Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın babası Erol Erkan tarafından işten atıldığını belirterek CİMER’e (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi) şikayette bulunan Merkez Bankası çalışan Büşra Bozkurt SÖZCÜ’ye konuştu.

Başkan Erkan’ın yaptığı ‘yalanlama’ niteliğinden açıklamalara tepki gösteren Bozkurt, “Başkan Hanım yalanlama mesajı yayınladığına göre, muhtemelen benim ve benim gibi çok sayıda çalışana babası tarafından baskı ve zulüm yaşatıldığından haberdar değil. Başkan Hanım 23 Aralık 2023’te ABD’ye gitti. Ben babasının bir talimatıyla 28 Aralık’ta işten atıldım. 1 aya yaklaştı Başkan Hanım ABD’den dönmedi. Kendisiyle o yüzden konuşup mağduriyetimi iletemedim. Erol Bey’in talimatlarına karşı çıkabilecek bankada bir tek kişi bile bulamazsınız. Bir personeli asansörde tokatladığı bütün bankada konuşuluyor. Bu personeli işten attığı, sonra şikayet edeceğini duyunca geri işe aldığını bankada duymayan kalmadı. Başkan Hanımın bunlardan haberi var mı bilmiyorum” dedi.

Bozkurt, hakkında dava açılması halinde bankanın kamera kayıtlarını mahkemede isteyeceğini de belirterek, “Makam arabasıyla her gün bankaya gelen, başkanlık makamının bulunduğu 9’uncu katta yetkisiz talimatlar yağdıran Erol Erkan’ın bütün görüntüleri kamera kayıtlarında mevcut. Başkan ABD’deyken bile Bankanın şubelerinde yaptığı denetimler herhalde kamera kayıtlarında duruyordur. Kamera kayıtlarının silinemeyeceğini düşünüyorum. Özel korumasının şikayeti üzerine işten attığı güvenlik amiri dahil ortada çok sayıda mağdur var. Benim CİMER şikayetim haber olunca bankada tanıdık tanımadık çok sayıda çalışan arayıp, ‘bizim yapamadığımızı sen yaptın’ diye tebrik etti. Delil de şahit de yeterince var. Mağduriyet yetmiyormuş gibi bir de yalancılıkla suçlanmak çok ağrımıza gidiyor” diye konuştu.  

Büşra Bozkurt, Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan’dan kendisini rahatsız eden bir davranış görmediğini söyledi.

MESELE BANKA MESELESİ DEĞİL

Başkan Erkan’ın, “Son günlerde şahsım ve ailemi hedef almak suretiyle, Bankamıza yönelik güven bozucu, kasıtlı ve gerçeklerle bağdaşmayan haberler dolaşıma sokulmuştur” şeklindeki açıklamalarına yanıt veren Büşra Bozkurt, şöyle konuştu:

“Bu sözler eğer benim CİMER’e yaptığım haklı şikayetime karşılık söylenmişse bu asıl beni ve benim gibi onlarca mağduru çok üzer. Merkez Bankası’nın itibarına zarar vermek aklımdan bile geçmez. Çünkü mesele çok değer verdiğimiz bankamız değil, yetkisiz bir kişinin bankaya gelip otorite haline dönüşmesi. Asıl bu davranış bankamıza zarar veriyor. Başkan yardımcısının odasına yerleşen, makam arabası, makam şoförü, özel koruma tahsis edilen yetkisiz bir kişinin önüne gelene talimat yağdırması, fırça atması, hatta tokat attığı iddiaları asıl bankamızın itibarına zarar veriyor. Ben ekmeğinin peşinde olan bir çalışanım. Ekmeğim yetkisiz bir kişinin talimatıyla elimden alındı. Küçücük çocuğumun rızkı çalındı. Başkan Hanımın çocuğu tabi ki kıymetli, peki benim çocuğumun hiç mi önemi yok? Diğer çalışan arkadaşlarımızın ailesinin, çocuklarının hiç mi değeri yok. Ben çocuğumu akşam okuldan almam gerektiğini, bu nedenle gece geç saatlere kadar çalışamayacağımı söylediğimde, torununa düşkün olan bir dededen anlayış bekliyordum. Ancak fırça yedim, aşağılandım, tehdit edildim, sonra da işten atıldım.”

BANKADAN EVE ÜÇ ÖĞÜN YEMEK GİDİYOR

“Bankada başkan ve üst yönetimin kullandığı bir mutfak var. Ancak, Erol Bey başkanlık katına sadece ailenin kullanacağı özel bir mutfak yaptırdı. Başkanın çocuğu için mutfağın yapıldığı söylendi. Ancak bütün malzemelerin aşırı lüks seçilmesi bankada rahatsızlık yarattı. 4 bin liraya çay bardağı alındığı söyleniyor. Lüks tabaklar, kaşıklar… Sayıştay denetim yaparsa bütün bunların faturalarına ulaşabilir. Özel mutfakta pişen yemekleri aile bankadaysa orada yiyor, bankada değil evdelerse özel paketlere konulup eve arabayla götürülüyor. Bazen sabah, öğlen, akşam eve yemek servisi yapılıyor. Hepsi kamera kayıtlarında var.”

TORBİLLE İŞE GİRMEDİM

“Haberler çıkınca benim eski başkanın akrabası olduğum, torpille bankaya girdiğim iddiaları da yayıldı. Bu iddiaların hiç biri doğru değil. 2020 yılında bankaya kadrolu personel olarak değil, dış kaynak diye tabir edilen taşeron firmanın elemanı olarak başladım. İşten atıldığımda da yine kadrolu değildim. Arkamda herhangi bir güç yok. Ancak bankada çalışan ve maddi manevi mağduriyet yaşayan, bankamızın itibarının zedelenmesinden rahatsız olan herkesin arkamda olacağına inanıyorum.”