İlişkilerin ilk dönemlerinde yaşanan mutluluk ve uyum hissi uzun süre devam edebilse de, zaman içinde bazı duygusal değişimler kaçınılmaz olabiliyor. Bu süreçte ortaya çıkan küçük ama tekrar eden işaretler, ilişkinin “nihai düşüş” evresine girdiğini gösterebiliyor.
1-AYRILIK DÜŞÜNCESİNİN ZİHİNDE YER ETMESİ
Uzmanlara göre “Ayrılmalı mıyım?” sorusunun zihinde belirmesi, ilişkinin sağlığı açısından kritik bir eşik olarak görülüyor. Bu soru tek başına bir karar anlamına gelmese de, ilişkinin artık sorgulanmaya başlandığını gösteriyor. Yapılan araştırmalar, çoğu ilişkide memnuniyetin aniden değil, ayrılıktan önce kademeli olarak azaldığını ortaya koyuyor.
İlişkinin bitmiş olduğu fikrinin kişide bir ferahlama hissi yaratması, uzmanlara göre önemli bir uyarı sinyali. Henüz ayrılma kararı alınmamış olsa bile, bu düşünce duygusal bağın zayıfladığını gösteriyor. Zamanla bu his, iletişimin azalmasına, sorunları çözmek için çaba göstermemeye ve ilişkinin ihmal edilmesine yol açabiliyor.
2-SEBEBİ BELİRSİZ SÜREKLİ YORGUNLUK
İlişkide sürekli taviz vermek, söylenen sözleri tartmak ve çatışmalardan kaçınmak, fark edilmeden duygusal tükenmişliğe neden olabiliyor. Uzmanlar, bu durumun yalnızca iş veya dış stres faktörlerinden değil, ilişkideki duygusal yükün adaletsiz dağılmasından da kaynaklanabileceğini belirtiyor. Sürekli yorgunluk hissi, ilişkinin kişiyi beslemek yerine tüketmeye başladığını gösteren işaretlerden biri olarak değerlendiriliyor.
3-AYRILIK KONUSUNDA SÜREKLİ KARARSIZLIK
Ayrılmak için net bir sebep bulunmamasına rağmen bu düşüncenin sık sık gündeme gelmesi de dikkat çekici bir işaret olarak öne çıkıyor. Uzmanlara göre bu dönemde kişiler, geçmişteki güzel anları mevcut sorunlarla kıyaslamaya başlıyor ve ilişkide yükün tek taraflı olduğunu hissetmeye başlıyor. Açık bir kriz olmasa bile, “kalmak için yeterince güçlü nedenler” ortadan kalkabiliyor.