İYİ Partili Kürşad Zorlu, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Zorlu, Türkiye'nin en büyük sorununun ekonomi olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Siyasi iktidarın hatalı politikaları ile derinleşen hayat pahalılığı, buna asla yetmeyen gelir grupları artık bir gerçeğimiz. Böyle bir ortamda 2024 asgari ücretinin açıklanmasını bekliyor, milyonlarca çalışanımız.

Merkez Bankası Başkanı Sayın Gaye Erkan, ülkenin para politikasından sorumlu kurumun başkanı, 'İstanbul'da ev bulamadık, müthiş pahalı, annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz' diyor.

Önceki pozisyonda milyonlarca dolar kazanmış ve şimdi de ayda yaklaşık 200 bin TL ücret geliri olan birinin, 'İstanbul'da ev bulamadım, annemde kalıyorum' demesi mantıklı mı?"

'BUNUN ADI OPERAYON SİYASETİDİR'

Zorlu, İYİ Parti'de yaşanan istifaların sorulması üzerine ise şunları kaydetti: 

"Partimize yönelik manipülatif, bütünleşik, yer yer planlı bir saldırının olduğunu ifade etmek istiyorum. Diyarbakır, orada bizim 11 bin 179 kayıtlı üyemiz vardı. 1 haftada 525 üye istifası gerçekleşti. Bu üye sayımıza karşın, son seçimde 20 bin üye aldık. Son 10 günlük süreç içinde birtakım istifalar yaşandı.

Ama bize yine üye katılımları da oldu. Eleştiriye çok açığız. Partimizin içinde de eleştiri yaygın ve hakimdir. Genel Başkanı'mız bütün toplantılarda buna açıktır. İçeriden ya da dışarıdan, bizim içimizden ayrılan arkadaşların da bize yönelik kayda değer eleştirileri elbette önemlidir.

İsmi geçen, istifa eden İBB meclis üyesi arkadaşlardan bir tanesi, bugün İstanbul dışında yakın bir ilin bir belediye meclis üyemizi arıyor. Diyor ki, 'Bu akşam bir TV kanalında, bazı arkadaşlarla topluca istifa ettiğimizi meclis üyeleri olarak ifade edeceğiz. Siz de istifa edin.'

CHP'li bir başka kişinin ismini vererek, 'Size onunla bir görüşme ayarlayalım' diyor. Bunun adı, operasyon siyasetidir. Elbette partimizden kimsenin gitmesini istemeyiz. Ancak haklı eleştirilerle böyle bir inisiyatif alarak, partimizden ayrılan arkadaşlarımıza saygımız var.

Bu bahsettiğim başka bir şeydir. Bir parti, kendi iradesi ile yetkili organları ile hür ve müstakil bir şekilde, 'ben rekabet etmek istiyorum', diyorsa; 'Türkiye'de üçüncü bir yolun öncüsü olacağım' diyerek, bu kutlu duruşu ortaya koyuyorsa, karşımızda bulacağımız bir davranış mıdır bu? Hangi parti disiplinine yakışan bir davranıştır?"