20’den fazla ülkede yürütülen çalışmada; mutluluk, yaşam doyumu, fiziksel ve ruhsal sağlık, ilişkilerin kalitesi, hayatın anlamı ve finansal güvenlik gibi refah ölçütleri değerlendirildi.

dailytelegraph'ta yer alan habere göre araştırma sonuçlarına göre, 18–29 yaş arasındaki gençler ortalama düzeyde zorluklarla karşılaşıyor; hem sağlık hem de ruhsal iyilik hallerinde diğer yaş gruplarına kıyasla daha düşük puanlar alıyor. 

Katılımcıların büyük çoğunluğunun ise 50 yaşına kadar nispeten düşük refah seviyelerinde seyrettikleri belirlendi. 

Çalışmada “refah”, bir kişinin hayatındaki tüm alanların—sosyal, ekonomik, duygusal ve bedensel—içinde bulunduğu koşullar da göz önünde bulundurularak göreceli olarak iyi olması halinde gerçekleşen bir durum olarak tanımlanıyor.

Herkesin zamanı farklı

Genç yetişkin kuşak, ergenlik yıllarında yetişkinliğin nasıl olması gerektiği konusunda kalıplaşmış normlar duyarak büyüyor; oysa günümüzde pek çok genç; ev satın alacak birikime, yüksek maaşlı iş fırsatlarına ve aile kurma konusundaki geleneksel adımlara erişimde güçlük yaşıyor. Araştırmacılar, “Hayat her zaman öngörülemez ve herkesin zamanı farklıdır” uyarısında bulunuyor.

Bilim insanları, bireylerin mutluluğu ve refahını pasif olarak beklememesi; aksine aktif çaba göstererek ilişkilerine ve günlük alışkanlıklarına odaklanması gerektiğini vurguluyor. 

Araştırmada, düzenli sosyal etkileşimleri olan—dini, toplumsal veya aile bağları güçlü—kişilerin diğer katılımcılara kıyasla daha yüksek düzeyde refah bildirdiği saptandı. “Umutsuzluğa kapılmak yerine sevdiğiniz ve değer verdiğiniz insanlarla vakit geçirmeyi seçin” önerisinde bulunan uzmanlar, küçük de olsa kontrolünüz altındaki adımların uzun vadede mutluluğunuzu nasıl artıracağını işaret ediyor.