Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhindeki soykırım davasına müdahillik beyanını Divan'a sundu.

Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi ve TBMM Milletvekillerinden oluşan heyet, Türkiye’nin müdahillik beyanını bugün UAD Yazmanlığına iletti.

Büyükelçi Selçuk Ünal ve AKP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cüneyt Yüksel, Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel ile Anayasa Komisyon Üyesi ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan’dan oluşan heyet, İsrail'e karşı açılan soykırım davasına Türkiye’nin müdahillik bildirimini teslim etti.

Türkiye böylece Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya’nın ardından UAD'deki Güney Afrika-İsrail arasındaki soykırım davasına müdahillik bildiriminde bulunan yedinci ülke oldu.

Türkiye, bu zamana kadar müdahillik bildiriminde bulunan en önemli bölge ülkesi olarak öne çıkıyor.

Divan Statüsü'nün 63. Maddesi kapsamında müdahillik bildirimi yapan Türkiye’nin girişimi hakkında davanın tarafı olan İsrail ve Güney Afrika’nın Divan tarafından bilgilendirmesi ve bu iki ülkenin de Türkiye’nin müdahillik bildirimine ilişkin gözlemlerini Divan’a sunması bekleniyor.

DIŞİŞLERİ’NDEN AÇIKLAMA

Dışişleri Bakanlığı, konu hakkında şu yazılı açıklamayı yaptı:

- "Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından İsrail’in 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüklerinin ihlaline ilişkin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı (UAD) nezdinde yapılan başvuruyu ülkemiz sürecin başından itibaren takip etmektedir.

- Müdahillik imkanlarına yönelik titizlikle gerçekleştirilen değerlendirmeler sonrasında ülkemizin davaya müdahil olma kararı, Sayın Bakanımız tarafından 1 Mayıs 2024 tarihinde açıklanmıştı.

- Bu süreçte Bakanlığımızın eşgüdümünde ilgili kurum ve kuruluşlarımızın katkıları ve katılımlarıyla yürütülen kapsamlı hukuki çalışma sonrasında başvuruya ilişkin Müdahillik Beyanımız, UAD Statüsü’nün 63. maddesi kapsamında Soykırım Sözleşmesi’ne taraf ülke olarak, 7 Ağustos 2024 tarihinde Divan’a sunulmuştur.

- Müdahillik kararımız, ülkemizin Filistin konusunun hukuk ve adalet çerçevesinde çözümüne atfettiği önemin yansımasıdır.

- İnsanlık vicdanı ve uluslararası hukuk, İsrailli yetkililerin hesap vermesini sağlayacaktır."

YILMAZ: ÖRNEK OLMASINI UMUYORUZ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabındaki paylaşımda, Türkiye'nin Güney Afrika'nın UAD'de İsrail'e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olmak için bugün başvuruda bulunduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:

"Ülkemizin hazırladığı kapsamlı dosya, hukukun üstünlüğü ve İsrail’in hesap vermesi açısından önemli bir girişimdir. Atılan bu adımın diğer ülke yönetimlerine de örnek olmasını umuyoruz. İnsani değerlere, uluslararası hukuka ve kurumlara duyulan güven, bu sürecin nasıl yürüyeceği ile yakından ilgilidir. 7 Ekim'den bu yana 40 bin masum Filistinliyi katleden soykırımcı Netanyahu ve hükümetinin hak ettikleri cezaları alana kadar bu davanın takipçisi olacağız. 1967 sınırları içerisinde, toprak bütünlüğüne sahip, bağımsız bir Filistin devleti oluşana ve mazlum Filistin halkı özgür olana dek bu desteğimizi sürdüreceğiz."

İSRAİL ALEYHİNE AÇILAN SOYKIRIM DAVASI

Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023'te, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda dava açmıştı.

Güney Afrika, Gazze'deki durumun aciliyet teşkil etmesi nedeniyle UAD'den ihtiyati tedbirlere hükmetmesini istemiş ve tedbir talebine ilişkin duruşmalar, 11-12 Ocak'ta Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılmıştı. Divan, 26 Ocak'ta tedbir kararlarını açıklamıştı.

Buna göre, İsrail'in Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemleri almasına, İsrail ordusunun Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesindeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle almasına, Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımları atmasına, Gazze'deki Filistinlilerin karşılaştığı olumsuz yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan temel hizmetlere ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemleri almasına, Gazze'deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi'nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler almasına, kararın yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ayda alınan tüm tedbirler hakkında Mahkemeye bir rapor sunmasına hükmetmişti.

Divan, Güney Afrika'nın 6 Mart'ta yaptığı ek tedbir talebi üzerine 28 Mart'ta açıkladığı ek tedbir kararında, İsrail'den Gazze'ye acilen ihtiyaç duyulan insani yardımların ulaştırılmasını sağlamasını, Filistinlilerin haklarını ihlal etmemesi gerektiğini ve ek tedbirlere ilişkin aldığı önlemleri 1 ay içinde Mahkemeye bir rapor sunmasına karar vermişti.

Divan, 24 Mayıs'taki kararında, Refah’ta sıkışan Filistinlilerin karşı karşıya kaldığı insani felaket tehlikesi nedeniyle daha önce hükmettiği tedbirlerin yeterli olmadığını belirterek, İsrail’in Refah kentine yönelik askeri saldırılarını derhal durdurmasına, Gazze'de acilen ihtiyaç duyulan hizmetlerin ve insani yardımın engelsiz bir şekilde sağlanabilmesi için Refah Sınır Kapısı'nı açık tutmasına, BM yetkili organları tarafından soykırım iddialarını araştırmak üzere görevlendirilenlerin, Gazze Şeridi'ne engelsiz erişimini sağlamak üzere etkili tedbirler almasını ve alınacak tüm tedbirlere ilişkin bir ay içinde Mahkeme'ye bir rapor sunmasına hükmetmişti.