Kahve atıkları, genellikle çöp sahalarına gönderilir ve burada metan ve karbondioksit gibi sera gazları salarak iklim değişikliğine katkıda bulunur. RMIT Üniversitesi’nden mühendis Rajeev Roychand, “Organik atıkların bertaraf edilmesi çevresel bir sorun oluşturuyor. Ayrıca, sınırlı doğal kaynaklar nedeniyle kum temini gibi sürdürülebilirlik problemleriyle karşı karşıyayız” dedi.
Araştırma ekibi, kahve telvesini doğrudan betona ekleyemeyeceklerini belirtti. Çünkü organik maddeler, betonun yapısını zayıflatabilecek kimyasallar sızdırabiliyor. Bunun yerine ekip, kahve telvesini oksijensiz bir ortamda 350 °C sıcaklıkta pişirerek biochar adı verilen karbon açısından zengin ve gözenekli bir malzeme elde etti.
Bu süreç, "piroliz" olarak adlandırılıyor ve organik molekülleri parçalayarak betona kolayca entegre olabilen bir madde oluşturuyor. 500 °C'de yapılan piroliz ise biochar'ın dayanıklılığını düşürdüğünden, 350 °C ideal sıcaklık olarak belirlendi.
Araştırma, yalnızca kahve telvesiyle sınırlı kalmadı. Ekip, ahşap, gıda ve tarımsal atık gibi diğer organik materyallerden de biochar üretmeyi amaçlıyor. Ancak, kahve biochar ile güçlendirilmiş betonun uzun vadeli dayanıklılığı hâlâ test ediliyor. Araştırmacılar, dondurma/çözülme döngüleri, su emilimi ve aşınma gibi faktörlerin etkilerini incelemeye devam ediyor.
RMIT mühendisi Shannon Kilmartin-Lynch, bu araştırmanın erken aşamalarında olduklarını vurgularken, sonuçların umut verici olduğunu belirtti. “Bu bulgular, organik atıkların çöplüklere gitmesini büyük ölçüde azaltmanın yenilikçi bir yolunu sunuyor. Ayrıca, yerli perspektiften bakıldığında, çevreye olan etkimizi en aza indirerek tüm materyallerin sürdürülebilir bir yaşam döngüsüne sahip olmasını sağlamak önemli bir motivasyon” dedi.
Araştırma sonuçları Journal of Cleaner Production dergisinde yayımlandı ve gelecekte sürdürülebilir beton üretimi için yeni bir çağın kapısını aralayabilir.