Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde Adıyaman'daki İsias Otel'de, KKTC'den voleybol turnuvası için gelen, aralarında sporcu, öğretmen, antrenör ve Türkiye Turist Rehberleri Birliği üyelerinin de bulunduğu 72 kişi hayatını kaybettiği soruşturmada 5 kişi tutuklanırken, 11 kişi hakkında 'bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. 3 Ocak tarihinde başlayan ve 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin 150 kişilik salonunda görülen davanın 4'üncü duruşması, sırasıyla sanıkların dinlenmesi ile devam etti.
"EĞER DEPREM 7.2 ŞİDDETİNDE OLSAYDI BİNAM YIKILMAYACAKTI"
Otel sahibi tutuklu sanık Ahmet Bozkurt, işini doğru bir şekilde yaptığını ileri sürdü. Depremin 7.7 değil de 7.2 şiddetinde meydana gelmesi durumunda otelin yıkılmayacağını iddia eden Bozkurt, otelinde yaşamını yitiren her bir birey için kahrolduğunu belirterek şunları söyledi:
* "'Tek tip demir kullanıldı' denilmesini kabul etmiyorum. 18'lik, 22'lik, 12'lik ve 8'lik demirlerim var. En ince demirlerim de 8'lik demir. Hep kum üzerinde duruldu. Bütün yapılarda, imar kanunlarına göre tavan tabyalarında aspolen kullanılıyor. Bu malzeme çok hafif, dolayısıyla herhangi bir darbede de o aşağı düştüğü zaman yaranmaya sebebiyet vermemesi için hafif bir malzemedir. Tavanlarda da kullanılır.
* Kolonlarımız ortada benim kolon ve kirişlerimden örnekler, numuneler alınmış. Bugünün değerlerini bile karşılayacak düzeyde belgelerle konuşuyorum. Dolayısıyla bana ve evlatlarıma atılan suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. İşimi düzgün yaptım. Binam şu anki yönetmeliklerde 7.2 şiddetine dayanacak düzeyde.
* Eğer deprem 7.7 yerine 7.2 şiddetinde olsaydı binam yıkılmayacaktı. Daha önce bölgede olan 7.2 şiddetinde bir depremde benim binamda sıva bile çatlamamıştı. Ben otelimde nasıl malzeme kullandığımı biliyorum. Benim mühendislerim binayı en sağlam şekilde yapmışlardır. Eğer bir tek İsias yıkılmış olsaydı, enkazın başına gider, hayatımı sonlandırırdım."
"YAŞAYAN BİR ÖLÜYÜM"
Kendisinin hiç kusurunun olmadığını öne süren sanık Bozkurt, sözlerine şöyle devam etti:
* "Depremde 850 bin bina yıkıldı, 52 binden fazla ölü var. Binamda da 72 kişi öldü. Ben de kahroldum. Yaşayamıyorum. Acıyı yaşıyorum. Yaşayan bir ölüyüm. Depremin acısını ben de yaşadım. Ailemden 300 kişi hayatını kaybetti. Ben de deprem sırasında yaralandım. 73 yaşındayım. Deprem günü su yok, kalacak yer yok.
* İlk başta 'Buradan ayrılmam' dedim ama daha sonra ailemin isteğiyle Aksaray'a gittim. Kaçmadım. Kaçan insan teslim olur mu? Ben ve evlatlarım kendimiz teslim olduk. Depremin şiddeti bütün dünyayı yasa boğdu. Eğer bu şiddette bir deprem 10 sene önce olsaydı, 10 sene önce bu felaketi yaşayacaktık. Bu kaç yılın biriken enerjisiydi. Bu depremin geçtiği fay, bir tek İsias'ın altında oluşmamıştır. Tüm Adıyaman'dan geçen fayda yıkım olmuştur.
* Suçlu değiliz, bize atılan iftiraların hepsini reddediyorum. Otelimde hayatını kaybeden yavruların hepsinin acısını ben de yaşıyorum. Benim ailelere hiç sözüm yok, ne deseler haklılar ama yüce adaletimize de güveniyorum. Bizim iftiralara değil, adalete ihtiyacımız var. Bu arada ben suçlu olmadığım için pişman değilim. Ama acım çok büyük. Eğer acımı pişmanlık olarak kabul edeceklerse eyvallah. Ben suçsuzum. Tek suçlu deprem. Benim 7 tane ameliyat olmam gerekiyor. Rahatsızlıklarımdan dolayı tahliyemi talep ediyorum."
ARA KARAR VERİLDİ
Duruşmanın 4'üncü gününde ara karar verildi. 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin 150 kişilik salonunda görülen dava, sırasıyla sanıkların dinlenmesi ile devam etti. Mahkeme heyeti saat 19.45'te ara kararını vermek üzere duruşmaya ara verdi ve saat 22.00'de son oturum yeniden başladı.
Tutuklu sanıklardan Ahmet Bozkurt, Fatih Bozkurt, Efe Bozkurt, Erdem Yıldız ve Halil Bağcı'nın tutukluluğunun devamına, tutuksuz yargılanan sanıkların ise tutuksuzluk halinin adli kontrol ile devamına, sanıkların mahkemeye getirilmesi talebinin reddine karar verildi.
Mahkeme heyeti ayrıca, mobese kayıtlarının istenmesine, kamu görevlilerinin dosyasının akıbetinin savcılığa sorulmasına, farklı cezaevine gönderilmemelerine yer olmadığına ve tanıklardan Mustafa Murat Ahmet Kuştepe'nin zorla duruşmaya getirilmesine karar verdi.
Duruşma, 26 Nisan 2024'e ertelendi.
"MELEKLERE VERMİŞ OLDUĞUMUZ SÖZ DEVAM EDECEK"
Ara karar sonrası mahkeme çıkışında konuşan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcısı ve Turizm Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, "Ara karar az önce okundu. 26 Nisan tarihine sabah saat 10'a ertelendi. Dolayısıyla biz yine aynı şekilde birlik ve beraberlik içerisinde şampiyon meleklere vermiş olduğumuz sözümüz devam edecek. Adalete olan güvenimiz devam edecek" dedi.
"BİRAZ ENDİŞELENDİM HEPSİ SERBEST KALACAK DİYE"
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu ise şunları söyledi:
* "Korktuğum karar olmadı. Aslında biraz endişelendim hepsi serbest kalacak diye. Ara karar olarak içerdeler, çıkmadılar çıkamayacaklar da umarım. En ağır cezayı alacaklar. Çok karar okudu mahkeme başkanı, idrak etmeye çalışıyoruz aileler olarak. Aslında biz daha erken bekliyorduk tarihi fakat 26 Nisan 2024'e erteledi mahkeme heyeti duruşmayı. Bilirkişi raporları, bazı evrakların gönderilmesi, sisteme girilmesi yazılmasıyla ilgili karar okundu. Adli kontrolle serbest olanların adli kontrolünün devamını istedi, bilirkişi raporları gelene kadar. 4 gün boyunca bir mahkeme süreci geçirdik."