Türk rivierası Antalya, Gazipaşa'dan Kaş'a uzanan 647 kilometrelik sahili boyunca ziyaretçilerine adeta dantel gibi işlenen bakir koylarıyla unutulmaz bir tatil vadediyor.
Çoğunluğu kara ulaşımı olmayan koylara "mavi yolculuk" yaparak teknelerle gelen tatilciler, Akdeniz'in uçsuz bucaksız manzarasını hayranlıkla izliyor.
Tatilciler, koylara kadar uzanan dağlardaki yemyeşil ormanları izleyerek denize girmenin mutluluğunu yaşıyor.
Turkuaz renkli berrak sularıyla ilgi çeken koylar, ziyaretçilerin tatil programlarının en önemli rotalarını oluşturuyor.
Kentin batısını kapsayan "Işıklar ülkesi" olarak bilinen Likya Birliği ile doğu ilçelerini kapsayan Pamfilya uygarlığının izlerinin de yer aldığı koylarda bugüne ulaşan tarihi kalıntılar da tatilcileri adeta geçmişte yolculuğa çıkarıyor.
Tatilciler, koylarda nesli tükenme tehlikesi altındaki Akdeniz fokları ve caretta caretta ile orfozları da görme şansı yakalayabiliyor. Tatilciler, koylarda dalış yaparak su altının eşsiz güzelliğini, rengarenk balıkları izliyor.
"Akdeniz fokları, caretta carettaları görebiliyorlar"
Antalya Tanıtım Vakfı Başkanı Yeliz Gül Ege, Antalya'nın mavi ve yeşilin buluştuğu, kısa bir zaman zarfında 1500 metre yüksekliklere ulaşılabilen bir kent olduğunu ifade etti.
Antalya'nın dağların, yemyeşil ormanların denizle buluştuğu koylara sahip olduğunu dile getiren Ege, "Yemyeşil ormanlar arasında olma özelliğiyle başka ülkelerde pek de rastlanmayan koylara sahibiz. Çok fazla bilinen koylar olduğu gibi bilinmeyen, keşfe çok açık, deniz yoluyla ulaşılabilen koylarımız gerçek bir doğa harikası. Likya Yolu üzerinde yürüyerek ulaşılabilen koylarımız turistlerin büyük ilgisini çekiyor" dedi.
Koyların zengin su altı güzelliklerine de sahip olduğuna işaret eden Ege, şöyle konuştu:
"Tatilciler bu koylarda Akdeniz fokları, caretta carettaları görebiliyorlar. Bu koylarda kürek sörfü gibi su sporlar yapabiliyorlar. Antalya'nın tanıtımında en çok kullandığımız denizin daha farklı yönünü anlatmamız ve bu koyları tanıtım argümanı olarak kullanmamız yerinde olacaktır. Artık insanlar pandemiden sonra daha kendi başına kalabileceği, yalnız vakit geçirebileceği ortamları tercih ediyor. Antalya'nın karadan ulaşımı olmayan koyları da tam da insanların istediği bu dinginliği tatilcilere sunuyor."
Yeliz Gül Ege, bakir koylara ulaşan tatilcilerin ayak izleri dışında arkalarında başka hiçbir şey bırakmaması gerektiğine dikkati çekti.
Antalya'nın koylarının bazılarının da tarihle iç içe olduğunun altını çizen Ege, "Mavi ve yeşilden bahsediyoruz ama en çok ilgi çeken de tarihi kalıntılar. İnsanlar Olimpos, Kekova, Phaselis gibi bölgelerdeki koylarda tarihle iç içe yüzebiliyor" ifadelerini kullandı.