Kış boyu kapalı kalan pencerelerin ekonomik açıdan yükselen giderlerden pencere çerçevelerinin yıpranmasına, havasız kalan ortamlarda artan nem ve küf riskine kadar pek çok noktaya dikkat çekiyor.
KAPALI TUTMAK FATURANIZI ARTIRABİLİR
Pencerelerin sürekli kapalı kalmasının başlıca amacı ısının korunması olsa da, yalıtım kalitesine göre bu durum ters etki yaratabilir. Evin havası iyice kuruduğunda ısınma sistemleri daha fazla enerji tüketmek zorunda kalabilir.
Ayrıca, uzun süre kapalı kalan camlarda buğulanma ve terleme oluşabiliyor; bu da çerçeve ve cam arasında birikerek yalıtım malzemelerini zayıflatıp ısı kaybına neden oluyor. Sonuçta faturalarda beklenmedik bir artış meydana gelebiliyor.
ONARIM MASRAFI KATLANIYOR
Yetersiz havalandırma nedeniyle pencere çerçevelerinde oluşan nem, ahşap veya PVC malzemelerin daha çabuk yıpranmasına yol açıyor. Nem ve küf, çerçevelerin ömrünü kısaltarak onarım veya yenileme masrafını kaçınılmaz kılıyor.
YOĞUNLAŞAN NEM KÜFE NEDEN OLUYOR
Soğuk havayla sıcak oda havasının pencerelerde oluşturduğu yoğunlaşma, cam kenarlarında su birikmesine sebep oluyor. Bu su, çerçevelerin içine sızarak hem malzemeye zarar veriyor hem de küf oluşumunu kolaylaştırıyor.
KIŞ SERT GEÇERSE ETKİSİ DAHA BÜYÜK
Özellikle kışın sert geçtiği bölgelerde, geceleri pencerelerin kenarlarında veya contalarında donma meydana gelebiliyor. Bu donma-çözülme döngüsü, uzun vadede contaların esnekliğini yitirmesine ve pencerenin kapanma işlevinin bozulmasına neden olabiliyor.
SAĞLIK SORUNLARINA SEBEP OLUYOR
-
Karbon Dioksit ve Nem Düzeyi: Sürekli kapalı ortamlarda CO₂ seviyesi hızla yükselirken, nem oranı da aşırı artabiliyor. Yüksek CO₂, baş ağrısı, halsizlik, konsantrasyon bozukluğu gibi sorunları tetikleyebiliyor. Aynı zamanda aşırı nem, küf ve mantar gibi mikroorganizmaların üremesi için ideal koşullar yaratıyor.
-
Solunum Yolu Hastalıkları Riski: Küf ve mantarlar, solunum yolu hastalıklarına, alerji ve astım ataklarına yol açabiliyor. Kış aylarında kapalı kalan ortamlarda hava sirkülasyonu yeterli olmadığından, bu mikroorganizmalar zamanla tüm odaya yayılabiliyor.
-
Rutubet Kokusu ve Yaşam Kalitesinde Düşüş: Uzun süre havalandırılmayan evlerde “rutubet kokusu” oluşması kaçınılmaz. Bu da yaşam kalitesini doğrudan etkileyerek rahatsız edici bir ortam yaratıyor.
UZMANLARDAN 4 ÖNERİ GELDİ
-
Kısa Süreli Yoğun Havalandırma: Gün içerisinde birkaç kez, 5-10 dakikalık yoğun hava değişimi yapmak, iç ve dış ortamın hava dengesini daha sağlıklı bir seviyeye çekebiliyor.
-
Doğru İzolasyon ve Contalar: Pencerelerin ısı yalıtımı ve contalarının düzenli olarak kontrol edilmesi, yoğunlaşmayı önemli ölçüde azaltarak hem enerji tasarrufu sağlıyor hem de pencere malzemesini koruyor.
-
Nem Seviyesini Takip Etme: Evin nem oranını ölçmek için basit bir nem ölçer kullanmak ve gerekirse nem alıcı cihazlardan yardım almak, küf oluşumunun önüne geçebiliyor.
-
Düzenli Temizlik ve Bakım: Pencere kenarlarında ve camlarda biriken su damlaları, nemli bezle sık sık silinerek küfün yayılması engellenebiliyor. Ayrıca pencerelerin periyodik olarak tamir ve bakımı, uzun vadede daha yüksek maliyetlerle karşılaşmayı önlüyor.