Dünyanın en büyük nükleer felaketine sahne olan Çernobil Nükleer Santrali, 40 yıl sonra yeniden uluslararası alarmın merkezine yerleşti. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK), reaktörü örten koruyucu çelik kalkanın bir İHA saldırısı sonucu delindiğini ve yapının ana işlevi olan radyasyonu tutma özelliğini kaybettiğini duyurdu.
ŞİMDİLİK NORMAL AMA RİSK BÜYÜYOR
UAEK, hasarın yapının güvenlik kapasitesini zayıflattığını belirterek kapsamlı bir onarım gerektiğini vurguladı.
UAEK Başkanı Rafael Grossi, taşıyıcı sistemlerde kalıcı bir hasar olmadığını ancak radyasyonu hapsetme kabiliyetinin ciddi şekilde zayıfladığını söyledi. Birleşmiş Milletler (BM) de tesis çevresindeki radyasyon seviyelerinin şu anda normal olduğunu açıkladı.
Ancak 39 yıldır radyoaktif kalıntı saçmaya devam eden tesisin koruyucu kalkanının işlevini yitirmesi, uzmanlara göre bölgeyi yeniden tehlikeli bir sürecin eşiğine getirdi.
1.5 MİLYAR EUROLUK YAPI YENİDEN ONARILACAK
Saldırı, 2019'da tamamlanan ve 1.5 milyar euroya mal olan Yeni Güvenli Muhafaza Yapısı üzerinde bir delik açtı. Bu dev çelik örtü, yıkılmış reaktörün üzerinde duran eski beton lahdi tamamen izole etmek için tasarlanmıştı.
Grossi, bazı acil tamirlerin yapıldığını ancak geniş çaplı bir yenileme çalışmasının zorunlu olduğunu ifade etti.
SALDIRININ SORUMLULUĞU TARTIŞMALI
Ukrayna yönetimi, saldırının Rusya tarafından gerçekleştirildiğini iddia etti. Moskova ise suçlamayı reddederek bunun "Rusya'yı karalamaya yönelik bir operasyon" olduğunu savundu.
1986'daki patlama sonrası reaktörün üzerine 30 yıl dayanması planlanan beton bir "lahit" inşa edilmişti. Zamanla bu yapının radyasyonu tutmakta yetersiz kalması üzerine dev çelik örtü raylar üzerinde taşınarak reaktörün üzerine yerleştirildi.
KARADENİZ'DE DERİN İZLER BIRAKTI
1986’daki Çernobil patlamasının etkileri özellikle Karadeniz kıyılarında derin izler bırakmıştı. Felaket sonrası oluşan radyoaktif bulutların Türkiye'nin kuzeyine ulaşması, yıllarca süren sağlık sorunlarını beraberinde getirdi. Bölgedeki kanser vakalarında artış dikkat çekerken, Karadeniz kültürünün simge isimlerinden Kazım Koyuncu'nun genç yaşta kanser nedeniyle hayatını kaybetmesi, halk arasında Çernobil etkilerinin en acı sembollerinden biri olarak görülüyor. Uzmanlar, o yıllarda yaşanan bilgi saklama politikalarının ve gecikmiş önlemlerin, bölge halkının maruz kaldığı riskleri artırdığını vurguluyor.