları İBB'nin kampanyasını reklam olarak almadı. Türkiye'de 8,9,10 kanal bizim reklamlarımızı daha doğrusu ilanlarımızı parasıyla bile almıyor. Neymiş? Billboarddan şeyi inmiş. Vah vah çok üzüldüm.

-Sultangazi'de belediye başkanı adayımız, ilçe başkanımız hemen hemen her gün afişlerin kesildiği videoları bana gönderiyorlar. Kurum’un çok ciddi bir mağduriyeti var; ben her yerde tekli bir fotoğrafını göremedim. Öyle bir mağduriyeti var. İnşallah o mağduriyetini giderir.

“O SORUMLULUĞU TAŞIYAMADILAR”

Kurum’un İliç’te meydana gelen maden kazasıyla ilgili “Toprak kayması ile ÇED raporunun ne ilgisi var?” açıklamasının hatırlatılması üzerine İmamoğlu  “Zaten bütün işlerini hafife alıyorlar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı dediğiniz aslında dünyanın şu anda en büyük mücadele verdiği iki ana unsuru. Çevre dediğiniz iklim değişikliğiyle mücadele, kıtlıkla mücadele, kuraklıkla mücadele bu çok ciddi iş. Gerçekten işini ciddiye alan, ciddi sorumluluk yüklenen bir iş. O sorumluluğu  ne yazık ki taşıyamadılar. Ve bu uzun süre taşınmayan bu sorumluluğun bir parçası da kendisi. Çünkü onlar kuralları uygulamıyorlar. Onlar talimatları uyguluyorlar. Çok net” dedi.

“KENDİSİNİ İSPAT EDEMEMİŞ BİR SİSTEMİN PARÇASI”

Kurum’un 650 bin konut vaadi hakkında da sorular üzerine şunları söyledi:

-Kalkıyorsun İstanbul seçimine giderken 650 bin konut. 500 milyar liranın üzerinde bir maliyeti var. Yani İBB’nin 5 yıllık bütçesi neredeyse. Merkezi idareden gelen bütçesi kadar bir maliyetten bahsediyorum. Tamamen milleti aldatmaya dönük,  içi boş, doğruyu anlatmayan, sistem kurmayan… Bakın biz sistem öneriyoruz. Diyoruz ki ‘Sistem kuralım. İstanbul'u, depremi önceleyelim. 

-Hepimiz bir arada çalışalım.’ O diyor ki ‘Ben 650 bin konut yapacağım.’ Yani ‘Ben gelince yapacağım. Bizde var, onda yok.’ Böyle bir şey yok. Kendisini ispat edememiş, yönetim döneminde kendisini ispat edememiş bir sürecin bir yönetimin bir sistemin  bir parçası sayın Kurum.

-Onun için bu söylediklerini gerçekten Türkiye'nin bir konut yönetimi sivil toplumuna gidin, inşaatçılar sivil toplumuna gidin, müteahhitler sivil toplumuna gidin. Kime giderseniz gidin  bunun  asla doğru olmadığını size söyler.

-Onun için doğru bir kampanya yönetmiyor. Yanlış bir kampanya. Ama zaten millet onların sıklıkla aldandığını biliyor. Aldattığını da biliyor. Ne aldanana, ne de aldatana, bu millet oy vermez.