Türkiye’de ardı arkası gelmeyen zamlarla birlikte hayat pahalılığı her geçen gün artıyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ay sonunu getirmekte zorlanan vatandaşlara ise sık sık “sabır” çağrısında bulunuyor.

SÖZCÜ, ERDOĞAN’IN SABIR ÇAĞRISINI VATANDAŞLARA SORDU

SÖZCÜ TV muhabiri AKP’nin en çok oy aldığı kentlerin başında gelen Konya’da Erdoğan’ın sabır çağrısının nasıl karşılık bulduğunu gözlemlemek için vatandaşlara mikrofon uzattı ve “İktidar vatandaşa sabır çağırısı yapmaya devam ediyor. Sizce vatandaş sabretmeyi bilmiyor, başaramıyor mu?” diye sordu. Konyalıların verdiği yanıtlar şu şekilde oldu:

"BİZ HER ŞEYİN FARKINDAYIZ AMA BUNLAR FARKINDA DEĞİLLER"

-Ne sabrı ya! Sabır ne, onu bilmiyorum. Sabredecek daha neyi var yani, onu anlamadık. 2 çocuğum üniversitede okuyor. Emeklisin. Gel çık işin içinden. Biz her şeyi biliyoruz, her şeyin farkındayız ama bunlar farkında değiller. Olmuyor.

-Sabırlı olmak lazım. Allah’ın izniyle her şey güzel olacak. Her şey düzelecek. Sabır… Şu an da iyi, fena değil. Sıkıntımız var ama inşallah düzelecek.

"NEREYE KADAR SABIR?"

-Nereye kadar sabır? Belli bir sabır olur ama ondan sonra ne yapacağız? Yapacağımız da bir şey yok. Bunu yetkililerin düşünmesi lazım. Hayat pahalı. Yani kime sorsanız pahalı.

-Hayat şartları gerçekten çok zorlaştı. Hepimize yansıyor ve hepimiz bu konuda bayağı sıkıntılıyız. Düzelmesini bekliyoruz ama bakalım. Bekliyoruz hala…

"BUNLAR FAKİRDEN ALIP ZENGİNE VERİYORLAR"

-Sabır sabır nereye kadar. Hep sabrediyoruz Hani hep ‘şükür’ diyorlar ya, şükrediyoruz nereye kadar şükredeceğiz. Ben emekliyim ve bana verilen maaş belli. 'Sabredin' diyor. Şimdi 2024 bizim uçuş yılımız olacak diyor. 2023, 2022’de de öyle dedi. Hep uçuyoruz. Biz uçmuyoruz. Onlar uçuyor da biz aşağıda kalıyoruz. Hazinede para yok. Eskiden hazinede bildiğim kadarıyla deprem ve savaş gibi durumlarda ek ödenek olurdu. Şimdi o da kalmadı. Şimdi mecburen ne yapacak? Vergiye yükleyecek. Ben geçmediğim köprüye, gitmediğim hastaneye para vereceğim. En çok vergi ödeyen biziz. Zenginden almıyorlar. Zenginden alıp fakire vermeleri lazım ama bunlar fakirden alıp zengine veriyorlar.

"MİLLET BUNALIMDA"

-Gerçekten millet bunalımda. Yazık yani. Önüne geçsin. Şu marketlerde indirim yapacak milleti refaha kavuşturacaktı. Gerçekten yapamıyorlar.

-Yılbaşına girer girmez her şeye yüzde 60 zam geldi. İşte dönerci burada. Çalışan kaç para alıyor diye soralım isterseniz. 8-10 bin lirayı geçmez. Halkın içeresine girip, halka soracak. Gelecek Kadınlar Pazarına meyve, sebzenin kilosuna bakacak. Marketlere bakacak. Bir suç oldu mu marketçilerde kabahat. Hayır efendim. Ben 5 yıl marketlerde çalıştım. Etiketler daha önceden aydan aya değişiyordu. 2 yıldır haftada bir, 15 günde bir, belki de şimdi cumadan cumaya değişti.

"PARA BİTTİ, BİR ŞEY KALMADI BİZDE"

-Biliyoruz sabretmeyi, daha nasıl sabredelim. Kandırma gibi bir şey.

-Milletvekillerine paraları dolduruyor ama bize verdikleri 10 bin lirayı çok görüyorlar. Söyleyince de suçlu oluyoruz.

-Sabrediyoruz bakalım, nereye kadar. Ev kirası 15-20 bin lira olmuş. Asgari ücret 17 bin lira, ev 15 bin lira. Ne yapabilirsin? Sabrediyoruz işte, oturuyoruz böyle.

-Sabır, sabır da para da bitti, bir şey kalmadı bizde. Şimdiye TOKİ’ye yazıldık. Benim 4 tane oğlum var. Hepsi ayrı, hepsi kirada oturuyor. 2 sefer TOKİ’ye yazıldık ama çıkmadı. Kira vere vere para da bitti. Biz ne yapacağız bilmiyorum artık.