Birçok kişi, hızlı ve kolay hazırlanabildiği için kahvaltıda tahıllı gevrekleri tercih ediyor. Ancak Inchauspe, tatlı kahvaltıların, vücuda enerji vermek yerine glikoz seviyelerinde ani yükselmelere neden olduğunu söylüyor. Bu yükselmeler, insülin salınımını artırarak fazla glikozun yağ olarak depolanmasına yol açıyor.

Inchauspe’ye göre, kahvaltıda glikoz içeriği yüksek yiyecekler tüketmek vücudun enerji üretim verimliliğini düşürüyor ve yorgunluğa neden oluyor. Ayrıca bu dalgalanmalar, daha çabuk acıkmamıza ve gün boyunca abur cubur tüketme eğilimimizin artmasına neden oluyor. "Kahvaltıda oluşan bu dengesizlik, öğle ve akşam yemeklerinde de daha büyük glikoz dalgalanmalarına yol açıyor," diyor.

Inchauspe, kahvaltıda protein, lif ve sağlıklı yağların bir arada olduğu seçeneklerin tercih edilmesi gerektiğini belirtiyor. Örneğin, avokadolu omlet veya mozzarella ve sebzelerle hazırlanan bir kahvaltı tabağı, sağlıklı bir başlangıç için ideal. Sebzelerin içerdikleri lif, kan şekerini dengeleyerek daha uzun süre tok kalmayı sağlıyor.

Channel 4’te yayınlanan iki bölümlük “Eat Smart: Secrets of the Glucose Goddess” programında, Inchauspe’nin önerileri denendi. Gıda kaynaklı rahatsızlıkları olan altı kişi, glikoz seviyelerini düzenlemeye yönelik bu yöntemi takip etti. Sonuçlar şaşırtıcıydı; katılımcılar arasında diyabeti olan bazı kişiler, sadece altı hafta içinde ilaç kullanmayı bırakacak kadar iyileşme gösterdi.

Tahıllı gevrekler, tatlı hamur işleri, meyve suları ve smoothie’ler gibi glikoz içeriği yüksek yiyeceklerin kahvaltıda tüketilmemesi gerektiği vurgulanıyor. Bu tür yiyecekler anlık enerji verse de uzun vadede sağlıksız beslenme alışkanlıklarına ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.