Ham petrol üretim miktarını yaklaşık 1 milyon varil hedefleyen Irak merkezi yönetimi hafta başında 12 eyalette bulunan 29 petrol ve doğalgaz sahasının ihalesini yaptı.

İhalelerde 12 sahayı geliştirecek firmalar belirlendi. Buna göre Çinli firmalardan Sinopec, CNOOC, Anton Oil ve Zhenhua 10 sahayı alırken, 2 saha ise yerel firmalara kaldı.

Irak hükümeti, 2008'den bu yana yaptığı 6. toplu ihale kapsamında mevcut 145 milyar ispatlanmış petrol rezervini 160 milyar varilin üzerine çıkarmayı hedefliyor.

Ülkenin elektrik üretiminde kullandığı doğalgaz ise büyük ölçüde İran’dan geliyor. İhaleyle ülkede üretilecek gaz miktarını artırmak ve bu gazın elektrik üretiminde kullanılarak, İran’a olan bağımlılığın azaltılması da ihalenin ana hedeflerinden birisini oluşturuyor.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) kurucu üyelerinden biri olan ülkenin ana gelir kalemini petrol ithalatı oluşturuyor. Irak, 2022'de petrol ihracatından 115 milyar dolar, 2023'te ise 97,5 milyar dolar gelir sağladı.

PETROL İHRACATININ YÜZDE 35'İ ÇİN'E

Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Irak Araştırmacısı Sercan Çalışkan, AA muhabirine Çinli firmaların Irak petrol piyasasındaki aktivitelerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Çin, yıllık 500 milyon tonu aşan ham petrol ithalatı ile dünyanın en büyük petrol ithalatçısı durumunda. Bu ithalat ihtiyacının yarıya yakını Orta Doğu ülkelerinden sağlanıyor. Irak, Orta Doğu'da Suudi Arabistan'dan sonra Çin'e en fazla ham petrol sağlayan ikinci ülke, küresel anlamda ise üçüncü ülke. Dolayısıyla Irak, Çin'in Orta Doğu ve enerji politikasında tartışmasız oldukça stratejik bir konuma sahip." ifadelerini kullandı.

Çin'in, Orta Doğu'da askeri varlık yerine diplomatik temaslarını ve Kuşak ve Yol Projesi kapsamında yapılan yatırımlarla nüfuzunu artırma politikası izlediğini belirten Çalışkan, "Enerji yatırımları bunlardan başlıcası ve petrol akışına duyulan ihtiyaç Irak'ı bu ülkelerin başında getiriyor. Geçtiğimiz günlerde Irak'ta petrol ve gaz arama lisanslarının gerçekleşen turlarında sözleşmelerin büyük kısmının Çinli şirketler tarafından kazanılmasında bu durumun önemli bir payı var. Halihazırda Irak petrolünün yüzde 35'i Çin tarafından ithal ediliyor. Çin, halihazırda Irak’ta çok sayıda petrol ve gaz sahasının ana işleticisi konumuna gelmişken kurduğu bu etki gücünü kaybetmek istemiyor." ifadelerini kullandı.

ÇİN'İN VERDİĞİ ÖNEMİN GÖSTERGESİ

Çalışkan, ihaleye Avrupalı, Arap ve Iraklı grupların da bulunduğu 20'den fazla firmanın katıldığını ancak Çin'in, ihalede 10 petrol ve gaz sahasının ihalesini alarak tek başına en fazla lisans alan yabancı ülke olduğuna dikkati çekti.

Avrupalı şirketlerin ihalede geri planda kaldığını ve ABD'nin ise doğrudan kendi firmaları yerine Körfez firmaları aracılığıyla ihaleye katılma yolunu tercih ettiğini kaydeden Çalışkan, şunları kaydetti:

"Bu nedenle esas şaşırtıcı olan, söz konusu lisans ihalelerinde Arap ülkelerinin Çin'in gerisinde kalmış olmasıdır. Çinli şirketlerin Körfez sermayesinin önünde net bir kararlılık ortaya koyarak söz konusu petrol ve gaz sahalarının lisansını alması, Çin’in Irak'taki petrol politikasına verdiği önemi göstermesi bakımından son derece kritiktir. Çin, hali hazırda Irak'taki petrol sahalarında 10'dan fazla petrol ve gaz sahasının ana işleticisi konumuna gelmişken kurduğu bu etki gücünü kaybetmek istemiyor. Irak’ın enerji sektöründe kurulan hakimiyet kuşkusuz iki ülke arasındaki karşılıklı siyasi bağımlılığı da beraberinde getiriyor." değerlendirmesinde bulundu."

Bu açıdan bakıldığında Çinli şirketlerin Irak'taki sahaların büyük bölümünde ana işletici aktör olarak yer aldığını ve dolayısıyla ekonomisinin yüzde 90'dan fazlasını oluşturan petrol gelirleri üzerinde ciddi bir paya sahip olacağına işaret eden Çalışkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Irak Petrol Bakanı Hayan Abdulgani'nin anlaşmaların Irak'ın petrol rezervlerini 160 milyar varile çıkaracağını vurgulaması bu açıdan da oldukça önemli. Dolayısıyla ihalelerin Çinli şirketler tarafından kazanılmasını enerji bağlamında yorumlarken, enerji yatırımlarının siyasi bağımlılıklara doğrudan sirayet ettiğini atlamamak da gerekiyor."

BATILI FİRMALAR İÇİN 10 YIL ÖNCEKİ KADAR ÖNEMLİ DEĞİL

Qamar Enerji Üst Yöneticisi Robin Mills de Çinli firmaların ihalelerin çoğunluğunu kazanmasını, "Çinli firmalar Irak’ta petrol ve gaz sektörünü domine etti." şeklinde niteledi.

Irak'ın mali durumunun bozuk ve bürokratik yapısının zorlu olduğunu, projelerin çok uzun zaman almasıyla birlikte karlılık oranlarının düşük olduğunun altını çizen Mills, "Çinli firmalar, Irak'ın bürokrasi ve zorlu mali dönemleriyle daha iyi başa çıkabilir." diye konuştu.

Shell ve BP gibi Avrupalı firmaların petrol ve gaz yatırımlarını azaltma baskısıyla karşılaştığını, Exxonmobil ve Chevron gibi firmaların ise ABD'nin kaya gazı ve petrolü ile Guyana gibi diğer alanlarda büyük fırsatlara sahip olduğu değerlendirmesinde bulunan Mills, "Bu yüzden bu firmalar için Irak'ta bulunmak 10 yıl önceki kadar önemli değil. Batılı firmaların başka yerlerde fırsatları var ve genel uluslararası yatırımlara odaklanıyorlar. Bu durum Irak’ın Çinli firmalara aşırı bağımlı olması nedeniyle Bağdat hükümeti için bir sorun olabilir." ifadelerini kullandı.