İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya 2'si tutuklu 7 sanık, bazı müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada söz alan bir kısım müştekilerin avukatı Murat Öksüz, Denizbank'ın bu celsede dinlenmesi gereken Tanju Kaya ve Cenk İzgi gibi isimleri cuma günü dinletmesi talebinin karşılığı olmaması gerektiğini söyleyerek, zorla getirme kararı talep etti.
ERZAN: SEMİH KAYA 3 VALİZ PARAYLA ÇIKTI
Bir önceki celse dinlenen tanık Sermin Tekin'in beyanlarına karşı sanık Seçil Erzan, "50 bin doları bir müşteri hesabından çektiğinde, kişiden nereye çektiğine ilişkin makbuzlar düzenliyoruz. Yatırım yapılıyorsa sorgulanması gereken konuydu. Semih Kaya 3 valiz parayla eylül ve ekimde iki kez çıktı. Bunlar fark edilmemesi gereken konular değildi." dedi.
Tanık olarak ifade veren Denizbank çalışanı Ü.N.Y, müşterilerin hesaplarını para yatırıp çekmeleri durumunda görebildiğini, sanık Erzan'a kendisinin de zaman zaman ulaşamadığını, bu sebeple de kredi kullandırdığı müşterileri beklettiğini söyledi.
Hatırlamadığı bir tarihte Okan Turan'ın bankanın kapıları kapandıktan sonra para çekmeye geldiğini anlatan Ü.N.Y, "Operasyon desteği masasında oturmuştu Seçil Hanım. Okan Turan parasını çekti, ben imzasını aldım. Daha sonra paranın teslimi için Seçil Hanım seslendi. 'İçeri gelin.' diye davette bulundu. Paraları desteyle sayıp verdik." dedi.
Ü.N.Y, sanık Ali Yörük'ü, futbol camiasından isimlerle beraber gördüğü için uzun süre Fatih Terim'in şoförü sandığını belirtti.
HAKİM: ERZAN'A YÖNELİK TARTAKLAMALAR OLMUŞ
Mahkeme başkanının, "Şubede anormal durumlar, mesela kavgalar olmuş. Seçil Erzan'a yönelik tartaklamalar olmuş. Bunları bildirmeniz gerekmiyor mu? Bunlar hiç konuşulmadı mı?" sorusuna Ü.N.Y, ''Hiç konuşulmadı, duymadım." yanıtını verdi.
Tanık olarak dinlenen bankanın güvenlik görevlisi S.T. de şube müdürü Erzan'ın misafirleri geldiğinde kapısını kapattığını belirterek, "Arbede olmuş olsa şube içerisinde nihayetinde yerinizden kalkarsınız. Neye ne şekilde müdahale edeceğim? Bankada bağırış çağırış duymadım." dedi.
Mahkeme başkanının, "İnsanların boş valizle gelip dolu olarak çıktığını görmediniz mi?" sorusu üzerine S.T, görmediğini ifade etti.
MÜŞTEKİ AVUKATI: YALAN BEYANDA BULUNDUĞU AÇIK
Tanığın bu ifadesi üzerine müşteki avukatlarından Murat Öksüz, "Bu tanıkların yalan beyanda bulunduğu çok açık. Yalan tanıklıktan suç duyurusunda bulunmanızı istiyoruz." diye konuştu.
Alınan tanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük'ün tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Heyet, diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 31 Mayıs Cuma gününe erteledi.
Öte yandan, Fatih Terim'in ''müşteki'' olarak yer aldığı birleştirme talepli hazırlanan iddianamenin mahkemece kabul edildiği öğrenildi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak, yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Çeviker'e para karşılığında yazılı evrak verildiği, ancak daha sonra Çeviker'in Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
305 YILA KADAR HAPİS TALEBİ
Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 93 yıldan 305 yıla kadar hapsi isteniyor.
Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenilen iddianamede, sanık Rüya Sağır'ın da "nitelikli dolandırıcılık" suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.