Türkiye’de ekim ayı fiyat artışları, enflasyonun katılık göstermeye devam ettiğini gösterdi. Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomik U dönüşü yapmasıyla faiz oranlarını artırdı ve enflasyonla mücadelede rasyonel politikalar devreye alındı. Yılın bitmesine iki ay kala gelinen noktada ise ekonomi durgunluğa sürüklenirken, reel sektörden ‘faiz indirimi’ sesleri yükseliyor. Ancak, enflasyon henüz dizginlenebilmiş değil. Yabancı ve yerli kurumlar Merkez Bankası’nın bu yıl faize dokunma olasılığının kalmadığını vurgularken, Mehmet Şimşek yönetimindeki maliye politikalarının para politikasını yalnız bıraktığı savunuluyor. TCMB’nin enflasyon beklentilerini kendi hedeflerine yaklaştırmakta başarısız olduğunu ifade eden Ekonomist Güldem Atabay, bu başarısızlığın da para politikasının tek başına enflasyonla savaşmakta yetersiz olduğunun kanıtı olduğunu belirtti. Atabay, “Para politikasını sıkarken son derece gevşek bir maliye politikası ile yola devam etme gayreti enflasyonla mücadelenin başarısızlığına neden oluyor. Aynı zamanda faturanın kesildiği halk adına maliyetini de yükseltiyor” dedi.
MALİ DİSİPLİN ŞART
Enflasyon beklentilerinde bir gerileme var. Ancak gerilediği seviyenin dahi TCMB’nin 2025 sonu için hedeflediği yüzde 14 ile OVP’deki yüzde 17.5 enflasyon beklentisinin 4-5 kat yukarıda olması enflasyonla mücadelenin arzu edilen başarıya ulaşmadığını gösteriyor. En iyimser olan piyasa profesyonellerinin beklentisi dahi yüzde 27.4’le yüzde 14-17.5 hedefinden 10 puan yukarıda. Yüksek bütçe açığının bu başarısızlığı desteklediğini savunan Atabay, “2024 son çeyreğe kadar maliye politikasında para politikasına benzer bir “rasyonelleşme” görmedik. 2025 ilk aylarda da mali disiplin görülmez ise TCMB’nin faiz indirimlerinin başladığı yerde enflasyonun yeniden hareketlendiğini göreceğiz” değerlendirmesini yaptı.
Ekonomist Güldem Atabay'a göre, para politikasında 2025-2026 boyunca pozitif reel faiz verilmesi şartıyla enflasyonun yüzde 35 civarında yapışkan hale gelmesi kaçınılmaz.
‘Erken indirim’ risk
- ‘Erken ve agresif faiz indirimleri’ nin yeniden enflasyon sarmalı yaratacağını söyleyen Ekonomist Güldem Atabay, “Ekonomi politikaları uzun zamandır kalıcı düşük enflasyon ve ekonomik istikrar sağlamak için yeterli değil. Hukuk devleti olmakla başlayacak ekonomi dışında atılması gereken çok sayıda adım var” dedi.
Asgari ücreti değil yandaşa akan kaynak konuşulmalı
IMF önderliğinde yabancı kurumların enflasyonu körükleyeceği öne sürülerek ortaya koydukları asgari ücret zam beklentisi yüzde 25 olurken, Güldem Atabay yüzde 25 asgari ücret artışının Mart 2024’ten beri açlık sınırı altında seyreden asgari ücretliyi 12 ay daha giderek şiddetlenen bir oranda açlık sınırı altına itmek olacağını söyledi. Atabay, “Aşırı harcayan bir kamu maliyesi olduğu sürece o tarafta hedefli harcama kesintileri yapmadan, israf ve yandaş ekonomisine akan kaynakları da ‘rasyonalize’ etmeden asgari ücret artışını enflasyon yarattığı için hedefe koymak doğru bir ekonomi politikası olmaz” yorumunu yaptı.
MB’nin enflasyon hedefinde yükseliş bekleniyor
Alman devi Deutche Bank ve İngiliz yatırım bankası HSBC, Merkez Bankası’nın (MB) 8 Kasım’da açıklayacağı Enflasyon Raporu’nda; 2024 sonu için yüzde 38, 2025 sonu için de yüzde 14 seviyesinde olan enflasyon hedeflerini yukarı yönlü revize etmesini beklendiğini açıkladı. Deutsche Bank ekonomistleri, Türkiye’de yıllık 48.58 oranında açıklanan ekim enflasyonu sonrasında yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 44’ten yüzde 45’e çıkarırken, faiz indiriminin de 2024 yılı içinde olmasını öngörmedi.