İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSKİ Bekardere Islahı ve Çengelköy çevre projesi temel atma töreninde konuştu. İmamoğlu, eski İçişleri Bakanı ve AKP İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu'nun, İBB'ye dönük 'terör' ithamına tepki gösterdi. 

Soylu'nun, terörle iltisaklı olduğu iddiasıyla "İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde 550 terörist var” sözleri sonrası başlatılan soruşturmada avukatının "Müvekkilim İçişleri bakanıdır hazırlanan rapor doğrultusunda elindeki bilgileri siyaset yapma özgürlüğü ve düşünce ve kanaat açıklama özgürlüğü kapsamında açıklamıştır" savunması tepkilere yol açmıştı. 

"KUL HAKKI YEDİNİZ"

İmamoğlu, Soylu'nun İBB çalışanlarını hedef gösterdiği açıklamasını anımsatarak "Hatırlıyorsunuz değil mi? Kürsüleri devirecekti, mikrofonlar sallanıyordu bize anlatırken, sayı veriyordu... Kul hakkı yediniz kardeşim kul hakkı... Kul hakkı yediniz şimdi köşenizden pısırık pısırık cevaplar gönderiyorsunuz" dedi. 

"O ÇUKURDAN ÇIKAMAYACAKLAR"

İmamoğlu Üsküdar’da bozuk İETT otobüsü kumpası ve eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açılan bir dava nedeniyle yeniden gündeme gelen “İBB’de teröristler çalışıyor” açıklaması hakkında sert açıklamalar yaptı. İmamoğlu “İETT'yle ilgili araç arızalı kumpası  onları çukura soktu. O çukurdan çıkamayacaklar.  Sizin bir hesabınız var ise Yaradan'ın da bir hesabı var. Patladınız. Pat diye patladınız. Allah sizi ıslah etsin” dedi. İmamoğlu Soylu’ya da “Mecliste  kürsüleri devirecekti, mikrofonlar sallanıyordu bizi anlatırken. Sayı veriyordu. Kul hakkı yediniz, şimdi köşenizden pısırık pısırık cevaplar gönderiyorsunuz” diye tepki gösterdi.

İmamoğlu, İSKİ’nin İstanbul Boğazı’na atık su girişini engelleyecek “Bekardere Islahı ve Çengelköy Çevre Projesi”nin temel atma törenine katıldı. İmamoğlu’na törende CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş ve CHP Üsküdar Belediye Başkan adayı Sinem Dedetaş da eşlik etti. Programda konuşan İmamoğlu, şu mesajları verdi:

"VATANDAŞ PARMAĞINI GÖSTERİR"

- Tonlarca zehrin denizlerimize döküldüğü bir dönemi devraldık. İstanbul Boğazı'nda, Marmara Denizi'nde ve hatta Haliç'te yaşadığımız bir gerçek. Açıkçası desek ki ‘İstanbul Boğazı'na bu kadar zehir dökülüyor, ne yapalım?’ Vatandaşımız feryat figan ‘elinizden ne geliyorsa yapın’ diye sert bir tavırla bize yol gösterir. Ve ‘böyle bir soruna seyirci kalamazsınız’ diye de parmağını gösterir. Açıkçası bu atık su meselesinin, İstanbul'un göbeğinde göz bebeği olan mecralarda bu kadar yıllar boyu ihmal edilmiş olması büyük bir özensizlik. Çevreyi kötüleştirdiği gibi aslında insanların sağlıklarını da tehdit eden bir durum. 21. Yüzyılda boğaza verilen atık suların varlığını yaşamak,duymak… Ve eğer geri dönüp ‘biz 25 yılımızla övünüyoruz’ dediğinizde bu yüz karasını gördüğünüzde hiçbir şeyle övünemez hale gelirsiniz.

“O YÖNETİCİLİK İSTANBUL’A BİR ŞEY KAZANDIRMAZ”

İSKİ’de bu işe büyük önem verdiklerini ve  önceki dönemden beri görev başında kadrolarla çalıştıklarını belirten İmamoğlu “Ffark nerede biliyor musunuz? O insanların aklına hürmette. O insanların birikimlerine hürmet göstermez, ‘her şeyi ben bilirim’ der ve öyle bir süreç yönetimi ortaya koyarsanız iş başarma şansınız yok. Eğer nereden rant elde edebilirim ya da neyi yapar ve gösteririm de bana oy gelir diyerek seçim, seçmen, oy kazanmak, ‘yeter ki seçimi kazanalım’  her yol mübahtır  anlayışıyla hareket ederseniz o yöneticilik İstanbul'a bir şey kazandırmaz” dedi.

"ÖYLE MONTAJ FALAN YAPMADIK"

İmamoğlu törenin başında gösterilen Üsküdar’daki kara ile denizin buluştuğu su taşkınları ve boğaza karışan kanlı atık su görüntülerine atıf yaparak şöyle devam etti:

- O görüntüleri öyle montajla falan da yapmadık. Onların hepsi gerçek. Geçmiş dönemlerde bugün onların ne dediyse, nasıl istiyorlarsa yayın yapan televizyonlarının çekimleri. Bizim çekimlerimiz de değil. Denize dökülen, denizi kanlı gösteren veya o atık suyun denize aktığı görüntüler bize ait değil. İstanbul’da tam 181 noktada böylesi derin bir problem haline gelmiş sorunları çözüme kavuşturduk, 4.5 yılda. Yeter ki isteyin, yeter ki sorunu tespit edin ve çözümü için yola çıkın.

- Az önce Genel Başkan Yardımcımız ile espirileştik. Üsküdar Sahilinin denizle birleştiği görüntüyü görünce dedim ki’ kızmadınız bize değil mi Üsküdar'ın Venedik olmaktan kurtardık diye.’ Şimdi o görüntü yakışmayan bir görüntüydü. Efendim, kenarından biz başlattık, biz projelendirdik, şu, bu… Bırakın o işi. Bu iş yeni bir iş değil ki. Yıllardır var olan bir sorun. Eğer bu bize yakışmıyor deseydiniz, önceliğiniz olsaydı çoktan bitirirdiniz. Biz geldik, bitirdik kardeşim. 1-2 senede. İstanbul genelinde kronikleşen bu tarz su baskınlarına çözüm bulduğumuz yerlerin  sayısı tam 132. Milyarlarca lira harcadık. Milletimizin parasını doğru sorunlara çözüm bulmaya ayırdık ve onu çözdük.

"KUMPAS DEĞİL GERÇEK"

Geçmiş dönemde imara açmak için Esenyurt'ta derenin yolunun değiştirildiğini söyleyen İmamoğlu “O evleri su bastı. O evlerde insanlar öldü. Şimdi biz tekrar dereyi yerine getirmek için orada yüz milyonlarca liralık istimlakler yaptık.  Ve milyarlarca lira yatırım yaptık. Bu suçtur, şehre ihanettir. Bunların hepsi gerçek, montaj değil. Kumpas değil. Uydurma asla değil. Hayatımda hiç kıyısından bile geçmediğim sıfatlar ve uygulamalar bunlar. Allah bunları yapanlardan milletimizi korusun. Kumpastan, montajdan, yalandan, dolandan talandan korusun” diye konuştu.

"KAMU BANKALARI BİZE SIFIR LİRA VERDİ"

Kamu bankalarının göreve geldiklerinden beri İBB’ye kredi vermediğini hatırlatan İmamoğlu “Hükümet kendileri. Bankalara kendileri talimat veriyor. ‘Yok, talimat vermeyiz.’ Vallahi veriyorlar. Niye veriyorlar? 5 yıla yakın yönetimde olduğumuz dönemde, kamu bankalarının başındaki insanlar biraz vicdanı çalıştığında yakınlarındaki eşine, dostuna ‘Ya ne yapalım? Talimat geldi. Bir lira bile kredi veremeyiz’ diyerek o koltuklarda oturdular, oturmaya devam ediyorlar. Benim her yerde kulağım var duyuyorum Bunlar kamu bankaları. Sizin benim paramız. Milletimize ait kamu bankalarından bize sıfır lira verdiler.  Gerçekten adalet, merhamet, iyilik gibi duygularının körelmiş olduğunun göstergeleridir. Kendilerinde başka kimseyi düşünmemekle ilgili bir kötülüktür. Ve bunlar bir avuç insan. Öyle gözünüzde falan da büyütmeyin” dedi.

"KANAL İSTANBUL İHANETİN NİRVANASI"

İmamoğlu bütün bu sorunları çözmek yerine Kanal İstanbul’u önemsediklerini vurgulayarak şöyle devam etti:

- İstanbul'un bağrını delerek kanal açacağız diye bangır bangır bağırıyorlar. Biri bağırıyor diye diğerleri de bağırıyor. Diğer bağıranlar inanmıyor ama gene bağırıyor. Niye? Diğerleri bağırıyor diye bağıralım. Acı, vahim, trajik bir durum. İstanbul'a ihanetin Nirvana'sı. Size o ihaneti yaptırmayacağız. 1.5 yıldır  ağızlarına Kanal İstanbul'u almıyorlar. Genel seçim geçti, unuttular. Yerel seçim geldi bangır bangır Kanal İstanbul'u savunan kişiler, aralarında aday olanlar da var, ağızlarından kelimesi bile çıkmıyor. Niye? ‘Günü geldi mi söyleriz. Burada da milletimizi aldatalım.’ Yok öyle yağma. Bu millet aldanmayacak.

- Çünkü bu milletin doğru pusulaya ihtiyacı vardı. Biz, onları temsilen doğru pusula olmaya devam edeceğiz. Bizim için herkes bir bu şehirde yaşayan herkesin, kime oy verirse versin benim güzel insanlarıma bakışım net; her biri tek tek saygındır, özeldir, özen gösterilmesi gereken bireydir. Ayırt edenleri en hassas dönemlerimizde bile insanları  bölenleri, insanları siyaset amacı gibi görerek hareket edenleri milletimiz silecek. Barışı için silecek, huzuru için silecek, hizmet almak için silecek.

"BİR NEFER ÇIKAR SİZE BOYUNUZUN ÖLÇÜSÜNÜ GÖSTERİR"

Sarıyer, Kadıköy gibi CHP’li ilçe belediyelerine 20-25 yıldır İBB’den hizmet görmediğini, randevu bile verilmediğini hatırlatan İmamoğlu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a atıf yaparak şunları dile getirdi:

- Yanlış yolda olduklarını biz açığa çıkarttık. Hani dediler ya ‘kıyıda, kenarda bir ilçenin belediye başkanı, kimmiş o….’  falan diye tarifledi beni. Evet, aramızdan biri çıkar, bir nefer çıkar, size boyunuzun ölçüsünü gösterir.  Zannetmesinler tek başına Ekrem İmamoğlu konuşuyor. Hayır ben konuşurken aslında milletin kalbinden geçen milyonlarca insanımızın yüreğinden kopan gelen kelimelerin sözcüsü oluyorum. Allah bu ızdırabı bir daha yaşamamak üzere sonucu belirlesin. Herkes bundan sonra hizmette yarışı önüne koyarak bir yolculuğu ortaya koymanın adımlarını atsın. Şehrin üstüne ben zombi gibi çöken bu anlayışı bertaraf etmenin keyfini yaşıyorum.

BOZUK OTOBÜS KUMPASI

İmamoğlu, ekonomi, dış politikada yaşanan sorunlar, şehit haberleri varken iktidarın uğraştığı işlere dikkat çekmek istediğini söyleyerek son yaşanan “bozuk otobüs kumpası” hakkında konuştu. İmamoğlu şunları söyledi:

- İETT'yle ilgili araç arızalı kumpası nasıl onları çukura soktu. O çukurdan çıkamayacaklar. Bu olay onları o çukurdan çıkarmayacak. Tabii çok çukurları var. Aramaya kalksak,  çukurlarını gezmeye kalksak 5 yıl yetmez bize. Kavacık- Alman Üniversitesi hattında çalışması gereken özel halk otobüsü, İETT'ye ‘ araç arızalı’ bilgisi veriyor ve bu araç  ta Eyüpsultan'da bulunuyor. 15 bin lira resmi ödeme yapıyorlar araca., reklam filmi çekmek için. Ne için? Ekrem İmamoğlu'nu küçük düşürecekler aklı sıra. Sahte bir reklam filmi çekecekler. Görüntüleri gördünüz, konuşmaları duydunuz. Yapan belli, yaptıran belli. Parti ismiyle bunu yapıyorlar. Oyuncu kadrosu, çekim kadrosu… Ben anlamam film çektirmekten, benim hayatım gerçeklerle. Bu konuda uzman arkadaşlarım dört dörtlük hazırlık diyorlar. Arkada otobüs itecek adamlar hazırlanmış. Hafiften dumanlar çıkıyor.

- Çekim ekibi aynı zamanda resmi izinli. Hem de nasıl bir izin biliyor musunuz? İstanbul genelinde çok yetkili bir izin. Valilikten alınmış bu izin. Ve çok geniş yetki verilmiş, öyle geniş yetki de kolay kolay verilmez, onu söyleyeyim. Bu kadar geniş kapsamlı izinleri almak önemlidir yani. Onun da altını çizelim. Tabii adres belli olunca biraz boyunlar kıldan ince oluyor. Ve bunu  bir çekim sahası haline getiriyor. Ama sizin bir hesabınız var ise Yaradan'ın da bir hesabı var. Patladınız. Pat diye patladınız. Zaten sizin işiniz bu kadar; ‘pat.’ Bu kadar alçaldınız. Bu tür durumlarda aile terbiyem gereği sadece Allah sizi ıslah etsin diyorum. Allah sizin bu kötü emellerinizden, bu milleti korusun. Sizi Allah'a havale ediyorum. Hukuki haklarımızı her konuda aradığımız gibi aramaya devam edeceğiz.

"KENDİMİ VE İSTANBUL HALKINI SİZE EMANET EDİYORUM"

İmamoğlu, kendi dönemlerinde tek çatı altında toplanan ve tek renge boyanan İETT otobüslerini kullanan çalışanlara da seslenerek “Bu tür birkaç hain çıkabilir. İETT bünyesinde çalışan işletmecilere, halk otobüsçülerine, hepsine sesleniyorum. Sizler ahlaklı, namuslu evine ekmek götürmek için İstanbulluya hizmet eden kişilersiniz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni temsil ediyorsunuz. 10 binlerce vefakar çalışanımıza;  hizmetlerimizi, başta ben kendimi ve bütün İstanbul halkını emanet ediyorum. Sizler asla ve asla bu tür ihanetlere müsaade etmeyeceksiniz. İhanet edenleri bize ilk siz ihbar. Onları bulacağız. Gereken cezayı keseceğiz. Onların haklarını men edeceğiz. Ve onları layık olmadıkları İstanbul halkına hizmetten yaşam boyu uzaklaştıracağız. Çalışkan, emeğinin peşinde koşan mert çalışanlarımıza çok dikkatli olmaya ve kumpaslara karşı duyarlı olmaya davet ediyorum. Ve onları bu göreve çağırıyorum. Biz İstanbul'un muhafızıyız kardeşim. Ben değil sadece, 16 milyon İstanbullu bu şehrin muhafızı” diye konuştu.

"31 MART AKŞAMI YANDIM ALLAH DİYECEKLER"

İmamoğlu “Birileri kendilerini muktedir görebilirler. İstanbulludan güçlü ve muktedir kimse yok. Bunu onlara üçüncü kez kanıtlayacağımızdan hiç şüphe duymuyorum. 16  milyon insanımızı önemsemiyorlar. Ve önemsemedikleri için de Allah'ın izniyle 31 Mart akşamı onlardan tek ses duyacağız; ‘yandım Allah’ diyecekler” ifadelerini kullandı.

SOYLU’YA: PISIRIK PISIRIK CEVAPLAR VERİYOR

İmamoğlu, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İBB’de teröristlerin çalıştığına ilişkin açıklamalarının ardından yaşananlara da değindi. İmamoğlu şöyle konuştu:

- Bir çalışanımız hak ettiği ölçekte kendisine 3 kuruşluk bir dava açtı. Kişisel haklarına dönük bir hakaret davası açtı. Tam muhafız karakterini taşıyan bir çalışanımız bu. Nuri kardeşimize bu davadan dolayı teşekkür ediyorum. Nuri bey hesap sormuş, iddiasını ispat etsin demiş. O da ‘ben güvenlik kuvvetlerinin raporuna göre konuştum’ demiş. Bizim muhafız tabii biraz cevval. Durmamış, ‘o zaman mahkemeye o raporları getirin, biz terörist miyiz, değil miyiz’ diye sormuş. Bu eski bakanın avukatı sıkışınca ne demiş? ‘Müvekkilim bu açıklamaları siyaset yapma ve ifade özgürlüğü kapsamında yapmıştır’ demiş. Hatırlıyorsunuz değil mi? Mecliste  kürsüleri devirecekti, mikrofonlar sallanıyordu bizi anlatırken. Sayı veriyordu. Kul hakkı yediniz, şimdi köşenizden pısırık pısırık cevaplar gönderiyorsunuz.

- Bu şehirde her gün operasyon yapılıyor. Allah'ım yarabbim, çete aşağı çete yukarı. Kaç çete ismi var? Kaç mafya ismi var? Literatürü  tarıyorum bulamıyorum. Yeni keşfedilmiş isimler. Emeği veren polislerimize herkese teşekkür ederim. Eminim doğrudur. Kimden hesap soracaksınız kardeşim? Bu şehrin valileri vardı, bu şehrin yöneticileri vardı, emniyetçileri vardı. Nerede bunlar? Bir bakın. Bakanları vardı. Biri mi göz yummuş? Kim yönetiyordu? Yapılan işleri gösteren filmleri bu kadar öne çıkarmanın siyasette bir tek anlamlı ifadesi olabilir. Bir iktidar değişir,  başka bir iktidar gelir. Başka bir bakan gelir onun yerine der ki ‘ya berbattı kardeşim batıyorduk onun için bak her gün operasyon yapıyoruz. ‘Hesap veren yok. Bunlar olurken neredeydiniz? Bu memleketin hala her gün şehit veren, bu milletin Çanakkale'de Kurtuluş Savaşı'nda büyük mücadele vererek bu ülkeyi, bu devleti kuran bu memleketin vatandaşlığı 15-20 bin dolar satılıyor.

- Bu millet size büyük hesap soracak kardeşim. Tam da sözün bittiği yer. Medyada bazı borazancıları var çıkıyor, sorumlusunu CHP yapmaya, sorumlusunu genel başkanımızın ismini, benim ismimi ağızlarına alarak bizlere taşımaya gayret eden…Ağzından söz çıkmıyor, ne yazık ki tarifleyemiyorum ne çıktığını. Bu tarz insanlar, iktidarın sözcüleri gibi konuşuyorlar. Hukukumuzu arayacağız o ayrı.

İKİ PROJE SADECE İMZAYI BEKLİYOR

İmamoğlu İstanbul'da hizmet etmek için projelerin Cumhurbaşkanlığı yatırım programına girmesi gerektiğini de hatırlatarak “Bugün projelerimiz kabul edilsin diye haber beklediğimiz önemli projelerimizden sadece ikisi Eyüpsultan-Bayrampaşa Tramvay Hattı ve Sefaköy-Beylikdüz-TÜYAP Metro Hattı. Sadece bir mürekkep bir kalem… Bize kefil olunmuyor onu söyleyeyim. Tek bir katkıları yok. O bizim çabamız. Bunların kaynağı da hazır. Bayrampaşa, Eyüp Sultan, yakın etki alanındaki diğer ilçeler, Beylikdüzü, Sefaköy, hattında Küçükçekme, Avcılar, Büyükçekmece, Esenyurt hatta Başakşehir'in bir bölümü bugün bu haberi bekliyor. Bir mürekkep, bir kalem, umut ederiz bunu izin verirler ve ben de inanın en güçlü sesle teşekkür ederim… Vermedikleri takdirde bu şehrin milyonlarca insanına bir mürekkep, bir kalemi bile millete hizmet için vermekten imtina ediyorsunuz. Bu kadar sizin insanlarınıza hizmet vicdanının köreldiğini kelime kelime anlatacağım. Bakın nasıl anlatacağım, göreceksiniz” dedi. Konuşmaların ardından 800 milyon TL’lik projenin temeli atıldı

"31 MART’TA CUMHURBAŞKANI DA MUTLU OLACAK"

İmamoğlu temel atma töreninin ardından Üsküdar Kısıklı’da bulunan Yuvamız Çocuk Etkinlik Merkezi’ni ziyaret etti.  Ziyaret sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. İmamoğlu “Kısıklı Mahallesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mahallesi. Kendisi en son genel seçim sonuçlarına bakıldığında da hem İstanbul hem de Üsküdar mesajı vermişti. Bulunduğunuz konum itibariyle nasıl değerlendirirsiniz” sorusu üzerine şunları söyledi:

- Eminim ki o da çok mutlu olacak 31 Mart'ta.  Sinem Hanım'ın başkanlığında mutlu bir Üsküdarlı olacak. Bütün Üsküdarlıların mutlu olacağı gibi. Zaten temel amacımız bir kişiyi bile dışarıda bırakmamak, herkesi mutlu etmek. Bu bağlamda Sayın Cumhurbaşkanının da mutlu olacağı bir 31 Mart seçimine hazırlıyoruz. Bizim mutluluğumuz seçim akşamı değil. Onu mutlu edeceğimiz mutluluk, 5 yılda ortaya koyacağı uygulamalarla ve çalışmalarla olacak. Üsküdar'da yaşayan herkesi dinleyen siyaset üstü bakan büyük bir ittifakı kurarak Üsküdar'da da aynen İstanbul'da olduğu gibi milletin kazandığı bir seçimi var etme çabasında olacağız.

- Bu çaba Üsküdar'da nasılsa Eyüpsultan'da da öyle, Fatih'te de, Beyoğlu'nda da öyle; Tuzla'dan Çatalca'ya Silivri'ye kadar öyle olacak. Başka bir yere başka bir dili temsil edecek arkadaşlarım. Görecekler cumhuriyet tarihi bu kadar temiz, bu kadar ahlaklı, bu kadar erdemli  ama aynı zamanda saldırılara karşı bu kadar dirençli, muhafız gibi bu şehri yöneten ve koruyan yine 16 milyondan güç alarak bu kadar kararlı kimseden icazet almadan, kimsenin tensiplerini beklemeden tam yol ileri diyecek bir kampanyayı ve anlayışı, siyaset ruhunu bizimle yaşayacak ve görecek çok iddialıyız.