Türkiye genelinde üst üste yaşanan yangınlar yüzlerce hektar orman ve tarım alanını küle çeviriyor. Son 1 haftada Türkiye'nin birçok şehrinde olduğu gibi İzmir'de de yangınlar çıktı.
İzmir'de son bir haftada Dikili, Çeşme, Karaburun, Urla, Kemalpaşa, Seferihisar, Ödemiş, Buca, Aliağa, Torbalı ve Bergama ilçelerinde çıkan otluk alan, maki, orman ve tarım arazisi yangınlarında yüzlerce hektar küle döndü.
"İKLİMLE ALAKASI YOK, İNSAN HATASI"
Yangınların yüzde 90'ının insan kaynaklı olduğuna dikkati çeken Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, şunları söyledi:
"Gelişmiş bir ülkede ormanlık alana giremezsiniz. Piknik yapmak istiyorsanız size devlet ormanın hemen kenarında bir alan verir ve siz orada pikniğinizi yaparsınız. Ama ülkemizde mangalını kapan ormana giriyor.
Bu, çok tehlikeli. Piknikçilerin çoğu ateşi söndürmeden gidiyorlar, avcılar bazen ateşi yeteri kadar söndürmüyorlar, sigara izmaritlerinin atılması bunlar hepsi büyük risk. Maalesef Türkiye'de bunlar hepsini yaşıyoruz. Hep, 'İklimler' deniyor ama hayır yangınların iklimle hiçbir alakası yok. Kesinlikle insan hatası."
'ORMANLARA GİRİŞ 365 GÜN YASAK OLMALI'
Valiliklerin 1 Haziran-31 Ekim arası ormanlara girişi yasakladığını hatırlatan Prof. Dr. Yaşar, "Bu yasaklamaların valilikler tarafından olmaması lazım. Tarım ve Orman Bakanlığı ‘365 gün ormanlık alana girilmeyecek’ demeli. Bu iş, en tepeden çözülecek ki 365 gün ilgililer, orman köylüleri dışında kimse ormana girmezsin. İlgililerin dışındakilerin ormana girmemesi gerekiyor. Çünkü girince maalesef çok ciddi alanlar kaybediyoruz" diye konuştu.
'İZMİR'DEKİ YANGINLARININ ÇOĞU PİKNİKTEN KAYNAKLANIYOR'
İzmir'de yangınların nedeninin insanların piknik hevesi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yaşar, şöyle konuştu:
"Herkes istediği her yerde piknik yapıyor. Yapmaması gerekir. Piknik yapılan alanların belirlenmesi gerekiyor, oralarda yangın tüplerinin olması, devletin gerekli önlemi alması gerekiyor.
Yangının başladığı yerde sert bir rüzgar varsa tutamazsınız. Yangın devasa bir olaydır, bir anda sizi sarmalar. Yapacak bir şey olmaz istediğiniz kadar uçağınız olsun. İzmir'deki yangınlarının çoğunun piknikten kaynaklandığını düşünüyorum.
Türkiye'de mangalını kapan ormana giriyor. Olmaz. Mesela Rusya'da giremezsiniz, çok sert kuralları var. Sizi eğer güvenlik, ormanın içinde vurursa bile hiçbir sorgu suali olmaz.
Onun için kimse giremez, giremiyor zaten. Ama bizim ülkemizde rahatlıkta anızlar yakılıyor. Cezası var ama uygulamada kimse ceza almıyor. Bunlar olduğu sürece de maalesef devam edecek."
'CEZA VAR AMA UYGULANMIYOR'
Yangında sadece ağaçların yandığı algısı olduğunu belirten Prof. Dr. Yaşar, şunları söyledi:
"Son yangınlarda küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar da kaybettik. Ama asıl canlı, topraktaki olan canlılar. O küçücük canlılar tarım için çok önemli. Onları biz yakıyoruz. Anız yakmak, çer çöp yakmak değil her şeyi yakıyorsunuz. Bu nedenle anız yakılmaması gerekir.
Ağaç değil, bütün ekosistemi çökertiyorsunuz. Bu nedenle çok çok dikkat etmek gerekiyor. Gerçi bu konuda kanunlarımız var ama ceza olmadığı için herkes istediği gibi mangal yakıyor, anız yakıyor ve sonuçta geldiğimiz nokta bu."