Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER) iş birliğinde yürütülen 'Deniz Kaplumbağaları Koruma ve İzleme' projesinin sonuç raporu tamamlandı. Raporda, Dalyan kumsalının gerisindeki lagünden başlayarak, Yenidünya olarak anılan bölgede sazlık kaybının 40 yılda 32 hektar olduğu belirtildi.
ÇALIŞMALAR BİR YIL SÜRDÜ
Muğla'nın Ortaca ilçesinde faaliyet gösteren DEKAMER ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi'ndeki sazlıkların dağılımı, İztuzu Plajı'nı oluşturan kıyı okunun zamansal değişimi, tuzlu ve tatlı su kütlelerinin etkileşim gösterdiği geçiş bölgelerinin tespit edilmesi, Dalyan Deltası-Köyceğiz Gölü ekosisteminin tehdit altında olmasının nedenleri, Dalyan kanallarındaki bozulmaların araştırılması ve Dalyan Deltası'nın sağlıklı görünümüne kavuşması için 'Deniz Kaplumbağaları Koruma ve İzleme Projesi' başlatıldı. 1 yıl süren çalışmaların ardından tamamlanan projenin sonuç raporu açıklandı.
BÖLGEDE İNŞAAT UYARISI
Fotoğraflarla desteklenen 50 sayfalık raporda, Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde yapılacak inşaatın sistemin geri dönüşümsüz bozulmasına yol açılabileceği, bölgedeki değişimin yıllara yayıldığı, uygulanacak rejeneratif yöntemlerin etkilerinin uzun yıllarda alınabileceği, uygulamaların etkilerinin her yıl düzenli izlenmesi, müdahalelerin yol açabileceği beklenmeyen olumsuz etkilerin erken tespiti açısından önemli olduğu yer aldı.
Dalyan kumsalının gerisindeki lagünden başlayarak yenidünya olarak anılan bölgede sazlık kaybının 40 yılda 32 hektar olduğu, sazlıkların azalması noktalarında sabit örnekleme alanları oluşturularak izlenmesi gerektiği belirtildi. Raporda, saz boyu ve sağlığının tatlı su etkisinin yüksek olan alanlarda iyi seviyede olduğu bildirildi.
İNSAN GİRİŞİ ENGELLENMELİ
İztuzu Plajı'nın batısında yer alan Köyceğiz Gölü ile deniz arasındaki su akışını sağlayan gideğendeki genişlemenin hem CORINE (Coordination of Information on the Environment - Çevresel Bilginin Koordinasyonu) verilerinde, hem de Google Earth uydu görüntülerinde tespit edildiği raporda vurgulandı. Bu durumun önüne geçilmesi için kalıcı olmayan kum tutucu bariyer uygulamasının yapılması gerektiği, bu alana insan girişinin engellenmesi ve vejetasyonun hızlıca yayılması, aynı zamanda kum tutum hızının artırılması gerektiği anlatıldı.
KUMUL ALAN TEHDİT ALTINDA
Raporda, tuzluluğun değişmesi, sazlık köklerinin tuzdan daha fazla etkilenmesine ve tolerans sınırlarının aşılmasına yol açarak vejetasyonun yok olmasına sebep olduğunun düşünüldüğüne dikkat çekildi. Tuzluluğun değişmesinin Köyceğiz Gölü yönlü akıntının debisini değiştirdiği, Dalyan kumsalı boğaz ağzında kumul hareketlerini olumsuz etkilediği ve kıyı erozyonuna yol açtığı da ifade edildi. Bu durumun deniz kaplumbağaları için kritik öneme sahip olan önemli bir kumul alanın tehdit altına girmesine neden olduğu kaydedildi.
TEKNELERİN HAREKETLİĞİ İNCELENMELİ
Teknelerin göl alanında yarattığı hareketliliğin göl ekosistemi açısından incelenmesinin önem arz ettiğinin de altı çizilen raporda ayrıca, konut sayısında meydana gelen artışla birlikte artan şebeke suyu ihtiyacı ve atık yükünün, alanların yakın çevresindeki su varlığının kullanımına ve çeşitli kirlenmelere sebep olacağı, deniz kaplumbağası yuva yoğunluğunun çok fazla olduğu boğaz ağzı bölgesinde artan erozyon nedeniyle kumsalın büyük ölçüde değişime uğramaya başladığına da yer verildi.