Doban-kun, Japonca’da “yassı kil adam” anlamına geliyor. 5.8 santimetre uzunluğunda, 3.7 santimetre genişliğinde ve 48.4 gram ağırlığında olan tablet, üzerindeki deliklerle dikkat çekiyor. Delikler, bir insan figürünü andıracak şekilde dizilmiş ve bu düzenlemenin, sosyal bağları güçlendirmek için yapılan ritüellerde bir sayma aracı olarak kullanıldığı tahmin ediliyor.

Jōmon kültürü, M.Ö. 14000 ile 300 yılları arasında Japonya’da varlığını sürdüren, karmaşık bir toplum yapısına sahipti. Büyük ölçekli tarım yapmayan bu toplum, çömlekçilik, takı ve heykel yapımı gibi gelişmiş el sanatlarıyla tanınıyor. Özellikle doğal malzemelerden yaptıkları araç ve gereçlerle biliniyorlar.

Öyu Taş Çemberleri, geç Jōmon dönemine ait önemli bir arkeolojik alan. M.Ö. 2000 civarında inşa edilen bu alan, geniş taş çemberlerden oluşuyor ve sundurma benzeri bir düzenlemeye sahip. Çemberlerin büyük olanları ritüel amaçlı kullanılırken, küçük olanlarının mezar işlevi gördüğü düşünülüyor. Ayrıca taşların düzeni, Jōmon halkının güneşin hareketlerini anladığını da ortaya koyuyor.

Arkeologlar, Doban-kun’un yanında bulunan kurulumun sahibinin, o dönemde yerel bir öneme sahip, ancak ulusal düzeyde bir elite ait olmadığını belirtiyor. Bu kişi, toplumsal veya siyasi belirsizlik nedeniyle bu nesneyi saklamış olabilir.

Öyu Taş Çemberleri Merkezi’ne göre, Doban-kun gibi objeler, Jōmon halkının karmaşık ritüelleri ve toplumsal organizasyonu hakkında bilgi sunuyor. Bu kil tabletin üzerindeki detaylar ve kullanımı, o dönemin sosyal bağlarının ne kadar güçlü olduğunu gözler önüne seriyor.