TBMM Genel Kurulu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi tartışmalarıyla kapandı. Kararın duyulmasından sonra gruplar adına söz alan isimler, görüşlerini açıkladı. AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin konuşma yapacakken CHP’li vekiller sıralara vurarak, protesto ettiler. Oturuma ara verildi. Arada bir grup CHP’li vekil, kürsü önünde toplandı ve “Kurtuluş yok tek başına/Ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Hak, hukuk, adalet” sloganları ve alkışlarla protesto eylemi gerçekleştirdi. İki defa üst üste karar yeter sayısı için yoklama yapıldı, sayı bulunamayınca Meclis kapandı. AKP’li vekillerin İmamoğlu kararına alkışlarla destek vermesi dikkat çekti.
Siyasi parti temsilcileri, İmamoğlu hakkındaki kararla ilgili şu görüşleri dile getirdiler:
"YARIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜZE, MALINIZA DARBE YAPILABİLİR"
Ali Mahir Başarır (CHP Grup Başkanvekili): İmamoğlu’nun diplomasının iptal edildiğini görüyoruz. (AKP sıralarından alkışlar) İşte, ülkenin geldiği durum budur ve bunu alkışlayacak kadar hukuktan, nezaketten eksik, nezaketten uzak insanlar var. Bu ülkede hukuk kalmamıştır, sarayın talimatları doğrultusunda darbe yapılmaktadır. Bu bir sivil darbedir. Üzülerek söylüyorum ki diplomayı veren ve iptal eden üniversite 1453'te kuruldu, hukukumuz o tarihin gerisine düştü. Artık bu ülkede insanların mal, hukuk, can güvenliği yoktur. Bir düşünün, eğer bu ülkede otuz beş yıl sonra anasının hak sütü gibi helal bir diploma tamamen bugün bu ülkeyi yöneten erkin talimatlarıyla iptal ediliyorsa 86 milyona sesleniyoruz: Yarın malınıza, yarın özgürlüğünüze, yarın eşyalarınıza, yarın eğitim hakkınıza bir imzayla son verilebilir, darbe yapılabilir. İstanbul Üniversitesi gibi yaklaşık 600 yıllık geçmişi olan bir okulu dünyaya, ülkeye rezil ettiniz. Niye? Beyefendi istiyor diye. Ben buradan soruyorum: Sayın Cumhurbaşkanı, madem bu kadar korkuyorsun, madem bu kararları aldırıyorsun; ya, getir sandığı, diploma, savcı... Atadığın rektörlerin arkasına sığınma. Bakan Yardımcısını savcı yapıyorsun, atadığın rektöre karar aldırıyorsun, bu ülkede İstanbul Belediye Başkanının seçme seçilme hakkını elinden alıyorsun. O yüzden 86 milyona sesleniyoruz: Bu kararı kabul etmeyin.
Fotoğraf: Zekeriya ALBAYRAK / SÖZCÜ
"ALKIŞLAR UTANÇ VERİCİ, BÖYLE DEVLET YÖNETİLMEZ"
Buğra Kavuncu (İYİ Parti Grup Başkanvekili): Bu karar, basit bir, siyasi rakibin kendilerine göre tasfiyesinden ibaret bir karar değildir, bu karar, ülkedeki iç huzuru bozacak, ülkedeki sosyal huzuru bozacak, hukuk dışı, kanun dışı, anlatılamaz bir karardır; bu kararın vebali çok büyüktür. Bakın, bundan daha kötü olan nedir biliyor musunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisine milletin oylarıyla, millet iradesiyle, seçmenin oyuyla gelmiş milletvekillerinin böyle bir kararı alkışlaması ve bu karar sonunda kahkaha atması utanç vericidir, asıl utanç verici olan budur. Ama öyle gözüküyor ki ne hafıza kalmış ne vicdan kalmış ne anlayış kalmış; hiçbir şey kalmamış, şuur da kalmamış. Böyle, devlet yönetilmez. Bakın, 1991-1992 yılında mezun olan sadece Ekrem İmamoğlu değil, ne yapacaksınız şimdi? Otuz beş yıl önce mezun olmuş, diploma almış, çalışan insanlarla ilgili nasıl uygulama yapacaksınız? Yarın bir gün herhangi birimizin belgesine el konulmayacağına dair nasıl bir garanti vereceksiniz?
Fotoğraf: Zekeriya ALBAYRAK / SÖZCÜ
"GEÇMİŞTEN DERS ALINMAMIŞ"
Bülent Kaya (Yeni Yol Grup Başkanı): Türkiye siyaseti, maalesef, değişik dönemlerde siyaset dışı müdahalelerle şekillendirilmeye çalışıldığı süreçleri yaşadı. Maalesef bugünlerde tekrar, geçmişten ders alınmamış gibi, benzer süreçler işletilmeye çalışılıyor. Yargının, hukukun kendi tabii mecrasında işlemesi lazım. Belli bazı siyasi maksatlarla yürütülen idari soruşturmaların ya da yargılamaların bu ülkeye fayda vermediğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Muhataplarına iyilik mi yapılıyor, kötülük mü yapılıyor, onu ilerleyen yıllarda hep beraber müşahede etme imkânı bulacağız ama bildiğim bir tek şey var ki bu ülke içeriden ve dışarıdan bu kadar ağır sorunlarla iç içeyken, ekonomik olarak, sosyal olarak, dış politikada bu kadar sorunumuz varken bu kadar kısır tartışmalarla ve gerçekten kamu vicdanını yaralayacak kararlarla bu ülkenin meşgul edilmesini DEVA, Saadet ve Gelecek Partileri olarak doğru bulmuyoruz. Siyasetçileri ancak millet devre dışı bırakır ve siyasetçileri ancak millet baş tacı yapar, o açıdan hiç kimsenin önünü kesmemek lazım.
Fotoğraf: Zekeriya ALBAYRAK / SÖZCÜ
"SİYASET DİZAYN EDİLİYOR"
Sezai Temelli (DEM Grup Başkanvekili): Yeni bir utançla karşı karşıyayız. Bu, gerçekten bir utanç, alkışlanma meselesinin ötesinde başka bir utancı yaşıyoruz. Bu diploma mevzusunun bu Mecliste günlerce konuşulması bile büyük bir utançtı. Daha önce Erdoğan'ın diplomasının konuşulması gibi İmamoğlu'nun diplomasının konuşulması da siyaseten zaten kabul edilecek bir şey değil. Bu insanlar halkın oyuyla geliyorlar, aldıkları diplomayla gelmiyorlar ama diplomayı malzeme edenlerin niyeti aslında yargı eliyle siyaseti dizayn etmektir, seçme seçilme hakkı başta olmak üzere birçok hakkın ortadan kaldırılmasıdır. Kaldı ki hukuk güvenliği elden gidiyor. Bu konuda Meclis gerekli duyarlılığı göstermezse daha bu gibi utançları fazlasıyla yaşarız. Otuz beş yıl geçmiş üzerinden. Kaldı ki şunu söyleyelim: İdari kusur varsa mevzuat idareyi bağlar, kişileri değil. Bunun bilgisinden bile yoksun bir akılla karşı karşıyayız, bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız.