Günümüz toplumunda, fotoğraf makinelerimizi her zaman yanımızda taşıyor olmamız, gereğinden fazla fotoğraf ve selfie çekmeyi yaygın hale getirdi. Özellikle gençler arasında, cep telefonu galerilerinde 30'dan fazla birbirinin aynı otoportreye rastlamak alışılmadık değil. Bu olguya "salt pozlama etkisi" dense de yaşamın birçok alanına, özellikle de fotoğraflarda öz algıya büyük etkisi var.
Eldebate'nin haberine göre Sinir Bilimci Matt Johnson, insanların "tekrar tekrar gördüklerini" tercih etme eğiliminde olduklarını belirtir. Bu nedenle, bir fotoğrafta kendimizi gördüğümüzde, bazen bir yabancıya bakıyormuşuz gibi bir hisse kapılmamız normaldir. Bu durum, öz algımızı ve fotoğrafın bizdeki etkisini şekillendirir.
Buna benzer bir durum, 70'lerde yapılan bir deneyle gözler önüne serilmiştir. Deneyde, çoğu kişinin yansıyan görüntüsünü tercih ettiği, ancak arkadaşlarının ve akrabalarının, günlük yaşamda bu görüntülere daha alışık oldukları için gerçek yansımalarını tercih ettikleri ortaya koymuştu. Bu bulgu, öz algının çevremizdeki kişilere göre nasıl değişebileceğini gösterir.
Perspektif etkisi çok yaygın
Ayrıca, uzmanların belirttiği gibi, kişinin yüksek özgüvene sahip olmasını sağlayan "kendi çıkarlarına hizmet eden önyargı" ya da "kişisel çıkar önyargısı" da bu durumu etkileyen önemli faktörlerden biridir. Bu önyargılar, bireylerin kendilerini daha olumlu bir şekilde algılamalarını sağlayarak, fotoğraf ve yansımalarda gördükleri görüntüyle ilgili seçimlerini şekillendirebilir.
Fotoğrafın çekildiği perspektif, "salt pozlama etkisi" içinde önemli bir rol oynar. Aynada kendimizi genellikle göz hizasında gördüğümüz için, bu açıya alışkın oluruz. Ancak fotoğraf, her türlü perspektiften çekilebilir ve bu durum, kendimizi farklı bir şekilde algılamamıza neden olabilir. Ayrıca, bazı yüz tipleri, çevremizdeki insanların bizlere karşı nasıl davrandığını da etkileyebilir. Bu, bazı kişilerin yüz ifademiz veya fiziksel özelliklerimize dayalı olarak bize daha olumsuz yaklaşmalarına yol açabilir, bu da öz algımızı ve kendimizi nasıl gördüğümüzü şekillendiren bir başka faktördür.
İnsanlar yüzeysel ayrıntılara dikkat etmezler
İnsanlar genellikle sizi hep aynı şekilde görür ve yüzeysel ayrıntılara fazla dikkat etmezler. Fotoğraflar, sizi başkalarına nasıl sunduğunuzu gösterse de, bunun gerçeklikten farklı bir yansıma olduğunu unutmamalısınız. Fotoğraf, sizi daha az beğenilen biri yapmaz; bu sadece bir anın yakalanmış halidir.
Kendinize genel bir perspektiften bakmayı öğrenin ve vücudunuzun detaylarına takılmayı bırakın.
Psikoterapist Eloise Skinner, bu bağlamda fotoğraflarda poz verme pratiği yapmanın önemli olduğunu vurgulamaktadır. Bu beceri, zamanla geliştirilebilir ve kişinin özgüvenini artırarak, daha doğal bir şekilde kendini yansıtan imajlar yaratmayı kolaylaştırır.