İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 5.1 büyüklüğündeki depremle ilgili açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Ercan, depremin beklenen büyüklükte olduğuna işaret ederek "Bu deprem aslında Tuzla Kırığı'nın ikincil kırığı olan Klaros Ahmetbeyli'den Menderes ilçesine doğru uzanan ikincil kırığın; Küçük Menderes kırığının kuzey koluyla kesişme yerinde olmuştur. Yaklaşık bir aydır açıklamalar yapıyorum. Anadolu'nun çok gergin olduğunu ve orta büyüklükte depremleri üretmeye gebe olduğunu söylüyorum" dedi.

"ÜÇ GÜNDÜR BOYUTU ARTTI, DURMAYACAK"

4.4 ile başlayan depremlerin boyutunu 3 gündür artırdığını kaydeden Ercan "Malatya'da 5.1 bugün de İzmir'de 5.1 olarak gerçekleşti. Bunlar durmayacak. Gelecek günlerde daha da büyüyerek, Anadolu'nun diri kırıkları boyunca yeni kırıkların olduğunu göreceğiz. 2024 depremsiz geçmeyecek. Anadolu hala gerilmeye devam ediyor. 15 milyon yıldır bu bölgede depremler Anadolu uygarlıkları sırasında da hep deneyimlenmiştir. Bu sürecek. Nasıl her gün güneş doğuyorsa, Türkiye'den depremler asla ayrılmayacak" dedi.

"KORKU SAÇMAK ANLAMSIZ"

Önemli olanın sağlam yerlerde, sağlam yapıları kurmak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ercan, şöyle devam etti:

- Bunun için de güçlü bir ekonomi ve geçim sıkıntısının olmaması gerekiyor. Eğitimin de bu yönde arttırılması gerekiyor. Depremler bir yazgı değildir. Korkuyu yenmek için de sağlam yerde, sağlam yapı olmalı. Bu işin tek çaresi bu. Bugün yine bir sürü söylence çıkacaktır. 'Beklenen İzmir depreminin ayak sesleri gibi' ifadeler yer alacaktır.

- Bunlar doğru değil. Bu deprem yaşlı kırıklar üzerinde oldu. Yaşlı kırıklar daha büyük deprem üretmez. Bu bölgedeki depremin yıkıcı olabilmesi için 6.4'ten daha büyük olması gerekiyor. Tıpkı Sisam depreminin 6.7 olup da yıkıcı olması gibi. 6.4'ü bu kırıklar üretmez. Onun için bu yerel bir depremdir. Korku saçmayı anlamsız buluyorum.

"4.5 BÜYÜKLÜĞÜNDE ARTÇILAR OLABİLİR"

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer ise "Bu deprem, çok iyi hatırladığımız ve maalesef mal ve can kayıplarına sebep olan 30 Ekim 2020 depreminin deformasyon alanı içerisinde, ana fay sisteminin kuzeyinde, Gümüldür Fayı'nın güneydoğu ucunda, 6-8 kilometre uzunluğunda yaklaşık doğu batı doğrultulu, kırılmamış bir fay parçasında gerçekleşti" dedi.

Bölgenin genel tektonik çatısına uygun, bu büyüklükte depremlerin gerçekleşmesi olağan bir durum olduğunu belirten sümer, şunları söyledi:

- Denizdeki bu büyüklükteki depremler kendi dinamiği içinde eğer deniz içinde kritik bir dengede duran herhangi bir kütleyi tetiklememişlerse hasar verici herhangi bir tsunami tehdidi oluşturmazlar. Sarsıntı kaynaklı ufak salınımlar üretirler. Bu depremin önümüzdeki dönemde 4 ya da 4.5 büyüklüğüne ulaşan artçıları olabilir.