Son olarak geçtiğimiz günlerde gündeme gelen yargı reformu strateji belgesiyle ilgili SÖZCÜ’ye değerlendirmede bulunan Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rauf Karasu, adalet hizmetinin geç işlemesinin, hak sahiplerinin haklarına geç kavuşmalarına sebep olduğu gibi toplumsal düzenin ve barışın bozulmasına da neden olduğuna dikkat çekti. Adaletin en kötüsünün geç tecelli edeni olduğunun altını çizen Prof. Dr. Karasu, “Sonunda karar doğru olsa da geciken adalet zulümdür. Bu veciz sözler Türkiye’de sıkça dile getirilmektedir. Strateji Belgesinde öngörülen tedbirler tam olarak uygulanırsa Türkiye’de sıkça dile getirilen ‘Geç gelen Adalet Adalet Değildir’ veciz söz tarihe karışacaktır” dedi.
UZUN YARGILAMA VATANDAŞIN DAVA AÇMA AZMİNİ KIRIYOR
Strateji belgesinde öngörülen tedbirlerden bir kısmının yargılama sürelerinin kısaltılmasına ilişkin tedbirler olduğunu, bu kapsamda duruşmaların kesintisiz devamı ilkesine uyularak duruşmaların en fazla iki ay ertelenebileceğinin öngörüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Karasu, “Ayrıca yeni ihtisas mahkemeleri kurulacak. İstinaf ve Yargıtay’ın daire sayıları ve üye sayıları artırılacaktır. Yine istinaf ve temyiz incelemelerinin en geç altı ay içerisinde sonuçlanması hedeflenmiştir. Bu kapsamda İstinaf, Yargıtay ve Danıştay’ın kurumsal yapısı güçlendirilecek ve gerekli önlemler alınacaktır. Türkiye’de insan hakları anlamında yaşanan en önemli sorunlardan biri de davaların çok uzun sürmesidir. Mahkemelerin çözmekle yükümlü oldukları dava sayısının çok fazla olması ve dava konusu uyuşmazlıkların özel uzmanlık gerektirmesi nedeniyle; bilirkişilerin görevlendirilme zorunluluğu, yargılama sürecini çok uzatmaktadır. Bu durum vatandaşların dava açmaları halinde haklarını çok geç elde etmesine neden olmaktadır. Uzun süren yargılama nedeniyle hak sahiplerinin haklarına çok geç kavuşması, onların dava açma azmini de kırmakta ve hak sahipleri dava açmaktan vazgeçmektedir. Yargının iş yükünün azalması için kurumsal tahkim komisyonlarının kurulması büyük önem arz ediyor. İşçiler ile işverenler arasında çıkan uyuşmazlıkların da yeni kurulacak iş tahkim komisyonu ile çözülebileceğinin altını çizen Karasu, “Halen uygulanan ancak işlevini yerine getirmeyen tüketici hakem heyetleri kaldırılarak yerine Tüketici Tahkim Komisyonu kurulabilir. Böylece belli bir miktara kadar olan tüketici uyuşmazlıkları adliye mahkemelerine başvurulmadan kısa sürede uzman hakemler tarafından çözülebilir” diye konuştu.