25 Aralık günü, Azerbaycan Havayollarına ait bir yolcu uçağı Kazakistan'da düşerek 38 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Aynı gün, Rusya, Grozni'ye iniş yapan bir uçak sırasında Ukrayna'nın Rusya'ya drone saldırısı gerçekleştirdiğini, Rusya'nın ise bu saldırıyı püskürttüğünü açıkladı. 

Güney Kore'de bir yolcu uçağının inişi sırasında kontrolden çıkması sonucu meydana gelen kazada, iki kişi kurtarılırken, 179 kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Bugün Kanada'dan gelen haberlerde ise, bir uçağın Halifax Uluslararası Havalimanı'na inişi sırasında alev aldığı bildirildi. Ayrıca, Norveç'ten Hollanda'ya gitmek üzere havalanan bir yolcu uçağı, acil iniş yaparken pistten çıkarak büyük bir tehlike atlattı. Bu kazalar, son dönemde havacılık güvenliği ile ilgili endişeleri artıran olaylar arasında yer alıyor.

cronista'nın haberine göre iklim değişikliği nedeniyle, hava yolculuğu birkaç yıl öncesine göre daha tehlikeli. Bu ulaşım modunu kullanmanın daha güvensiz hale gelmesinin 5 nedeni vardır: 

Uçak kazaları neden arttı?

Türbülansta artış
Uçakta fırtına hasarı
Su basmış uçak pistleri
Uçağın kalkışını etkileyen ısı dalgaları
Rüzgarlar uçuşları yavaşlatıyor.

Hava yolculuğunun güvenliği, iklim değişikliğinin etkileriyle birlikte artan türbülans nedeniyle daha büyük zorluklarla karşı karşıya kalıyor. 

Reading Üniversitesi'nde atmosfer bilimleri profesörü Paul D. Williams'ın araştırmalarına göre, özellikle Kuzey Atlantik üzerindeki açık hava türbülansı, sıklık ve şiddet bakımından kayda değer bir artış gösterdi. 

1979'dan bu yana, bu bölgede şiddetli türbülans olayları %55 oranında arttı. Geleceğe yönelik projeksiyonlar ise, 2060'lara gelindiğinde bu türbülans olaylarının %180 oranında bir artış gösterebileceğini öngörüyor. Araştırmacılar, bu fenomenin küresel ısınmanın etkisiyle hızlanan jet akımlarındaki rüzgarların bir sonucu olduğunu belirtiyor.

İklim değişikliği, sıcaklıkların daha keskin aşırılıklara ulaşmasına ve yağışların sıklık ve yoğunluğunun artmasına neden olmaktadır. Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) verilerine göre, 1980'lerden bu yana aşırı yağışlarda, bölgeye bağlı olarak belirgin bir artış gözlemlenmiştir. Bu hava değişiklikleri, uçuşlar sırasında görünürlüğü etkileyerek güvenliği tehlikeye atarken, aynı zamanda daha büyük dolu fırtınalarının oluşmasına yol açmakta ve dolayısıyla uçaklarda hasar riskini artırmaktadır.

Pistlerde su baskını

Deniz seviyesinin yükselmesi, havaalanı altyapısı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. National Geographic'in alıntıladığı 2021 tarihli bir araştırma, dünya çapında 100 havalimanının deniz seviyesinin altında olduğunu ve bu durumun, 2100 yılına kadar sel riskinin 2100 kat artmasına yol açabileceğini ortaya koyuyor. Ayrıca, düşük seviyeli bölgelerde bulunmayan havaalanları da, daha yoğun fırtınalar ve artan yağış seviyeleri nedeniyle pist taşkınlarıyla karşılaşabilir. Bu iklim değişikliği kaynaklı hava olayları, havaalanlarının güvenliğini ve operasyonlarını daha da zorlaştırmaktadır.

Isı uçağın kaldırma gücünü etkiliyor

Sıcak hava dalgaları ve artan sıcaklıklar, havacılık sektöründe önemli sorunlara yol açmaktadır. Yüksek sıcaklıklar, uçağın kalkış kapasitesini doğrudan etkileyen aerodinamik faktörleri zorlar. Hava ısındıkça yoğunluğu azalır ve bu da uçağın kaldırma gücünü düşürür. Sonuç olarak, uçaklar daha fazla pist alanına ihtiyaç duyar ve uçak yükü üzerinde kısıtlamalar uygulanır, bu da özellikle sıcak günlerde kalkış operasyonlarını daha da zorlaştırır. Bu durum, hava yolculuğunun güvenliğini ve verimliliğini olumsuz şekilde etkileyebilir.

Güçlü rüzgarlar uçuşları olumsuz etkiliyor

Paul D. Williams'ın ekibi tarafından yapılan araştırma, jet akımlarındaki yoğunlaşmanın batıya doğru yapılan uçuşları olumsuz yönde etkilediğini gösteriyor. Hava akımlarındaki bu değişiklikler, daha güçlü rüzgarların oluşmasına neden olarak, uçuşları daha yavaş ve enerji açısından verimsiz hale getiriyor, bu da seyahat süresinin uzamasına yol açıyor. Doğuya giden uçuşlar, güçlü arka rüzgarlar sayesinde daha kısa sürede tamamlanabilirken, batıya giden yolculuklar önemli gecikmelerle karşılaşıyor, bu da uçuş sürelerini dengeleyerek yolcuların konforunu olumsuz etkiliyor.