Zeytin ve badem bahçeleriyle ünlü ada, son haftalarda beklenmedik bir istilayla karşı karşıya. Yılanlar, sıcak hava ve doğal barınakların etkisiyle adanın büyük kısmına yayıldı. Tatilciler panik içinde, yerel halk ise çaresiz.

Avrupa'nın en gözde tatil adalarından Mallorca, son günlerde sıra dışı bir istilayla mücadele ediyor. Terasların altları, yemyeşil bahçeler ve çiftlikler, adayı mesken tutan ve sayıları giderek artan yılanlarla dolmuş durumda. 

"Mallorca Magazine" dergisine konuşan Simone S. isimli bir turist, yaşadığı şoku şu sözlerle anlattı:

"Gözlerimize inanamadık. Bahçede huzurlu bir öğleden sonra geçiriyorduk ki, yerdeki bir kanaldan yaklaşık bir buçuk metre uzunluğunda bir yılan çıktı. Kısa bir süre sonra, çok daha kalın ve neredeyse iki metre uzunluğunda ikinci bir yılan daha belirdi."

KONTROL KAPASİTESİNİ AŞTI

Mallorca Organik Çiftçiler Derneği (APAEMA) de yaptığı uyarıda, istilacı yılanların zeytin ve badem bahçeleri de dahil olmak üzere adanın büyük bir bölümüne yayıldığını ve yetkililerin kontrol kapasitesini aştığını belirtti.

Adadaki yılan istilasıyla ilgili tek iyi haber, bu sürüngenlerin zehirli olmaması. Görülen türler çoğunlukla at nalı, merdiven ve pürüzsüz yılanlar. Ancak uzmanlar, özellikle at nalı yılanlarının son derece agresif ve ısırgan olduğu konusunda uyarıyor. Bu türün bir ısırığı, enfeksiyona yol açabileceğinden mutlaka bir doktor tarafından kontrol edilmesi gerekiyor.

Balear Adaları bölge yönetimi, yılan istilasına karşı adeta bir savaş açmış durumda. Yüzlerce özel yılan tuzağı, adanın dört bir yanına yerleştirilirken, yerel halkın da bu tuzakları kullanmasına olanak tanınıyor.

Kraliyet Kararnamesi'ne göre, bu istilacı türlerin öldürülmesine izin veriliyor; ancak bu işlem yalnızca yetkili personel tarafından yapılabiliyor. Vatandaşlardan ise yılan gördükleri anda durumu Çevre Ajansı'na bildirmeleri isteniyor.

YILAN İSTİLASININ ALTINDA YATAN NEDEN AÇIKLANDI

APAEMA'ya göre, başka hiçbir Akdeniz adasında böyle bir durum yaşanmıyor. Dernek, bu istilanın arkasında yatan nedenleri şöyle sıralıyor:

* Adadaki yüksek insan nüfusu ve turizm yükü,
* İklim değişikliğinin ekosistemi etkilemesi,
* Yeni türlerin adaya girişini engelleyemeyen yetersiz sınır kontrolleri.

Bu olay, sadece bir adanın sorunu değil. İklim krizinin etkileri sınır tanımıyor. Benzer sıcaklık artışları ve ekosistem bozulmaları, İstanbul gibi büyük şehirlerde de yılan vakalarının artmasına neden oldu. Artan fare popülasyonu, şehirleşme ve betonlaşma gibi faktörler, yılanların şehir merkezlerine kadar ilerlemesine yol açıyor. 

İSTANBUL'DA DA BAZI İLÇELERDE YILAN VAKALARI GÖRÜLDÜ

İstanbul'un Küçükçekmece ve Arnavutköy gibi kırsal alana yakın ilçelerinde son aylarda artan yılan vakaları, uzmanlara göre mevsimsel bir durum. İstanbul Üniversitesi'nden Dr. Ergün Bacak, kış uykusundan uyanan yılanların besin ve eş aramak için en aktif oldukları Mayıs-Haziran aylarında daha sık görüldüğünü belirtiyor. Kentteki yılanların büyük çoğunluğunun su yılanı, Hazer yılanı gibi zararsız türler olduğunu vurgulayan Bacak, İstanbul'da bulunan tek zehirli tür olan boynuzlu engereğin ise yavaş hareket ettiğini ve sağlıklı bir yetişkin için ölümcül olmadığını, ancak tıbbi müdahale gerektirdiğini ifade ediyor.

Dr. Bacak, yılanlarla karşılaşıldığında paniğe kapılıp onları öldürmek yerine itfaiye veya Doğa Koruma ve Milli Parklar gibi yetkili kurumların aranması gerektiğini söylüyor. Yılanların ekosistem için büyük önem taşıdığını, tarım ürünlerine zarar veren ve hastalık taşıyan fare gibi canlılarla doğal yollarla mücadele ederek biyolojik dengeyi koruduğunu belirtiyor. Bu canlıları öldürmenin ekosisteme zarar verdiğini ve tarımda ilaç kullanımını artırdığını ifade eden Bacak, olası bir zehirli yılan ısırığı durumunda ise büyük araştırma hastanelerinde panzehirlerin mevcut olduğunu ekliyor.