Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ayaş Seçim Koordinasyon Merkezi (SKM) açılışına katıldı.
Yavaş, 5 yıldır görevde olduklarını hatırlatarak, şunları söyledi:
"Eski dönemden farkı ihalelerimizi açık yapıyoruz, canlı yapıyoruz. Kendi başımıza hiçbir karar almıyoruz. Kent Konseyi, sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışıyoruz. Yaptığımız işlerin maliyetini her tarafa asıyoruz.
Web sayfamıza giren herkes bütün harcamalarımızı görüyor. Sayıştay raporlarımızı da yayınlıyoruz. Belediyede ne var ne yok herkesin görmesini sağlıyoruz.
Belediye meclis toplantılarımızı da canlı yayınlıyoruz. Dolayısıyla bütün dünyada paranızı emanet ettiğiniz yöneticilerden hesap sormak sizin hakkınız.
Biz de bu hesabı her vesile ile veriyoruz. Zaman zaman duyarsınız; 'Biz hesabı öbür dünyada Allah'a veririz' der geçerler, bu dünyada hesabı vermezler. Bu dünyada hesabını vermeyen öbür dünyada hiç veremez"
"KENDİ BELEDİYELERİNİZE BAKIN"
AKP adayı Turgut Altınok'un, 'Belediye şirketleri battı' iddiasına ilişkin de konuşan Yavaş sözlerini şöyşe sürdürdü:
"Uluslararası kredi kuruluşları yaptıkları incelemede kredisi en büyük belediye olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi'ni seçti. Batan bir belediye arıyorsanız kendi belediyelerinize bakın. Alacağınız, borcunuz nedir çıkarın açıklayın. Bunlar belediyeciliği bilmiyorlar.
Çöp projelere Ankara halkının tertemiz parasını yatırıp işlemez projelerle milletin parasını hiç ettiler. Şu kapıların kime ne faydası var Bugün için 350, 400 milyon lira maliyeti. 350, 400 milyon liraya Ayaş 2 defa kalkınır.
Ama bunu görecek göz lazım. Bunu görecek yönetici lazım. Biz de gelir gelmez iki şey yaptık; hiç kimseyi açta açıkta bırakmayacağız diye Başkent Kartı çıkardık.
Şu anda bizim kartlara yatırdığımız paradan, Ayaş dahil en ücra köylerdeki kadar marketler, bakkallar kazanıyor."
Yavaş, emeklilere verilen paraların herkesin içini acıttığını belirterek, şöyle konuştu:
"Şu anda 10 bin lira alıyorlar. Ve biraz da biz gündeme getirdik. 70, 80 yaşındaki insanlar, emeklerini vermişler, primlerini yatırmışlar, emeklerinin karşılığını almak istiyorlar. Ama reva görülen miktar maalesef 10 bin lira.
Bu benim rakibime sorulduğu zaman verdiği cevap, 'Bu hükümet olmasa onu da alamazdınız' deyip geçiştiriyor. Babanızın parasını vermiyorsunuz. Bu insanlar primlerini ödediler. Siz bu paraları aldınız, onların karşılığını vereceksiniz.
Kaldı ki 2002 yılında bu hükümet gelmeden önce emeklinin en aşağı aldığı maaş asgari ücretin 1,5 katıymış. Şimdi ne oldu Asgari ücretin yarısına indirdiniz.
Biz 6 aydır destek oluyoruz. Zam gelmediği müddetçe de emeklilerimize destek olmaya devam edeceğiz. Bizim belediyecilik anlayışımız bu. Nerede, kimin ne derdi varsa Ankara Büyükşehir Belediyesi hızır gibi oradadır"
"BU KADAR MI PARTİCİLİK OLUR"
İstanbul'a özellikle Uzak Doğu'dan gelen turistleri Adapazarı üzerinden Beypazarı, Göynük, Mudurnu, Nallıhan, Beypazarı, Ayaş üzerinden Ankara'ya getirme projesi olduğunu söyleyen Yavaş sözlerini şöyle noktaladı:
"Bu projeyi gerçekleştireceğim. Şimdi herkes bizden, 'Mansur Yavaş Ayaş'ı da, Beypazarı'nı, Nallıhan'ı da ayağa kaldıracak' diye bekledi.
Bu belediye başkanlarının çoğu daha benim odamı görmedi haberiniz var mı Gelip 'hayırlı olsun' demedi. Bu kadar mı particilik olur Allah nasip ederse rekor oyla seçiliyoruz. Elinizde son fırsat. Benimle el ele tutuşacak belediye başkanlarına ihtiyacım var.
Allah nasip ederse sizler İzzet Başkanımızı seçeceksiniz. El ele vermek sureti ile Ayaş'ın alamadığı bütün hizmeti alacaksınız. Ayaş'ın bütün köylerini asfalt yapıyoruz. En fazla asfalt döktüğümüz yerlerden birisi Ayaş. Ama bizden bunları talep edecek belediye başkanlarına ihtiyacım var.
Ben her pazartesi Cumhurbaşkanı İstanbul'dan gelirken karşılamaya gittim. Bir yerim eksilmedi. Görevim olarak baktım. Gün geldi Sayın Cumhurbaşkanına gittim, Ankara için bir şeyler istedim, dertlerimizi anlattım.
Gün geldi bakanlara gittim. Fakat bunlara gelince, 'biz senin makamına gelip biat etmeyiz' diyorlar. Ne biatı, gelirseniz kendi ilçeniz için geleceksiniz. Ve çıktım Cumhurbaşkanına; 'Ankara Çayı'ndan Sakarya'ya, oradan da İstanbul Ömerli Barajı'na su gidiyor.
İstanbul'un Anadolu yakasının suyu 3 yıl kokmuş. Bunun acil yapılması gerekiyor' dedim. O da talimat verdi, yatırım programına aldı. Biz gittik krediyi bulduk, belediye meclisine getirdik. Beyefendiler reddettiler. İ
nsanların sağlığı ile oynadılar. Halbuki eğer oradan sebze sulaması yapılıyorsa, oradan sizin çoluğunuz, çocuğunuz da yiyor. Bu nasıl siyaset"