On yıllara yayılan ve çok çeşitli operasyonları kapsayan "Kalk ve Önce Sen Öldür: İsrail Suikastlarının Gizli Tarihi", İsrail'in suikastı bir savunma ve caydırıcılık aracı olarak kullanma kararının ardındaki ahlaki, stratejik ve taktiksel hususları inceliyor.
Yazar Ronen Bergman, İsrail'in hedef gözeterek öldürme politikasının köklerini devlet öncesi döneme kadar götürerek Haganah ve Irgun'un gizli operasyonlarını vurguluyor.
AHLAKİ SONUÇLAR
Anlatı hızla bağımsızlık sonrası döneme geçerek resmi istihbarat teşkilatlarının kuruluşunu ve ilk operasyonlarını detaylandırıyor. Bu ilk bölümler, David Ben-Gurion ve Golda Meir de dahil olmak üzere İsrail liderlerinin suikastın ahlaki sonuçları ve stratejik gereklilikleri ile nasıl mücadele ettiklerini gösteriyor.
Kitabın merkezinde yer alan "ahlaki gereklilik" kavramı, Bergman'ın İsrailli liderlerin hedef gözeterek işledikleri cinayetleri rasyonalize etmek için sıklıkla başvurdukları etik gerekçeyi tanımlamak için kullandığı bir terim.
Bu felsefenin kökleri Talmud'un "Biri seni öldürmeye gelirse, ayağa kalk ve önce onu öldür" öğündüne dayanıyor. Bergman, bu ilkenin İsrail tarihi boyunca nasıl yorumlandığını ve uygulandığını titizlikle inceleyerek, bu operasyonlara izin veren ve yürütenlerin karşılaştığı etik ikilemlere dair incelikli bir tartışma sunuyor.
KİLİT İSİMLERİN DETAYLI PROFİLLERİ
"Kalk ve Önce Sen Öldür: İsrail Suikastlarının Gizli Tarihi", İsrail'in suikast programındaki kilit isimlerin detaylı profilleriyle dolu.
Kitap okuyucuları Isser Harel ve Meir Dagan gibi efsanevi Mossad şeflerinin yanı sıra görevleri hassasiyet ve gizlilikle yürüten daha az bilinen ajanlarla tanıştırıyor. Bergman bu kişilerin kişisel hikayelerine hayat vererek motivasyonlarını, korkularını ve çifte hayat yaşamanın psikolojik bedelini gözler önüne seriyor.
Özellikle ilgi çekici figürlerden biri, görev süresi boyunca en cesur ve tartışmalı operasyonlardan bazılarına tanıklık eden eski Mossad yöneticisi Zvi Zamir. Bergman, Zamir'in iç çatışmalarını ve sorumluluklarının ağır yükünü anlatarak casusluğun çoğu zaman meçhul olan dünyasına insani bir yüz kazandırıyor.
TANRI'NIN GAZABI OPERASYONU
Kitabın önemli bir bölümü, Mossad'ın 1972 Münih Olimpiyatları'nda İsrailli sporcuların öldürülmesinin intikamını almak için düzenlediği Süngü Operasyonu" olarak da anılan "Tanrı'nın Gazabı Operasyonu"na ayrılmış. Bergman operasyonun ayrıntılı bir anlatımını sunarak titiz planlamayı, istihbarat toplamayı ve Avrupa ile Orta Doğu'daki hedeflerin infazını gözler önüne seriyor. Kitabın bu bölümü sahte kimlikler, gizli toplantılar ve kıl payı kurtulmalarla dolu bir casus gerilimi gibi okunuyor.
HEDEFLİ SUİKASTLARIN KARMAŞIKLIĞI
Bergman, ortaya çıkardığı ahlaki sorular ve Norveç'in Lillehammer kentinde masum bir garsonun yanlışlıkla öldürülmesi gibi istenmeyen sonuçlar da dahil olmak üzere operasyonu çevreleyen tartışmalardan uzak durmuyor. Lillehammer olayı olarak bilinen bu olay, hedefli suikastların karmaşıklığına ve potansiyel tuzaklarına dair dokunaklı bir örnek teşkil ediyor.
Kitap ilerledikçe Bergman, basit otomobil bombaları ve silah atışlarından sofistike siber savaş ve drone saldırılarına kadar suikast tekniklerinin evrimini inceliyor. Teknolojik gelişmelerin hedefli cinayetlerin manzarasını nasıl değiştirdiğini, daha fazla hassasiyet sağladığını ama aynı zamanda yeni etik ve yasal soruları da gündeme getirdiğini vurguluyor.
İRAN'IN NÜKLEER PROGRAMI
Örneğin insansız hava araçlarının kullanımı, suikast taktiklerinde önemli bir değişimi temsil ediyor. Bergman, bu insansız hava araçlarının geliştirilmesini ve konuşlandırılmasını inceleyerek Gazze, Lübnan ve ötesindeki yüksek profilli hedefleri ortadan kaldırmak için nasıl kullanıldıklarını detaylandırıyor. Yazar ayrıca siber alana da girerek Stuxnet virüsünü ve İran'ın nükleer programını sabote etmedeki rolünü tartışıyor ve modern suikastların tek bir kurşun bile atılmadan nasıl gerçekleştirilebileceğini gösteriyor.
Kitap, üst düzey bir Hizbullah lideri olan İmad Muğniye ve bir Hamas ajanı olan Mahmud El Mabhuh'un ortadan kaldırılması gibi yüksek profilli suikastların sürükleyici anlatımlarını içeriyor.
Bergman bu operasyonları, hedefleri belirleyen istihbarat çalışmalarından görevlerin icrasına kadar her yönüyle anlatıyor. Bu hikayeler sadece sürükleyici olmakla kalmıyor, aynı zamanda bu tür operasyonların İsrail'in daha geniş güvenlik çerçevesindeki stratejik önemini vurgulamaya da hizmet ediyor.
Kitap ayrıca İranlı nükleer bilim adamlarına düzenlenen suikastları da ele alarak İsrail'in İran'ın nükleer emellerini engelleme çabalarına perde arkasından bir bakış sunuyor. Bergman, bu operasyonların uluslararası sonuçlarını ve İsrail'in bu tür yüksek riskli görevleri yürütürken koruması gereken hassas dengeyi tartışıyor.
YASAL NORMLARIN EROZYONA UĞRAMASI
Bergman kitap boyunca sürekli olarak hedefli öldürmelerin etik ve hukuki sonuçlarına geri dönüyor. İsrail'in siyasi ve askeri kurumları içindeki tartışmaların yanı sıra uluslararası tepkileri ve ortaya çıkan yasal zorlukları inceliyor. Yazar dengeli bir bakış açısı sunarak bu tür eylemlerin ulusal güvenlik için gerekliliğini kabul ederken aynı zamanda istismar potansiyelini ve yasal normların erozyona uğramasını eleştiriyor.
Yazar, İsrail yargısının suikast operasyonlarını denetlemedeki rolünü, kilit mahkeme davalarını ve yasal emsalleri inceleyerek araştırıyor. Ayrıca savaş hukuku ve insan hakları sözleşmeleri de dahil olmak üzere uluslararası yasal çerçeveyi ve bunların İsrail'in suikast politikasıyla nasıl kesiştiğini tartışıyor.
RADİKALLEŞME VE ŞİDDET DÖNGÜSÜ
Kitap, hedefli suikastların hem kasıtlı hem de kasıtsız sonuçlarını incelemekten kaçınmıyor. Bergman bu operasyonların terörist ağları nasıl dağıttığını, saldırıları nasıl önlediğini ve nasıl caydırıcı olduğunu tartışıyor. Bununla birlikte, geri tepme, radikalleşme ve şiddet döngüsünün sürdürülmesi potansiyelini de araştırıyor.
"GERİ TEPME" KAVRAMI
Ronen Bergman, hedefe yönelik cinayetlerin etkinliğine dair eleştirel bir analiz sunarak, nihayetinde İsrail'in güvenliğini artırıp artırmadığını ya da zayıflatıp zayıflatmadığını sorguluyor. Suikast operasyonlarının düşmanlığın artmasına yol açabileceği ve gelecek nesil militanlara ilham verebileceği "geri tepme" kavramını tartışıyor.
Kitabın güçlü yanlarından biri Bergman'ın kişisel anlatı ve röportajlara geniş yer vermesi. Yazar, birçoğu ilk kez kayıtlara geçen eski ve mevcut istihbarat yetkilileri, siyasi liderler ve ajanlarla yüzlerce röportaj yapmış. Bu ilk ağızdan anlatımlar, İsrail'in suikast programının iç işleyişine dair gerçekçi bir bakış açısı sunuyor.
Yazarın röportajları, hedefli cinayetlere dahil olanların kişisel fedakarlıklarını ve ahlaki mücadelelerini ortaya koyuyor. Eylemlerinin psikolojik bedeliyle, onları arkadaşlarından ve ailelerinden ayıran gizlilikle ve sürekli intikam tehdidiyle boğuşan ajanların hikâyelerini paylaşıyor.
KAPSAMLI VE DENGELİ BİR ANLATIM
Kitap, İsrail'in suikast politikasının karanlık yönlerinden uzak durmayan kapsamlı ve dengeli bir anlatı. Bergman, bu tür operasyonların ulusal güvenlik için gerekliliğini kabul ederken aynı zamanda ahlaki ve hukuki sonuçlarını da eleştiren incelikli bir bakış açısı sunuyor. Kitap, gizliliği kaldırılmış belgeler, kişisel görüşmeler ve tarihi kayıtlar da dahil olmak üzere çok çeşitli kaynaklardan oluşuyor.
"Kalk ve Önce Sen Öldür: İsrail Suikastlarının Gizli Tarihi"nde Ronen Bergman, İsrail ulusal güvenlik politikasının en tartışmalı yönlerinden birinin kesin bir açıklamasını sunuyor. Titiz bir araştırma ve etkileyici bir hikâye anlatımıyla Bergman, hedefli suikastların gizli dünyasına eşi benzeri görülmemiş bir bakış sunarak kökenlerini, gelişimini ve etkilerini inceliyor.
GÜVENLİK VE ETİK ARASINDAKİ DENGE
Kitap, okuyucuları bir devlet aracı olarak suikastın ahlaki ve hukuki sonuçlarıyla boğuşmaya zorluyor ve güvenlik ile etik arasındaki dengeye dair önemli soruları gündeme getiriyor.
Kalk ve Önce Sen Öldür: İsrail Suikastlarının Gizli Tarihi
Ronen Bergman
Bilgi Yayınevi
864 sayfa